2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Ne Kadar Farkındayım Ne Kadar Farkımdasın
MAKALE #12277 © Yazan Psk.İlkten ÇETİN | Yayın Şubat 2014 | 4,871 Okuyucu
NE KADAR FARKINDAYIM NE KADAR FARKIMDASIN
Dünyanın yarısı erkek, yarısı kadın. Cinsiyet olarak bir kadının diğerinden, bir erkeğin de diğer erkekten anatomik olarak pek bir farkı yok. Bununla birlikte, her insanı diğerinden ayıran belirleyici özellikler simalarından bir kitap gibi okunur. Sektörler, partiler, kurumlar, meslekler, hatta spor kulüpleri de böyle. Görünüşte kurumsal nitelikleri birbirinin aynıymış gibi olsalar da, bazılarını diğerinden ayıran oldukça belirgin özellikler vardır. Ve bu özellikler onları diğerleri arasından devamlı birkaç adım öne çıkarır. Kurumlara bunu sağlayan, yani diğer kurum ya da meslekler arasından öne çıkmasını ve “farkındalık” oluşturmasını temin eden insan faktörüdür. Herkes koşar ama, kimi zaman birinciyi bir salise fark belirler. Farkındalık yaptığımız her işte, attığımız her adımda, her düşündüğümüzde kendimize şu soruyu sormaktır; “Bunu yapmayı ya da bunu düşünmeyi ben mi istedim?” Farkındalık düşünebilme kabiliyetinin hakimi olabilmektir. Çay içerken önce çay bardağına dokunuruz dokunduğumuzu onaylarız. Şu an çay bardağına dokunuyorum. Sonra bardağı kaldırırız ve kaldırdığımızı onaylarız. Sonra çayımızı yudumlarız. Şu an çay içiyorum ve sadece çay içiyorum deriz. İşte şimdiye kadarki en güzel çayı içtiniz. Sadece çay içtiniz ve farkında olarak çay içtiniz. Çay içerken aklımıza düşünceler mi geliyor? Ben sadece çay içiyorum, düşünmeyi ben istemiyorum. Düşünceler dışarıdan geliyor diyebilmek farkındalığımızı sağlayacaktır. Farkındalık yapılan eylemle bütünleşebilmektir. Bu da sadece anda kalarak gerçek olabilir. Çünkü düşünceler ya geçmişten anılar ya da gelecekten hayaller olarak gelir. Öncelikle farkındalık kesinlikle iyi veya kötü insan olmayla alakalı değildir. Bunun iyi anlaşılması gerekiyor. Çünkü farkındalıkta 'iyi-kötü, doğru- yanlış, güzel-çirkin' gibi kavramlar yoktur. Farkındalık sadece ve sadece düşünebilme kabiliyetimizin kontrolünün bizde olup olmaması ile ilgilidir. Bu da kendimizi tarafsız bir gözle izleyerek kontrolsüz kaldığımız durumları kaydetmemiz demektir. Farkındalık bir çok öğretide 'aydınlanma' şeklinde ifade edilse de dini bir alt yapıdan gelen bu kavramın farkındalık ile ilgisi yoktur. Farkında bir insan attığı her adımı kendi onayıyla yapar. Bu insan çok usta bir sanatçı olabileceği gibi çok usta bir hırsız da olabilir. Gün içinde sürekli bir şeyleri yapma ve bir an evvel bir şeyleri sonuçlandırma hali içindeyiz. Bir süreliğine şöyle bir durup “Şu an bende neler oluyor?” demek aklımızın ucundan bile geçmiyor. Hatta yapma halinin yan etkilerinden biri olan “Kendimizden Uzaklaşma” halini yaşıyor, “Kendimiz Olma” halinden uzaklaşıyoruz. Peki “Kendimiz Olmak” neden bu kadar önemli? Çünkü gerçekten kim olduğumuzu ve hayatımızda olanların ne anlama geldiğini ancak kendimiz olduğumuzda fark edebilirsiniz. Örneğin 5 yıl süren ilişkiniz birden bire bitmiştir. Ve en yakın dostunuz “Bu hale nasıl geldiniz?” diye sorar. Siz de“Ben de bilmiyorum. Oldu