2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Sokak Hayvanları İçin Barınak mı Rehabilitasyon Merkezi mi?
MAKALE #14451 © Yazan Vet.Hek.A.Kutlu DAYIOĞLU | Yayın Mart 2015 | 6,979 Okuyucu
Özellikle 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununun da yayınlanmasından sonra sokak hayvanlarının rehabilitasyonu için bir çok belediyede Sokak Hayvanları Rehabilitasyon Merkezleri açılıyor.

Ama gözden kaçan önemli bir ayrıntı; Aslında Bu merkezlerin isminin ''Barınak'' olmadığı, ''Rehabilitasyon Merkezi'' olduğu ve kontenjanının sadece sokakta yaşayan değil, bakıma muhtaç, sakat veya saldırgan hayvanlarla kısıtlı olması gerektiğidir! Ayrıca dişi ve erkek sokak köpekleri de kısırlaştırma amaçlı geçici olarak barınaklarda kalabilir. Sokaktan her bulunan köpek yardıma muhtaçtır elbette ama üst üste köpek vb hayvanları sıkışık aynı yere koyduğunuzda çeşitli salgın hastalıkların çıkmaması imkânsızdır. Hele ki aşısız yavrular için barınaklar öldürücü virüs hastalıkları açısından hiç uygun yerler değildir. Ayrıca kalabalık barındırma durumunda hiyerarşik köpek sürü psikolojisinde ezilme, dayak yeme, ısırılma, hatta diğer köpekler tarafından öldürülme, yaralanma, aç kalma, hastalıklara yakalanma riski en yüksek seviyededir. Geçmişte bir çok barınakta bu yüzden çıkan salgın hastalıkların örneklerini veteriner hekim meslektaşlarım ve barınaklarda görevli ve gönüllü çalışanlar çok iyi bilirler. Bunlar arasında E.canis, Leishmaniasis, Parvo virus, Distemper , Leptosprirozis en önemli salgın ve bulaşıcı hastalıklardır. Bunların yanında kene, pire ve uyuz salgınları da hiç hafife alınacak düzeyde değildir.

Köpekler aynı kurtlar gibi geniş alanlarda sürü hiyerarşik sistemi ile mutlu mesut yaşarlar. Ama dar alanlarda bu hiyerarşik düzen kurulamaz. Baskın köpekler sürekli her kontakta diğer çekinik köpekleri baskılamaya çalışırlar. Çekinik köpekler dar alanlarda baskın köpeğin içgüdüsel lider olduğu alanın dışına çıkamadığı için sürekli sanki onun alanını ihlal ediyormuş ve liderliğine karşı bir tehditmiş gibi görünür ve çok şiddetli kavgalar, yemek yedirmeme, hatta bazı köpeklerin ufacık bir alanda esir gibi kalmasına kadar giden kötü durumlar oluşur. Hatta bu çekinik ezilen köpekler çok ciddi yaralanmalara ve öldürülmeye kadar giden zararlar görürler.

Sokaklardaki yaşam köpekler için çok zordur. Doğada yaşayan kurtlar içinde zor şartlar farklı şekilde de olsa vardır. Sonuçta doğada ve şehir yaşamında kurt ve köpek gibi sürü hayvanlarının yaşam şartları onların üreme ve davranışlarıyla dengeyi oluşturur. Tüm hayvan populasyonlarına iyi veya kötü her türlü müdahale o populasyonun dengesini bozar. Bu durum ileriye dönük olarak o populasyon için çok daha ciddi sorunlara neden olabilir. Mesela köpeklerde virütik bir hastalık olan parvo(Kanlı ishal )vb hastalıkların eskiye nazaran çok daha fazla artması bu tür bir kötü sonuçtur. Leishmaniasis hastalığı da hızla artmaktadır.

