2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Depresyonda Olan Birine Nasıl Yaklaşmalıyız ?
MAKALE #18871 © Yazan Uzm.Psk.Vedat AKDEMİR | Yayın Ekim 2017 | 2,875 Okuyucu
DEPRESYONDA OLAN BİRİNE NASIL YAKLAŞMALIYIZ ?

Her geçen gün yaşamış olduğumuz stres faktörleri artıyor. Bugün çocuk olmak, genç olmak, okumak, evli olmak, iş bulmak, geleceği planlamak, çocukları evlendirmek, yalnız kalmak gibi hayat döngüsü içerisinde bir dolu sıkıntılarla mücadele ediyoruz. Hayatımızı 30-40 yıl öncesine göre kolaylaştıran o kadar çok imkana sahip olmamıza rağmen bu yeni kazanımlar bizi daha mutlu ve huzurlu yapmadı.

Bilim ve teknoloji gelişti, insanlara ulaşma olanaklarımız arttı fakat insanlardan bir o kadarda uzaklaştık ve bireyselleştik. Artık herkesin uğraşması gereken bir sorunu var. Bu sorun yumağının içerisinde sosyal desteklerimiz azaldı ve bireyselleşme ön plana çıktı. Tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar çok gereksinimlerimiz arttı. Kapitalizmin tüketmelisin , daha çoğuna ihtiyacın var mesajlarına kendimizi o ölçüde kaptırdık ki ihtiyaç duyduğumuz veya aldığımız şeylerin çoğuna aslında o kadarda çok ihtiyaç duymuyoruz. Kendimizi bu ölçüde sıkıntıya sokmadan elde edilebilecek alternatifler de var fakat bizim için o alternatifler yeterli değil. Sanki hep daha çoğunu, hep daha güzelini elde etmeye programlanmışız gibi hareket ediyoruz. Sınırsız ihtiyaçlar ve beklentilerimiz bizi daha fazla çalışmaya, daha fazla yorulmaya, daha fazla yıpranmaya ve daha fazla mutsuzluğa itiyor.

Bütün bu faktörlerle beraber yaşamış olduğumuz sıkıntılar, beklentilerimizin gerçekleşmemesi, kendimizden uzaklaşmamız , çevremize yabancılaşmamız ,genetik faktörlerimiz, hormonal dengemiz depresyona girmemize neden oluyor.

Depresyonu yaşayan kişilerde yoğun bir mutsuzluk, daha önce zevk alınan etkinliklerden zevk alamama, aşırı yemek yeme veya çok az yeme, çok uyuma veya çok az uyuma, sosyal aktivitelerde azalma, ağlamaklı bir ruh hali, yorgunluk, sürekli olarak kendini halsiz hissetme, kendini değersiz önemsiz görme, konsantrasyon güçlüğü, unutkanlık gibi belirtiler görülmektedir.

Hangi nedenin depresyona neden olduğu sorusunun bugün hala net bir cevabı yoktur. Bilimsel araştırmalar, yeni geliştirilen teknikler ve ilaçlar sorunun çözümünde hala etkin bir arayışın olduğunun göstermektedir. Dünyada ve ülkemizde depresyona giren sayısı günden güne artmaktadır. Ülkemizde 2014 yılında 8 milyon 179 kişinin antidepresan kullanıldığı tespit edilmiştir.

Yapılan araştırmalar, kadınların erkeklere göre iki katı kadar daha fazla depresyona girdiğini göstermektedir. Bu durumun oluşmasında kadınların daha duygusal bir yapıda olmaları, sosyal ve ekonomik hayatta daha fazla kısıtlanmaları ve yıpranmaları önemli bir etkendir.

Depresyon tedavisinde ilaçların ve psikoterapinin önemli bir etkinliği bulunmaktadır. Depresyonun kişi üzerinde oluşturmuş olduğu etkiye göre bir tedavi planı oluşturulmalı kişinin bu plana etkin bir şekilde katılması sağlanmalıdır. Özellikle depresyon problemi yaşayan kişilerin yoğun bir isteksizlik yaşadıkları çoğu vakit düşük motivasyonlarla yaşamlarına devam ettikleri unutulmamalıdır.