işte” şeklinde yanıtlarsınız. Verdiğiniz bu yanıta ne kadar inanıyorsunuz? Bilmiyorum ama 5 yıl süren bir ilişkinin bir anda bitiyor olması çok inandırıcı değildir. Eminim geçmişte bu aşamaya gelene kadar bir sürü işaret olmuştur, ancak hiç biri fark edilmemiştir. Benzer durumlarla karşılaşmamak adına yapılacak tek şey farkındalık geliştirmektir. Farkındalık geliştirerek sadece hayatınızda olanları değil ileride nelerin olacağını önceden fark etme becerisini kazanabilirsiniz. Şimdi iki dakikalığına sırtınız dik bir şekilde oturmanızı ve nefesinize odaklanmanızı istiyorum. Sadece nefesinizi izleyin, nefes almaya çalışmayın. Bakın bakalım nefesiniz bedeninizin neresinde; karnınıza doğru mu ilerliyor yoksa burnunuzdan bedeninize girişini mi fark ediyorsunuz? Şimdi tekrar bir 2 dakika daha nefesinizi izleyin. İçinizden “Bu saçma bir şey, nefesi izlemenin ne faydası olabilir ki? Benim yapmam gereken daha onlarca şey var” veya “ Oooo çok güzel, çok keyifliymiş” şeklinde düşünceler geçebilir. Her iki düşünce de zihnin normal reaksiyonlarıdır. Zihninizi okyanusa benzetebilirsiniz. Hava şartlarındaki değişimlere göre okyanusun yüzeyi dalgalanır. Okyanusun derinlerine indiğinizde ise sadece sessizlik ve sakinlik vardır. Farkındalık terapisi ile tıpkı okyanusun dibindeki gibi zihnin derinliklerindeki sakin alana ulaşabilir ve o muhteşem “olma halini” deneyimleyebilirsiniz. Bunu yapabilmek çok kolay olmayabilir. Çünkü zihin her zamanki gibi alıştığı şeyi seçecek yani eğlendirilmek isteyecektir. Ve bir şekilde sizi “olma hali”nden uzaklaştırmak isteyecektir. Bu hali yenebilecek en kuvvetli şey, güçlü bir niyetinizin olmasıdır. Bunun için de öncelikle farkındalık çalışmasının size için neler kazandıracağını bulmak önemlidir. Örneğin; sürekli farkındalık çalıştığınızda, o günkü programınız hakkında düşünürken o düşüncenin bedeninizde yarattığı stresi de fark edebilirsiniz. İşte o zaman derin nefes alarak kaslarınızı rahatlayabilirsiniz. Ve artık toplantınıza gitmeye hazırsınızdır. Toplantı sırasında tekrar düşüncelerinize dikkatinizi verip bedeninizdeki gerginliği fark edebilirsiniz. Tekrar derin nefes alarak bedeninizi rahatlatabilirsiniz. Bedeniniz rahatladıkça karşınızdaki kişi de rahatlayacak ve anlatmak istediklerinizi anlamaya daha istekli olacaktır. Ve aranızdaki iletişim daha da güçlenecektir. Sözlü iletişim üzerine yapılan araştırmalarda kişilerin anlatılan içerikten çok bedeni yani vücut dilini izlediği görülmüştür. Farkındalık çalışmaları yaptıkça günlük pratikten daha öteye geçerek her anı farkındalıkla yaşamaya yönelirsiniz ki işte o zaman hayat daha anlamlı hale gelecektir. Farkındalık çalışması yapmak düşünceleri yok etmek değildir. Zihinde sürekli devam eden konuşma halini sakinleştirmek ve huzuru hissedebilmektir. Kontrol edilmemiş, izlenmemiş düşünceler değişik şekillerde kendini gösterir. Hayatınızda bozuk plak gibi sürekli tekrarlanan düşünceleri (kusur bulma, yargılama vb gibi ) deneyimlediğiniz oldu mu? Tüm bunlar tamimiyle karışık düşüncelerin yarattığı bir sonuçtur. Ve hepsi birer engel olarak hayatımıza görünürler. Bunları izleyebilmenin tek yolu farkındalığın