Dikkat Eksikliği Olan Çocuğa Nasıl Yardım Edebiliriz?
Akademik alanda kazanılacak beceriler, gündelik hayatta kazanılan becerilerden daha fazla miktarda enerji ister. Yapılandırılmış ortamda ardı ardına sıralanan bilgileri öğrenmek ve bu bilgileri saklamak pek çok bilişsel becerinin ortak hareketi ile mümkündür. Ancak çoğunlukla okullarda verilen eğitimden yararlanma miktarının öğrencinin sahip olduğu kapasite ile yakından ilgili olduğu düşünülür. Bu genel yargı nedeniyle akademik alandaki başarısızlık, çocuğun düşük kapasitesi veya çocuğun çalışma alışkanlığının olmaması ile açıklanır. Her ne kadar son yıllarda okul başarısızlığına bakış açısında değişiklik olmasına rağmen hala pek çok kişi için bilinmezlerle dolu bir konu olmaya devam etmektedir.
“Öğrenme güçlüğü”, “dikkat eksikliği” gibi kavramlar günlük konuşma dilinde pek çok kişinin kullanımında olmasına rağmen bu kavramların tam olarak ne demek olduğu, bu özelliklere sahip çocuklara nasıl yardım edileceği konusunda anne babaların ve ne yazık ki pek çok eğitimcinin aklı hala karışıktır. Bu akıl karışıklığı “öğrenme güçlüğü” veya “dikkat eksikliği” olan çocukların okul eğitiminden yararlanmalarını engelleyen bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yeni keşfedilen bir konu olması ve bu alanda yetersiz kaynak olması nedeniyle pek çok uzman bu alanları geliştirmek için etkinlik kitapları oluşturdular ve anne-babaların, eğitimcilerin kullanımına sundular. Özellikle dikkat eksikliği konusunda pek çok kaliteli çalışma özellikle son birkaç yılda yayınlandı. Bu gelişmeler bu konulara ilgisi olan ebeveynler için de eğitimciler içinde gerçekten çok sevindirici. Ancak pek çok etkinlik kitabı ve oyun olması bu alanda zorluk yaşayan çocukların sorunlarını çözmede istenen sonucu oluşturmada zayıf kalmaktadır. Çünkü pek çok ebeveyn de eğitimci de çocuğun bu oyunları oynadığında veya çalışma sayfalarını yaptığında dikkat eksikliğinin azalacağını düşünmektedir. Oysa akademik alanda yaşanan zorlukların tespit edilmesi de geliştirilmesi de sistematik bazı çalışmalar sonucunda elde edilebilir. Tüm bu aşamalar bu konunun uzmanları tarafından çocukla yapılan çalışmalarla ve çocuğa özel verilen yönlendirme ile gerçekleştirilebilir. İlk aşama çocuğun okul başarısızlığının nedenleri anlamaktır. Bunun pek çok nedeni olabilir. Bu nedenler genellikle planlama, düşünme becerileri, hafıza ve dikkat alanlarından bir veya birkaçında yaşanan zorluktur.
Bu alanlardan “dikkat” en çok ilgi gösterilendir. Muhtemelen bunun nedeni dikkatin öğrenme süreçlerinde etkisinin çok büyük olmasıdır. Öğrenmenin her aşamasında dikkat etkin olmalıdır. Dikkatin olmadığı ortamda öğrenme gerçekleşmez. Dikkatin yetersiz olduğu zamanlarda da pek çok hata yapılır. Peki dikkatinin yetersiz olduğu düşünülen veya dikkat eksikliği tespit edilmiş bir çocuğa nasıl yardım edebiliriz?
Bir çok uzman bu konuda dikkat oyunlarını(puzzle, memory gibi…) veya dikkat gerektiren çalışmaların bulunduğu kitapları önerir. Elbette dikkatin yoğunlaştırılmasını öğrenmek için çocuğun yaşına uygun materyal gereklidir. Ancak yalnızca materyale sahip olmak ve bu çalışmaları yapmak her zaman beklenen sonucu vermez. Çünkü yapılan çalışmanın içeriğinden daha çok çalışma esnasında çocuğa verilen mesajlar daha önemlidir.
Dikkati güçlendirme amacıyla yapılan her çalışmada çocuğa bazı stratejilerin öğretilmesi gerekir. Bu stratejileri kullanmayı başarabilen çocuk dikkat seviyesini arttırabilir.
Yukarıda kısaca özetlediğim nedenlerden dolayı anne-baba ve eğitimcilere dikkati güçlendirmek istediklerinde şu şekilde yaklaşım sergilemelerini öneriyorum.
