2007'den Bugüne 92,326 Tavsiye, 28,224 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Ölüm, Kayıp ve Yas
YAZI #7588 © Yazan Uzm.Psk.Dnş.Nadire TOPÇU | Yayın Mart 2023
Biricik oğlu hastalanıp ölen anne, oğlunun cesediyle deli gibi sokaklarda dolaşıp her rastladığı insandan oğlunu yaşama geri döndürmesi için yardım istemiş. Sonunda bu mucizeyi gerçekleştirebilecek tek kişi Budha’dır diyen bir bilgeye rastlamış. Anne Budha’ya gitmiş ve oğlunu yaşama geri getirsin diye ona yalvarmış. Budha anneyi dinlemiş ve şöyle demiş: “Senin acını sona erdirecek tek yol var, şehre in ve acının yaşanmadığı her evden bir hardal tohumu al ve hepsini bana getir.” Anne şehre koşmuş, kapı kapı dolaşmış ancak acının henüz yaşanmadığı bir ev bulamamış ve anlamış ki acıdan özgürce ayrılmanın tek yolu oğlunun ölüsüyle vedalaşmasıymış.

Albert Camus’un bir cümlesi geldi aklıma; “Ölüm herkesin başında ama herkesin ölümü kendine göre.” Annenin oğlu öldü, ancak kim bilir anne bu durumu kabul etmezse daha ne kadar ölecektir. Ölüm evrensel, değişmez ve kesindir. Bazen bunu kabul etmekte zorlanabiliriz. Aslında hayat bulan her canlı ölüm potansiyelini de içerisinde barındırır. Yaşamak kısmen her gün ölmek demektir. Ancak her gün öleceğimiz gerçeğiyle yaşayamayacağımız gibi her gün ölmemeyi de dileyemeyiz. Ölüm farkında olmasak da bizleri koruyor aslında. Ölüm bizi nasıl korur, olur mu öyle şey! diyebilirsiniz. Ölümün varlığının farkında olmamız hayatımızı canlı tutar. Hayatımıza anlam katar. Hayatımızı yaşanmaya değer kılar. Önemsiz olanı önemli olarak taşımaya engel olur. Diğer yandan gerçekten değerli olana değer vermemizi sağlar. Zaman gibi. Sevdiklerimizle vakit geçirmek gibi. Anın tadını çıkarabilmek gibi. Hayatımızı kendi isteğimize göre yaşamayı seçmek gibi. Bu örnekler uzar gider.

Ölüm bir kayıptır. Kayıp sevilen ve alışılan bir durumdan, kişiden uzaklaşmak zorunda kalmak ya da durumu sürdürememek gibi yaşanan değişiklik sonrası ortaya çıkan mahrumiyettir. Durumdan ya da canlı varlıktan yoksun kalmak demektir. Kayıp denilince genelde akıllara hep ölüm gelir. Hayır efendim, kayıp sadece ölüm demek değildir. Siz bir çocuğun en sevdiği, yanından ayırmadığı, her gece birlikte uyuduğu oyuncağını kaybettiğine şahit oldunuz mu hiç? Nasıl ağlar, çırpınır, oyuncağını ister değil mi? Siz o çocuğa “ben sana aynısından alırım, bak başka oyuncakların da var neden ağlıyorsun?” diyemezsiniz. Çünkü o oyuncağı seviyordu, onunla bağ kurmuştu, o en sık vakit geçirdiği oyuncağıydı. Çünkü o oyuncak farklıydı. Oyuncağın aynısından alsanız bile eskisi yine de farklı olacak. Hiçbiri birbirinin aynısı olmayacak. Hiçbirinin o çocuktaki anlamı aynı kalmayacak.

Ve evet,
Bir oyuncağı kaybetmek de kayıptır.
Çocukluğunun geçtiği mahalleden ayrılmak da bir kayıptır.
Yıllarca çalıştıktan sonra emekliliğe ayrılmak da bir kayıptır.
Üniversite son sınıfa gelmek, mezun olmak da bir kayıptır.
Boşanma da bir kayıptır.
Taşınma da bir kayıptır.
Evcil hayvanının ölmesi de bir kayıptır.
Bir kazada kolunu, bacağını kaybetmek de bir kayıptır.
Sağlığının eskisi gibi olmaması da bir kayıptır.

