2007'den Bugüne 92,227 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,962 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Evlilikte Mantıksız İnançlar ve Düşünceler
MAKALE #16863 © Yazan Dr.Psk.Dnş.Ayfer SUMMERMATTER | Yayın Temmuz 2016 | 3,708 Okuyucu
Çift ve Ailelerde Yaygın Mantıksız İnançlar

Bilişsel-davranışçı aile terapisine göre kimi ilişkilerle ilgili bilişsel öğeler sağlıklı olmayı ve gelişimi destekler nitelikteyken, kimileri de sıkıntıya ve çatışmaya yol açar. Sağlıklı ilişkilerde eşler örneğin her iki eşin de ihtiyaçlarının önemli olduğu, ilişkilerin çatışmasız olamayacağı ve bir ilişkiyi inşa etmenin çaba gerektiğine inanırlar. Tersi durumda eşlerin yüksek beklentileri olumsuz olmaya başladığı zaman, evlilikleri ve birbirlerinin durumu hakkında negatif düşünceye geçme eğilimleri artar. Zihin okumalarına ne kadar güveniyorlarsa, hayal kırıklığına uğramış eşin işe yaramaz düşüncelere başvurması o kadar sorun yaratacaktır. “böyle davranıyor çünkü düşüncesizin biri” ve ya “ o böyle olmayı seçiyor, çünkü benden nefret ediyor” tarzı açıklamalar, incinen eşin, partneri ile kavga etmesine veya geri çekilmesine neden olur. Yargılandığını veya cezalandırıldığını düşünen diğer eşte genelde karşı atağa geçerek veya geri çekilerek yanıt verir. Bu döngü başladığı zaman genelde ilişkinin diğer alanlarına da çok kolaylıkla yayılır (Beck, 1988; Gladding, 2012)
Ellis ve meslektaşları, ilişki bozukluklarının bireylerin (1) eşlerine dair mantıklı veya gerçek olmayan inançları olduğunda (2) eşleri ve ilişkileri hakkında gerçek olmayan beklentilerine ulaşamadığında olumsuz değerlendirmelerin meydana geldiğini öne sürmüşlerdir (Dattilio, 2015). Ellis ve Herper (1961) ve Ellis (1987) yaygın bazı mantıksız düşünceleri listelemişlerdir. Kısaca bunlar (akt. Weeks ve Treat, 2012):
• Eşler her yaptıkları şeyden dolayı kabul edilmeyi, hem fikir olmayı, onaylanmayı ve sevilmeyi beklerler. Bu aşırıya kaçtığında çiftlerden biri veya her ikisi her hareketi sevgi ve onaylanma ile eşleştirir. Beklentiyi karşılamayan her hareket, duygusal olarak yoğun bir hayal kırıklığı, reddedilmek ve sevilmemek olarak algılanır.
• Mükemmel eş beklenen her şeyi yapabilmelidir. Bu eşler beklenenden daha başarılıdır, sınırları zorlar ve nadiren yardım isterler. Eş diğerinin ihtiyacını tahmin etmeye çalışır ve aslında olmayan bir ihtiyacın var olduğunu sanır. Mükemmellik için uğraşsalar da bu eşler her zaman başarısız olduklarını hissederler ve eşinin kendisinden ne beklediğini zihin okuyarak tahmin etmeye çalışırlar.
• Bir eş diğeri tarafından yanlış olarak algılanan bir davranış yaparsa, mağdur olan eş diğerini cezalandırma hakkına sahip olur. Bu durum affediciliğe yol vermez, sadece cezalandırma ve intikama yol açar. Bu durumda yaşanan durumlara en iyi örnek aldatma olayı olduğundadır. Aldatılan eş masum bir görgü tanığı olarak algılanırken, aldatan eş çoğunlukla hain olarak algılanır.
• Bütün eşlerin birbirlerinden beklentileri olur. Normal koşullarda tüm bu beklentiler yerine getirilemeyebilir. Fakat bazı eşler hayal kırıklığı, hüsran veya dürtü kontrolüne karşı çok az toleranslıdır. Böyle eşler narsistik olarak çok kırılgandır. Beklentileri gerçekleşmeyince kişisel olarak yaralanmış veya saldırıya uğramış hissederler.