Dikkati geliştirmeye yardımcı stratejiler:
Farkındalık: Dikkati güçlendirmek istediğimizde seçilecek çalışmaların özelliği basit olmalarıdır. Basit ancak belli miktarda dikkat gösterilmezse asla yapılamayacak çalışmalar en ideal çalışmalardır. (sözcük avlama, labirent, farklığı bulma, benzerliği bulma gibi) Çocuk bu tarz materyalle karşılaştığında çalışmanın basit olmasını gülümseyerek karşılar, çoğu kez “bu bebek işi” deyip birkaç dakikada yapar. Çoğunluklada hata yapar. Çünkü büyük bir özgüvenle acele davranır, muhtemelen hızlı yapmak onun için önemlidir. Aslında çalışmaların başında bu tarz hatalar sevindiricidir. Çünkü çocuğun bu hatalarla yüzleşmesi gelişim göstermeye başlamasının ilk adımıdır. Çocuğun ilk önce neyi düzeltmeye çalıştığını bilmesi sonrasında hangi yöntemleri kullanarak hatalarını düzelteceğini öğrenmesi gerekir.
Dur Düşün Yap: Dikkat eksikliği olan çocuklar genellikle yönergeyi duyar duymaz bir şeyler yapma çabası içindedir. Birçoğu ne yapmaları gerektiği, nasıl yapacakları ile yeteri kadar ilgilenmemektedirler. İşte bu noktada da hatalar yapılmaya başlanır. Bu nedenle çocuklara yönergeyi duyunca hemen harekete geçmemelerini önce DUR’malarını ve kendilerinden ne istendiği konusunda DÜŞÜNME’lerini daha sonra kendilerinden istenen şeyi yapmak üzere harekete geçmelerini yani YAP malarını istemek gerekmektedir. Aslında çocuğun yapması gereken çalışmada sadece bir yönerge varsa bu yönergeye uygun şekilde çalışmayı yapmak zor olmaz. Örn: “bu sayfadaki tüm “ba” hecelerini işaretleyin. Ancak yönergede birden fazla yapılması gereken iş varsa hata sayısı artar. Örn: “bu sayfadaki tüm “ba” hecelerini işaretleyin, koyu renkli olanları kırmızı ile açık renkle yazılmış olanları mavi renkli kalemle işaretleyin.” Dikkat eksikliği olan çocuk yönergedeki ilk işi duyduğunda harekete geçer hemen yapmaya başlar, bu arada yapacağı işteki detayları kaçırır. Çoğu zaman ne yapması gerektiğini düşünmeye vakit ayırmaz. Bu tarzda yapılan hataların önüne geçmek için çocuğun her çalışmada DUR-DÜŞÜN-YAP stratejisini kullanmayı öğrenmesi gerekir.
Sonuç değil süreç: Dikkatini toparlamakta zorlanan çocukların çoğu yaptığı çalışmanın sonucuna odaklanırlar. Bu nedenle kendilerine yöneltilen bir sorunun cevabını bir an önce vermek isterler. Bu nedenle de çoğu zaman sorunun detaylarına dikkat etmeyi unuturlar. Yazılması gereken bir sayfa yazının, düzeni, okunabildiği, hataların olup olmadığı ile ilgilenilmez. Yada bir matematik probleminin cevabı aceleyle söylenir. Bu iki örnekte de sonuca nasıl gidildiği önemsenmektedir. Oysa süreç, sonuçtan daha değerlidir. Bu nedenle tüm çalışmalarda çaba göstermenin önemi üzerinde durulmalıdır. Aceleyle yapılmış, kalitesine önem verilmemiş çalışmalar tamamlanmış kabul edilmemelidir.
Bakmakla görmek aynı şey değildir: Baktığımız her şeyi görebiliyor muyuz? Bunu anlamanın en kolay yolu baktığımız şeyi gözümüzü kapattığımızda hatırlayıp hatırlayamadığımızı kontrol etmektir. Görsel dikkat okul başarısında en çok üzerinde durulan konulardan biridir. Görsel çalışmalardaki detayları fark edebilen çocuk bu çalışmadan bir yorum çıkartabilir, bu çalışmaya anlam yükleyebilir. Mesela sınıfta tahtada yazılı bilgileri deftere doğru geçirmek, kitaptaki bir resimde gördüklerini doğru yorumlayabilmek, hatasız okuyabilmek gibi sınıfta yapılan pek çok çalışmada görsel dikkat ön plandadır. Bu nedenle yapılan çalışmalarda çocuğa bakmakla görmenin arasındaki farkı göstermek gerekir.