5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'na göre sokaklarda yaşayan sahipsiz kedi ve köpeklerin yakalanıp, kısırlaştırılıp, kuduz ve parazit tedavileri yapılıp, kulaklarına küpe takıldıktan sonra yakalandığı yere geriye bırakılmasını hükmediyor. Ama tüm bu işlemlerin eksiksiz yapılması gerekiyor ki doğru bir sonuca ulaşılsın. Yani bir hayvanı sadece kısırlaştırıp küpe takıp salmak , Kısırlaştırılan hayvanı başka bir bölgeye salmak, küpe numarası ve kayıtlarını düzgün tutmamak sokak köpeği probleminde düzensizlikleri artıran ve kontrol mekanizmasını engelleyen yanlış ve eksik uygulamalardır. Çok uzun süredir sokak köpekleri için mikroçip uygulaması şartı getirilmiştir. Kulak küpesi değişik nedenlerle kulaktan çıkıp düşebilirken mikroçip kalıcı bir kimliklendirme sağlar. Bir sokak köpeğinin kısırlaştırılmış olduğunu uzaktan anlamak açısından kulağında küpe olması tabi ki avantajdır. ama bu küpelerin düştüğü, çıkarıldığı veya düzgün numaralandırılmış kayıt sistemi ile takılmadığı durumlarda bir köpeğin nerede yakalandığı, hangi belediye tarafından kısırlaştırıldığı, aşılarının ne durumda olduğunun anlaşılması mümkün değildir. Hala daha belediyelerde görev yapan bazı meslektaşlarım diğer bölgelerden kendi bölgelerine hiç bir işlem yapılmadan veya kısırlaştırılıp kulak küpesi takılıp salınan köpekler konusunda rahatsızlıklarını belirtmektedirler. bu şekilde mikroçip takılmış bir köpek gerçekten takip edilebilecektir. Ama ne yazık ki mikroçip bakanlık tarafından belediyelere verilmesine rağmen hala daha yaygınlaşamamıştır. Keza sahipli köpekler içinde mikroçip kimliklendirmede en güvenilir yöntemdir. Bir köpeğin kim tarafından üretildiği, kime satıldığı veya verildiğinin takibi yapılabilecek ve hatta alan kişinin sokağa terketmesi durumlarında yasalarda hükmü olan gerekli cezai işlemler için yine mikroçipin gerçek ve işe yarar bir delil olarak iş göreceği aşikardır.

Ne yazık ki belediyelerin yasal anlamda kurmak zorunda olduğu barınakların hepsi de gerek şartları yerine getirmemektedir. Bazı barınaklar sokak hayvanları için gerekli şartları tam olarak sağlayarak hayvan refahını sağlarken bazıları göstermelik kurulup, kötü şartlarda köpek ve kedileri bir arada tutup genel olarak Belediye rehabilitasyon Merkezlerine olan güveni sarsmaktadırlar. Dileğimiz bu tip kötü diyebileceğimiz rehabilitasyon merkezlerinin de işlevlerini doğru olarak yerine getirebilecek şartlara en kısa sürede kavuşması ve hiç bir suçu olmayan hayvanların eziyet görmeden aç kalmadan, soğuk ve sıcak şartlarından kötü etkilenmeden yaşayabilecekleri gerçekten rehabilitasyon görevini yerine getiren barınaklar haline gelmesidir.

Türkiye'de belediyelerin yasa gereği açtığı sokak hayvanı rehabilitasyon merkezlerinin yanında kişilerin iyi niyetli çabalarıyla da olsa sokak hayvanlarına yardım için kurulan değişik boyut ve şekillerde hayvan barındırma yerleri mevcuttur. Bu yerlerin ruhsatı, denetlenmesi sorun olmaktadır. Kişilerin şahsi çabaları ile kurduğu bu tip barınaklarda (Bunlar rehabilitasyon merkezi değil gerçekten barınaktır.) kalan hayvanların sağlık ve barınma refahı hem onlara bakan kişiler açısından hem de orada kalan hayvanlar için çok zor şartlarda gerçekleşmektedir. Bir araya hayvanları toplamak eğer sistemli bazı önlemler alınmazsa sürü bulaşıcı hastalıklar, kontrolsüz üremelerle içinden çıkılmayacak durumlara neden olabilir. .bunun bir çok örneği geçmişte yaşandı. Bireysel çalışmalarla tabi ki bir çok hayvana yardım edilebilir ama en doğrusu bir araya gelinerek yapılan çalışmalardır. Türkiye'de bunun için kurulmuş bir çok dernek vardır. .bu derneklerde hayvanları seven onlar için bir şeyler yapmaya çalışan insanlar kendilerince bildikleri doğrularla çok ciddi çabalarla bir şeyler yapmaya çalışırlar. İmkanlar kısıtlıdır ve çok sayıda hayvana bakmak hem maddi hem manevi anlamda çok zordur. O yüzden bu çalışmalar gönüllülerin desteği ile devletin imkanları ile yapılmalıdır. Aksi taktirde hayvanlara yardımcı olmak isterken istemeyerek de olsa zarar verilebilir. Sokak hayvanları ile uğraşan ve onlara yardımcı olmaya çalışan her kesimden insanın birlik olup birbiriyle tartışmadan ortak paydalarda birleşmesi ve bir arada hareket etmesi doğru çözümlere götürecek ve hayvan refahı sağlanabilecektir. Ne yazık ki Türkiye'de bir araya gelip çözüm üretmesi ve birlikte çalışması gereken insanlar karşılarındaki insanların fikir ve düşüncelerini dinleme konusunda yeteri kadar olgun ve sağduyulu olamadıklarından bu birlikte çalışma sitemi en küçük üniteden en geniş olanına kadar tam gerçekleşememektedir.