Bir gün kayıp ve yas ile ilgili konferans verirken bir dinleyicim şunu söylemişti; “Hocam o zaman hayatımız hep kayıplarla dolu.” Evet, hayata gelmek zaten kayıpların başlangıcı değil midir? Yeni doğan bir bebek dokuz ay yaşadığı anne karnını kaybetmiyor mu? Evet, hayatımız hep kayıplarla dolu. O halde kayıpları kabullenmenin, duygularımızla yüzleşmenin, kayıpları geçmişte bırakarak yolumuza devam etmenin yollarını öğrenmemiz gerekiyor değil mi?
Kayıplar karşısında gösterilen doğal ve normal tepkiye, deneyimlenen yeni duruma uyum sürecine yas denir. Kaybettiğimiz her şey için yas tutarız, kaygılanırız, kederleniriz, hüzünleniriz. Yas sürecindeyken hayatın anlamı olmadığını, hayatın boş olduğunu hissederiz. Yas tutmak aslında sağlıklı ve doğal bir süreçtir. Bu süreçte tüm bedenimiz ve ruhumuzla kaybı protesto ederiz. Yazının en başında bahsettiğim anne gibi.

Yas çözülmesi gereken bir sorun değildir. Yaşanması, içselleştirilmesi, eşlik edilmesi gereken bir süreçtir. Bu süreci herkes farklı yaşayabilir. Kimi insan bir ay yaşar kimi insan üç ay. Kimi insan yasıyla ilgili olan her şeyden kaçar kimi insan yasını dört yanından sarmalar. Kimi insan yasını müzik dinleyerek atlatır, kimi insan yasını her gün ağlayarak. Herkesin yası kendisine özel tıpkı parmak izlerimiz gibi.

Ülkemizde yaşanan deprem sonrasında, herkes kendine özgü şekilde yas tutuyor. Bazı insanlar yasını bir haftada tamamlamışken, bazı insanların yası iki hafta sürüyor. Bazılarımız yasıyla baş etmeye çalışırken, normal yaşantısına devam ediyor. Bazılarımız ise normal yaşantısına devam eden insanlara öfke kusuyor. Bir ergeni kulağında kulaklıkla son ses müzik dinleyerek ve çılgınlar gibi dans ederek görebilirsiniz. Bu onun yas tutmadığını göstermez. Deprem bölgesindeki çocukların duvarlara resim yaptığını görebilirsiniz. Bu onların yas tutmadığını göstermez. Bir insanın sosyal medyada gündelik hayatını paylaştığını görebilirsiniz. Bu onların yas tutmadığını yahut depremden etkilenen insanlara yardım etmediğini göstermez.

Bir danışanım aile üyelerinden birini kaybettiğinde şoka girmiş ve ağlayamamıştı. O esnada abisi “sen nasıl insansın, insan hiç ağlamaz mı, hiç mi üzülmüyorsun” diye tepki göstermişti. Abisinin bu tepkisinden sonra danışanım yıllarca gözyaşı dökemedi. Ağlayamıyordu. Abisinin o tepkisinin izi yıllarca peşini bırakmadı ve iç dünyasına akan gözyaşları ruhsal durumunda epey tahribata yol açtı(Artık ağlayabiliyor).
HERKESİN YASI KENDİNE ÖZGÜDÜR SEVGİLİ OKUR.
Mesleki çalışmalarımı yakından takip etmek ve bana ulaşmak isteyenler için aşağıya link bırakıyorum;

https://instagram.com/uzman.psikolojik.danismaniniz?igshid=YmMyMTA2M2Y=
https://youtube.com/@uzman.psikolojik.danismani5874

Sevgili okur,
Okuduğun için teşekkür ederim.
Destek olmak istiyorsan lütfen beğen, profilinde, sayfalarında, gruplarında paylaş.
Sevgiler, iyi haftalar.
     24 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Nadire TOPÇU Fotoğraf
Uzm.Psk.Dnş.Nadire TOPÇU
Kocaeli (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi21 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Dnş.Nadire TOPÇU'nun Yazıları
► Kayıp ve Yas Psk.Elif AKSU
► Kayıp ve Yas Psk.Şule ÜZÜMCÜ
► Kayıp ve Yas Dr.Psk.Beyza ÜNAL
► Kayıp ve Yas Psk.Doğan Demirkan ÖZDEMİR
► Kayıp ve Yas Psk.Ali BIÇAK
► Kayıp ve Yas Danışmanlığı Psk.İlke TARHAN
► Kayıp ve Yas Süreci Psk.Özgün ÖKLÜK OCAK
► Kayıp ve Yas Süreçleri Psk.Simge ÖZYÜREK
► Kayıp Nesneler ve Yas Psk.Hürriyet MANG
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Ölüm, Kayıp ve Yas' başlığıyla benzeşen toplam 16 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Psikolojik Danışma/Terapi Süreci Nedir? ÇOK OKUNUYOR Mart 2023
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


06:45
Top