Duymakla dinlemek anı şey değildir: Görsel dikkat becerisinde olduğu gibi duyduğumuz her şeyi de dinlemiş olmadığımızı deneyimleme fırsatını dikkat geliştiren çalışmalarda vermek gerekir. Bulunduğumuz ortamda bir çok ses vardır ve bizler bunları duyarız ancak hangi seslere dikkat edileceği önemlidir. Sınıf ortamında öğretmeninin anlattıklarını duyan ama yanındaki arkadaşlarının konuşmalarını dinleyen çocuk için sınıfta bulunmanın veya bulunmamanın farkı yoktur. Çocuğun dinleme becerisini geliştirmek üzere “yönerge takibi” içeren çalışmalar yapmak uygundur. Dinlediği yönergeden hareketle kendisinden istenileni yapabilmesi bu çalışmaların hedefidir.
Kendine güven: Sık sık dikkat hataları nedeniyle gerçek kapasitesini gösteremeyen çocuklarda kendine güven azalabilir. Güveni azalan çocuk başkalarının yaptığının doğru olduğuna inanır ve başkalarını taklit eder veya sürekli onay almak ister, birkaç defa doğru anlayıp anlamadığını sorar. Bu nedenle tüm dikkat geliştirmeye yönelik yapılan çalışmalarda çocuğun güveni tazelenir, kendine inancı artar. Kendine güvenin artmasında çocukla çalışmaları yapan yetişkinin tutumları önemlidir. Küçük başarıları hemen fark etmek, küçük adımlarla ilerlemesi karşısında sabırlı olabilmek, cesaretini arttırabilmek en uygun yaklaşımlardır.
Ders çalışma düzeni ile ilgili yapılması gereken düzenlemeler:
Ev ödevleri yapılırken anne babanın yaklaşımları sınıf içindeki performansını arttırmada çok etkilidir. Kısaca bu detaylar şu şekilde sıralanabilir:
· Ev ödevi çocuğun sorumluluğudur. Eğer henüz bu sorumluluk kazanılmadıysa bir süre anne babanın kararlılıkla destek olması gerekir.
· Ödevlerin her gün aynı yerde yapılması önemlidir. Bir gün salonda bir gün mutfakta gibi her gün yer değişikliği önerilmez. Çocuğun bunu bir alışkanlığa dönüştürebilmesi için aynı mekanda ders çalışmalıdır.
· Mutlaka günlük planının olması gerekir. Çocuğun ihtiyacına uygun ve ev düzenine uyan plan çocukla birlikte yapılmalıdır. Planlamada dikkat edilmesi gereken en önemli kriterler, ödev yapılma zamanının günün sonuna bırakılmaması ve çocuğun çok sevdiği bir faaliyetle çakışmamasıdır. Her çocuğun planı farklıdır. Bazı durumlarda haftanın belirli günleri farklı sıralamalarla planlanabilir.
“Öğrenme güçlüğü”, “dikkat eksikliği” gibi kavramlar günlük konuşma dilinde pek çok kişinin kullanımında olmasına rağmen bu kavramların tam olarak ne demek olduğu, bu özelliklere sahip çocuklara nasıl yardım edileceği konusunda anne babaların ve ne yazık ki pek çok eğitimcinin aklı hala karışıktır. Bu akıl karışıklığı “öğrenme güçlüğü” veya “dikkat eksikliği” olan çocukların okul eğitiminden yararlanmalarını engelleyen bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır.
Yeni keşfedilen bir konu olması ve bu alanda yetersiz kaynak olması nedeniyle pek çok uzman bu alanları geliştirmek için etkinlik kitapları oluşturdular ve anne-babaların, eğitimcilerin kullanımına sundular. Özellikle dikkat eksikliği konusunda pek çok kaliteli çalışma özellikle son birkaç yılda yayınlandı. Bu gelişmeler bu konulara ilgisi olan ebeveynler için de eğitimciler içinde gerçekten çok sevindirici. Ancak pek çok etkinlik kitabı ve oyun olması bu alanda zorluk yaşayan çocukların sorunlarını çözmede istenen sonucu oluşturmada zayıf kalmaktadır. Çünkü pek çok ebeveyn de eğitimci de çocuğun bu oyunları oynadığında veya çalışma sayfalarını yaptığında dikkat eksikliğinin azalacağını düşünmektedir. Oysa akademik alanda yaşanan zorlukların tespit edilmesi de geliştirilmesi de sistematik bazı çalışmalar sonucunda elde edilebilir. Tüm bu aşamalar bu konunun uzmanları tarafından çocukla yapılan çalışmalarla ve çocuğa özel verilen yönlendirme ile gerçekleştirilebilir. İlk aşama çocuğun okul başarısızlığının nedenleri anlamaktır. Bunun pek çok nedeni olabilir. Bu nedenler genellikle planlama, düşünme becerileri, hafıza ve dikkat alanlarından bir veya birkaçında yaşanan zorluktur.