Genel olarak depresyon ve çoğu ruhsal hastalığa fiziksel hastalıklarda olduğu gibi bir yaklaşım söz konusu değildir. Daha çok hastaların, sorunları kendi başlarına kontrol edebileceklerine, yeteri derecede gayret sarf etmediklerine yönelik bir bilinçaltı algı söz konusudur. Depresyon yaşayan kişilere yaklaşım şeklimizde çoğu vakit bu bakış açısı etkili olmaktadır. Böyle bir bakış açısı o kişinin keyfi bir tutum içerisinde davrandığının düşünülmesine neden olur. Çoğu vakit “ Kafana takma”, “Boş ver”, “git gez dolaş, biraz açıl” ,” Ne sorunun var ki senin” , “Her istediğin oluyor ne istiyorsun”, “Sana rahatlık batıyor” , “Senin yerinde olmak isteyen o kadar kişi var ki” gibi cümlelerle sorunun basite alındığı veya önemsemediği o kimseye yansıtılmaktadır. Böyle bir tutum depresyonlu kişiyi daha fazla yalnızlığa itecek, kendisini anlamadıklarını düşünmesine neden olacaktır. Hastanın yanında bulunan kişilerin ilk önce benimsemeleri gereken nokta, bu durumun bir hastalık olduğunu kabul etmeleri olacaktır. Eğer bu durum bir hastalık olarak görülmeyip keyfi bir tutum olarak değerlendirilirse o kişi yeteri ölçüde anlaşılamayacak, ilk zamanlarda gösterilen anlayış zamanla tepkiye ve olumsuz mesajlara yol açacaktır. Böyle bir tutum depresyonun daha kronik bir hal almasına neden olur.

Özellikle bu kişilerin sosyal desteğe çok ihtiyaçları vardır. Her ne kadar onlar yeterince iletişime açık ve istekli olmayan bir tutum sergiliyor olsalar bile sosyal desteklerin azlığı depresyonla mücadelede zorlanmalarına neden olur. Onun yanında olan ,onunla konuşan, onu anlayabilen kişilerin varlığı ona güç verecektir.

İyi bir diyalog ile sağlanabilecek olan yönlendirme, depresyon yaşayan kişilerin ihtiyaç duyduğu bir durumdur. Hasta hiç bir şey yapmak istemese de onunla kurulacak olan iyi bir iletişim, onun hayatını yeniden eskisi gibi programlamasına yardım etmemize imkan verecek ve sorunun daha kolay atlatılmasını sağlayacaktır.

Bireysel çabalar ve çevre desteği ile aşılamayan durumlarda bir tedavi programı dahilinde hareket etmek önemlidir. Eğer ilaç tedavisi başlanmış ise mutlaka bu ilaçları düzenli kullanması sağlanmalı belirli periyotlar ile ilacın etkinliği noktasında doktoru ile görüşülmelidir.

Depresyon tedavisinde psikoterapilerinde önemli bir etkinliği bulunmaktadır. Kişinin tıpkı ilaçlarda olduğu gibi psikoterapi seanslarına düzenli katılması önemlidir. Süreklilik sağlanamayan terapilerde motivasyonun zamanla azalacağı ve terapilerin istenilen düzeyde ve sürede etkili olamayacağı unutulmamalıdır.

Sporun depresyon sorunu yaşayan kişiler üzerinde pozitif bir etkisi bulunmaktadır. Çoğu vakit bu kişiler evden dışarı çıkmak istememekte sürekli odalarında uyumak istemektedirler. Fiziksel aktivitenin bu ölçüde azlığı depresyonu daha fazla arttırmaktadır. Yapılan bilimsel çalışmalar spor yapmanın depresyonu önemli ölçüde azalttığını göstermektedir. Bu nedenle spor mutlak teşvik edilmeli,her gün en az 30 dk yürüyüş yapılmalı, gerekirse bu aktivitelere dahil olunmalıdır.

Uzman Psikolog Vedat Akdemir
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Depresyonda Olan Birine Nasıl Yaklaşmalıyız ?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Vedat AKDEMİR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Vedat AKDEMİR'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Vedat AKDEMİR Fotoğraf
Uzm.Psk.Vedat AKDEMİR
İzmir (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
Uzman Psikolog / Çift ve Aile Terapisti / EMDR Terapisti
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi23 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Özgeçmiş - Çalışma Alanları - Makaleler (31) - Videolar - İletişim Bilgileri
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Vedat AKDEMİR'in Yazıları
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Depresyonda Olan Birine Nasıl Yaklaşmalıyız ?' başlığıyla benzeşen toplam 42 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Kendimi Çok Eleştiriyorum. Ne Yapmalıyım? ÇOK OKUNUYOR Kasım 2023
► Değersiz Değilsin Kasım 2021
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


05:43
Top