• Bazı çiftler mutsuzluklarından dolayı birbirlerini suçlama eğilimindedirler. Bu tür çiftler mutluluğa dair sorumluluğu dışsallaştırırlar ve kendi davranışlarını sorgulama gereği duymazlar. Bu eşler seanslarda diğer kişi veya ilişki ile ilgili konuştuklarında, mutsuz olan eşin olaylarla veya kişilerle ilgili yaptığı yorumun nasıl bu duyguyu yarattığını göremez.
• Bazı çiftler yakınlık kurmaktan korkabilirler. Birçok eş için bu korku başlangıçta çok bilinçsiz olabilir. Örneğin daha önceki partnerleri tarafından reddedilen kadın eşinin de kendisini reddedeceğini düşünerek bu durumdan korkabilir ve kendisinin reddedeceği koşullar oluşturabilir veya mesafe koyarak kendini bu korkudan koruyabilir. Bunun diğer bir şekilde ifade edilişi ise kaybetme endişesi ile bağımlı bir ilişki geliştirmedir. Eğer her iki çiftte bağımlı ise bu kaygıları en aza indirgenmiş olur.
• En yaygın evlilik mitlerinden biri balayından sonra her şeyin çok güzel olacağıdır. Böyle inanan eşler evliliğin çok kolay olduğunu veya olması gerektiğini zannederler. İlişkilerin zor olduğu, sürekli bir özen ve çaba gerektiği gerçeği ile yüzleştiklerinde, bazen boşanma, madde bağımlılığı veya kendini işe verme gibi yollarla kaçmayı tercih ederler. Bu mitlerden etkilenen çiftler, problemin çabucak çözülmesi gerektiğine inanırlar. Genç çiftler çatışmanın çok kötü bir şey olduğuna, problemlerin öfke duyguları olmadan hemen çözülmesi gerektiğine inanırlar. Onlara göre bunu başaramamak evliliğin başarısız olduğunu gösterir.
• Bazı çiftlerde, eşlerden biri çocukluk döneminde yaşadığı olumsuz bir olayı şuan ki yaşantısına geneller ve bunun değiştirilebileceğini görmez. Örneğin çocukluğunda tacize uğramış bir kadının, bir erkek tarafından tacize uğramış olsa da tüm erkekleri güvenilmez olarak değerlendirmesi ve bunu eşine yansıtmasıdır.
• Çiftlerden biri veya her ikisi hiç bir şey yapmadan durgun, pasif ve bağımsız olarak keyfine bakarak mutlu olabileceğine inanmaktadır. Kendisine yönelik sorumlulukları almaz ama diğerinin üstüne düşen görevi yapmasını beklerler.
• Bazen de çiftlerden biri kendi sorunları ile yüzleşmek yerine başka insanların problemlerine yönelirler. Bazı işlevsiz çiftlerde bu gözlenebilmektedir. Eşlerden bir hasta, diğeri ise ona bakan, sağlıklı kişi rolünü alır. Burada sorun bakan/sağlıklı kişinin örneğin kendi depresyonu ile yüzleşemeyip, kendine hasta bir eş seçmesidir.
• Bazı çiftler sorunlarının sihirli bir şekilde çözüleceğine inanırlar. Bu nedenle çevrelerinden sürekli destek ararlar. Böyle çiftler alternatif sonuçlar üretmek ve ya yaratıcı olmak konusunda yetersizdirler.
• Bazı eşler duyguları üzerinde hiç hâkimiyetleri olmadıklarını ve bunu yaşamak zorlunda olduklarını düşünürler. Örneğin tartışma sırasında çiftlerden biri aşırı öfkelene bilir ve bu öfkesinin kontrol edilemez bir duygu olduğunu iddia ederek, değişmeye yönelik çaba sarf etmezler.
Bu mantıksız inançların yanında bunlara çok benzeyen ve Beck tarafından geliştirilmiş Bilişsel çarpıtmalar da bulunmaktadır.