yada dikkatin nefese yönlendirilmesidir. Bu durum bir kasın çalıştırılmasına ve kuvvetlendirmesine benzer. Kuvvetlenen kasınızla ne yaparsınız. Onu çalıştırmaya devam edersiniz. Farkındalıkta aynı şekilde yaşam boyu yapacağınız bir çalışma haline gelmelidir. Farkındalık beynin daha iyi odaklanmasını sağlayarak, empati özelliğinizi arttıracak, stresli veya sıkıntılı duygulara nasıl yanıt verileceği konusunda sizi güçlendirecektir. Farkındalık terapisini tamamlayan bireylerde düşünebilme kabiliyetinin kontrolü sağlanacağından, istenmeyen düşünceler akla gelmeyecek ve bomboş bir zihne sahip olunacaktır. Bu da yapacağımız işlere odaklanabilmemiz anlamına gelir. Bir sanatçı için bu 'ilham' kelimesi ile açıklansa da 'farkında' birisi için sıradan bir durumdur. Farkındalık ile duyguları izleyebilir öfkemizi ve tepkilerimizi kontrol edebiliriz. Bu da biz istemedikçe üzülmeyeceğimiz ve tepki vermeyeceğimiz anlamına gelir. Burada ısrarla vurgulanması gereken konu üzülmenin veya tepki vermenin iyi veya kötü olmadığıdır. Hayatta başımıza gelen olaylara iyi veya kötü demeden olduğu gibi kabul edebilmemizi sağlar. Farkındalık terapisi tamamlandıktan sonra insanlar düşünebilme kabiliyetlerinin hakimi olduklarından düşünceler ile gerçeklikleri oluşturma aşaması olan bir yaşam döngüsüne geçebilir. Farkındalık bilinci arttırır ve bilinçle de algı artar. Bilinci bir birim olan birisi okuduğu bir kitabı ya da yaptığı işi bir birim bilinçle anlar. Bilinci beş birim olan ise beş kat daha fazla anlayışa sahip olur. Farkındalık arttıkça anlayış artacak ve hayattaki sıradan gibi görülen aslında hiç de sıradan olmayan olaylar daha iyi algılanacaktır. Sonuç olarak kişi farkındalığını geliştirdiğinde tepki vermenin yerine karşılık verme hali oluşur. Karşılık verme halini kazanmak, kendinize vereceğiniz en güzel hediye olacaktır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Ne Kadar Farkındayım Ne Kadar Farkımdasın" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İlkten ÇETİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İlkten ÇETİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     3 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İlkten ÇETİN Fotoğraf
Psk.İlkten ÇETİN
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi259 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İlkten ÇETİN'in Makaleleri
► Ne Kadar Harçlık? Psk.Dnş.Seval Ulviye AKYOL
► Sınırlarınız Kadar Özgürsünüz Psk.Feyzullah ALPMAN
► Psikoterapi Ne Kadar Sürer? Psk.Buse ÇAKMAK
► İlişki Yaşamak Ne Kadar Zor! Psk.Dnş.Serap ALTU
► Kendimizi Ne Kadar Tanıyoruz? Psk.Dnş.Sibel DEMİR SARIOĞLU
► Karnem Kadar mı Seviliyorum? Psk.Selin KARA
► Birinden Bir Şey İstemek Neden Bu Kadar Zor? ÇOK OKUNUYOR Psk.Emine ÖZDEMİR
► Gençlere Özgürlük Ama Nereye Kadar? Psk.Dnş.Fatih UYUMAZ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Ne Kadar Farkındayım Ne Kadar Farkımdasın' başlığıyla benzeşen toplam 35 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Kendine Sevgili Misin? Şubat 2022
► Bilişsel Çarpıtmalar (Düşünce Hataları) ÇOK OKUNUYOR Temmuz 2012
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


05:45
Top