Veteriner hekimlik hayatımda en baştan beri sokak hayvanları konusunda bir çok çalışma yaptım. Bundan aşağı yukarı 10 sene önce sevgili Reyhan Elbirliler ile birlikte Hayvanları Koruma Derneği Gönüllüleri Manisa (Hakdem) Derneğinin kuruluşunda yer aldım. Daha sonra 2 dönem Hayvan Hakları için Veteriner Hekimler Derneği'nde(Hayhaveder) başkanlık yaptım. Onlarca defa gerek toplantılarda, gerek televizyon programlarında değişik platformdaki hayvanları koruma dernek başkan ve üyeleri ile, Hayvan sağlığı Şube, Çevre Müdürlüğü ve Veteriner Hekimler Odası ile birlikte bir çok çalışmaya katıldım ve bu çalışmalarda yeni bir şeyler yapılması konusunda çözüm önerileri ile katkılarda bulundum. Ve hayvanları koruma konusunda çalışmaya devam edeceğim. Çünkü bu çalışmalarımın hem mesleğim , hem hayvan sevgim hem de insan olmamın bir gereği olduğunu düşünüyorum.

Barınaklardaki kedilerin durumuna gelirsek: Kediler sürü hayvanı değildir. O yüzden bir arada çok sayıda kediyi kapalı yerlerde barındırma kediler için sosyal ve sağlık açısından sorunlar yaratabilir. Ayrıca bazı enfeksiyon hastalıklarında kapalı ortamlarda kediler arasında hızla çoğalması doğaldır. Örneğin bu şekilde kalabalık bir arada bulundurma işle kedi nezlesi hastalığı(Rhinotracheitis) hızla tüm kedilere yayılır. Her kedi nezlesi olan kedinin enfeksiyonunu iyileştirme amacı ile baskılama ile de kedilerde ki bu hastalığın tüm kedilerde bulaşma sonrası gittikçe yaygınlaşması insanın bir hayvan populasyonuna müdahalesinden kaynaklanan kötü bir sonuçtur. Rhinotracheitis tedavisi sonucu bu hastalık tam iyileşmediği için baskılanan kronik hastalık diğer sağlıklı kedilere de bulaşmaya devam eder ve sonuçta her geçen gün kliniklerimize çok daha fazla kedi nezleli yavru ve yetişkin kedi gelmeye başlar. Kedi populasyonunu ve Halk sağlığını bu kadar ilgilendiren bir konuda ciddi araştırma ve planlamalar yapılmalı ve doğru adımlar atılmalıdır. Son zamanlarda FIP dediğimiz Feline İnfeksiyöz Peritonitis, FIV (Feline İmmunodeficiency Virüs) vb hastalıklarında hızla sokak ve ev kedileri arasında yayıldığını kendi kliniğimde ve diğer meslektaşlarımla olan diyaloglarımda görmekteyim. Dolayısıyla kediler içinde en doğru yapılacak işlem yakalayıp kısırlaştırıp. kulağından küçük bir kısmı işaretleyip , operasyon sonrası bakımları bittikten sonra, kuduz aşıları, iç ve dış parazitleri uygulanıp yaşadıkları aynı yere geriye bırakılmasıdır. Kediler şehir yaşamına köpeklere çok daha iyi adapte olurlar. Ayrıca fare, hamam böceği vb zararlı canlıları sayısını da kontrol altında tuttukları için sağlıklı kedilerin şehir yaşamında yararlı bir hayvan olduğunu düşünüyorum. Zaten aynı köpeklerde olduğu ''Sokak Hayvanları Rehabilitasyon Merkezleri'' Sağlıklı kediler için değil, kör, sakat, yaralı kediler için kullanılmalıdır. Ayrıca yine kısırlaştırılan kediler içinde geçici iyileşene kadar barınma sağlamalıdır
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Sokak Hayvanları İçin Barınak mı Rehabilitasyon Merkezi mi?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Vet.Hek.A.Kutlu DAYIOĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Vet.Hek.A.Kutlu DAYIOĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     5 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
A.Kutlu DAYIOĞLU Fotoğraf
Vet.Hek.A.Kutlu DAYIOĞLU
İzmir (Online hizmet de veriyor)
Veteriner Hekim
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi222 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Vet.Hek.A.Kutlu DAYIOĞLU'nun Yazıları
► Sokak Hayvanlarını Sevmek! Vet.Hek.Dr.Mustafa ALTUNTAŞ
► Sokak Köpekleriyle İlgili Bilgiler Vet.Hek.A.Kutlu DAYIOĞLU
► Sokak Hayvanlarının Yaşama Hakkı Vet.Hek.İ.Serdar SAYAR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Sokak Hayvanları İçin Barınak mı Rehabilitasyon Merkezi mi?' başlığıyla benzeşen toplam 36 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Kedilerde Agresiflik-Saldırganlık ÇOK OKUNUYOR Nisan 2013
◊ Bu da Bir Akrep Macerası Haziran 2017
◊ Pisipisi Otu Ekim 2009
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:44
Top