Çift ve Ailelerde Yaygın Bilişsel Çarpıtmalar


Bilişsel çarpıtmalar, otomatik düşüncelere benzerler. Otomatik düşünceler bir olay sonucunda kişinin zihninden hızlıca ve kendiliğinden geçen, kişinin kendisini kötü hissetmesine neden olan düşüncelerdir. Tıpkı bir refleks gibi önceden herhangi bir belirti ya da mantığı olmaksızın ortaya çıkmaktadırlar. Diğer insanlara makul görünmese bile danışanlar için bu makul ve akla yatkındır (Beck, 2005). Aşağıda ailelerde en sık gözlenen bilişsel çarpıtmalar anlaşılır olabilmesi için birer örnekle açıklanmıştır (Dattilio ve Bahadur, 2005; Back, 2005; Weeks ve Treat, 2012; Dattilio, 2015).
Keyfi çıkarımlar: destekleyici ve kanıtlayıcı bilgi olmadan aile üyeleri tarafından sonuç çıkarılmasıdır. Örneğin, ebeveynin, ergenlik dönemindeki çocuğunun eve yarım saat geç gelmesi üzerine “bir haltlar karıştırıyor yine” sonucuna varması.
Seçici soyutlama: bilgi, bağlamından çıkarılır ve diğer önemli bilgiler dışlanırken belli detayların altı çizilir. Örneğin, karısının sorularına tek kelimelerle yanıt vermesi üzerine adamın “karım bana kızgın” sonucuna ulaşması.
Aşırı genelleme: Tek başına birkaç olay, bütün benzer, ilişkili ya da ilişkili olmayan olaylarla ilişkiliymiş gibi değerlendirilir. Örneğin, çocuğun arkadaşları ile dışarı çıkmasına izin vermeyen ebeveynlerine çocuğun “hiç bir şey yapmama izin vermiyorsunuz” demesi.
Büyütme veya değerini azaltma: Olayların olduğundan daha önemli ve ya önemsiz algılanmasıdır. Örneğin, kızgın bir kocanın kredi kartı harcamalarının fazla olduğunu fark edip “mahvolduk” demesi.
Kişiselleştirme: Sonuç çıkarmaya yetecek kanıt olmadığı halde dışsal olayları kişi kendine bağlar veya bir başkası ile kıyaslayarak kendini yetersiz bulur. Örneğin, kadın kocasının yemeğe tuz döktüğünü gördüğünde “yemeği beğenmedi” diye düşünmesi.
Ya hep ya hiç tarzı düşünme: Deneyimler ya siyah ya beyaz, ya bütünüyle başarılı ya da bütünüyle başarısız şeklinde yorumlanır. Bu tip düşünceler daima, asla gibi kelimelerle ifade edilir. Örneğin, adam dolabı tamir ederken, eşi herhangi bir öneri sunduğunda “ne yaparsam memnun olmuyor” diye düşünmesi.
Tünel görüş: Aile üyeleri bazen zihnindeki mevcut duruma uyan durumları görüp, uymayanları dışarda bırakmasıdır. Örneğin, “zaten canının her istediğini yaptığını” inanan bir koca karısının yaptığı bir seçimin kendi bencil isteklerinden kaynaklandığı suçlamasında bulunabilir.
Zihin Okuma: Bu sözel iletişim olmaksızın karşısındakinin ne düşündüğünü bilmesini sağlayan sihirli bir yetenektir. Bazı eşler uygunsuz niyetler atfederler. Örneğin bir adam kendi kendine “kafasından neler geçtiğini biliyorum; benim saf olduğu sanıyor” diye düşünmesi.
Zihinsel Filtre: Bu çarpıtma bir olumsuz olayın ardından gelen tüm olayların da benzer şekilde algılanmasıdır. Bu yeni deneyim eski olumsuz deneyimin süzgecinden geçerek değerlendirilir. Örneğin cinsel olarak kocasına hayır diyemeyen bir kadının kendine daha güvenir hale gelip hayır demesiyle kocasının “karım bana artık ilgi duymuyor” diye düşünmesi.
Etiketleme: Geçmişte yapılan hatalar ve eksikliklerin gelecekteki davranışlara yönelik bir klişe gibi algılanmasıdır. Örneğin, eşin ihtiyaçlarını ifade etmeyerek, “o bunu kabul etmeyecek kadar sinirli biri” şeklinde eşini etiketlemesidir.
Bu bozulmalar aile terapisinde önemli bir hedef haline gelir. Terapi sürecinde aile üyeleri bilişsel davranışçı model ile kendinin ve diğer aile üyelerinin yapmış olduğu bilişsel çarpıtmaları fark ederek tanımlar. Terapideki birçok müdahale teknikleri bu becerinin geliştirilmesine yöneliktir (Dattilio ve Bahadur, 2005)

Kaynakça
Beck, A. T. (1988). Love is Never Enough. USA: HarperPerennial
Gladding, S. T. (2012). Aile Terapisi, Tarihi, Kuram ve Uygulamaları. (Yıldırım, İ. Çev. Edt.). Ankara: Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği Yayınları
Dattilio, F. M. (2015). Bilişsel Davranışçı Çift ve Aile Terapisi Klinisyenler İçin kapsamlı Bir Rehber. (Özakkaş, T. Çev. Edt.) İstanbul: psikoterapi Enstitüsü Eğitim Yayınları
Dattilio, F. M. ve Bahadur, M. (2005). Cognitive-Behavioral Therapy With An East Indian Family. Contemporary Family Therapy. 27 (3) s. 367-382.
Weeks, G. R. & Treat, S. R (2012). Evlilik ve Çift Terapisi “Çiftler Terapide”. (Keçe ve Yürün Çev. ) Ankara: Pusula Yayınevi
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Evlilikte Mantıksız İnançlar ve Düşünceler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dr.Psk.Dnş.Ayfer SUMMERMATTER'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dr.Psk.Dnş.Ayfer SUMMERMATTER'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Ayfer SUMMERMATTER Fotoğraf
Dr.Psk.Dnş.Ayfer SUMMERMATTER
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Doktor Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi30 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Dr.Psk.Dnş.Ayfer SUMMERMATTER'in Yazıları
► İrrasyonel (Mantıksız) Düşünceler Psk.Nilüfer ŞİŞMAN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,962 uzman makalesi arasında 'Evlilikte Mantıksız İnançlar ve Düşünceler' başlığıyla benzeşen toplam 16 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Çocuklarda Beslenme Ocak 2019
► Neurofeedback Nedir? Şubat 2017
◊ Bana Fırsat Ver Anne! Aralık 2017
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


10:19
Top