Bu alanlardan “dikkat” en çok ilgi gösterilendir. Muhtemelen bunun nedeni dikkatin öğrenme süreçlerinde etkisinin çok büyük olmasıdır. Öğrenmenin her aşamasında dikkat etkin olmalıdır. Dikkatin olmadığı ortamda öğrenme gerçekleşmez. Dikkatin yetersiz olduğu zamanlarda da pek çok hata yapılır. Peki dikkatinin yetersiz olduğu düşünülen veya dikkat eksikliği tespit edilmiş bir çocuğa nasıl yardım edebiliriz?
Bir çok uzman bu konuda dikkat oyunlarını(puzzle, memory gibi…) veya dikkat gerektiren çalışmaların bulunduğu kitapları önerir. Elbette dikkatin yoğunlaştırılmasını öğrenmek için çocuğun yaşına uygun materyal gereklidir. Ancak yalnızca materyale sahip olmak ve bu çalışmaları yapmak her zaman beklenen sonucu vermez. Çünkü yapılan çalışmanın içeriğinden daha çok çalışma esnasında çocuğa verilen mesajlar daha önemlidir.
Dikkati güçlendirme amacıyla yapılan her çalışmada çocuğa bazı stratejilerin öğretilmesi gerekir. Bu stratejileri kullanmayı başarabilen çocuk dikkat seviyesini arttırabilir.
Yukarıda kısaca özetlediğim nedenlerden dolayı anne-baba ve eğitimcilere dikkati güçlendirmek istediklerinde şu şekilde yaklaşım sergilemelerini öneriyorum.
Dikkati geliştirmeye yardımcı stratejiler:
Farkındalık: Dikkati güçlendirmek istediğimizde seçilecek çalışmaların özelliği basit olmalarıdır. Basit ancak belli miktarda dikkat gösterilmezse asla yapılamayacak çalışmalar en ideal çalışmalardır. (sözcük avlama, labirent, farklığı bulma, benzerliği bulma gibi) Çocuk bu tarz materyalle karşılaştığında çalışmanın basit olmasını gülümseyerek karşılar, çoğu kez “bu bebek işi” deyip birkaç dakikada yapar. Çoğunluklada hata yapar. Çünkü büyük bir özgüvenle acele davranır, muhtemelen hızlı yapmak onun için önemlidir. Aslında çalışmaların başında bu tarz hatalar sevindiricidir. Çünkü çocuğun bu hatalarla yüzleşmesi gelişim göstermeye başlamasının ilk adımıdır. Çocuğun ilk önce neyi düzeltmeye çalıştığını bilmesi sonrasında hangi yöntemleri kullanarak hatalarını düzelteceğini öğrenmesi gerekir.
Dur Düşün Yap: Dikkat eksikliği olan çocuklar genellikle yönergeyi duyar duymaz bir şeyler yapma çabası içindedir. Birçoğu ne yapmaları gerektiği, nasıl yapacakları ile yeteri kadar ilgilenmemektedirler. İşte bu noktada da hatalar yapılmaya başlanır. Bu nedenle çocuklara yönergeyi duyunca hemen harekete geçmemelerini önce DUR’malarını ve kendilerinden ne istendiği konusunda DÜŞÜNME’lerini daha sonra kendilerinden istenen şeyi yapmak üzere harekete geçmelerini yani YAP malarını istemek gerekmektedir. Aslında çocuğun yapması gereken çalışmada sadece bir yönerge varsa bu yönergeye uygun şekilde çalışmayı yapmak zor olmaz. Örn: “bu sayfadaki tüm “ba” hecelerini işaretleyin. Ancak yönergede birden fazla yapılması gereken iş varsa hata sayısı artar. Örn: “bu sayfadaki tüm “ba” hecelerini işaretleyin, koyu renkli olanları kırmızı ile açık renkle yazılmış olanları mavi renkli kalemle işaretleyin.” Dikkat eksikliği olan çocuk yönergedeki ilk işi duyduğunda harekete geçer hemen yapmaya başlar, bu arada yapacağı işteki detayları kaçırır. Çoğu zaman ne yapması gerektiğini düşünmeye vakit ayırmaz. Bu tarzda yapılan hataların önüne geçmek için çocuğun her çalışmada DUR-DÜŞÜN-YAP stratejisini kullanmayı öğrenmesi gerekir.
Sonuç değil süreç: Dikkatini toparlamakta zorlanan çocukların çoğu yaptığı çalışmanın sonucuna odaklanırlar. Bu nedenle kendilerine yöneltilen bir sorunun cevabını bir an önce vermek isterler. Bu nedenle de çoğu zaman sorunun detaylarına dikkat etmeyi unuturlar. Yazılması gereken bir sayfa yazının, düzeni, okunabildiği, hataların olup olmadığı ile ilgilenilmez. Yada bir matematik probleminin cevabı aceleyle söylenir. Bu iki örnekte de sonuca nasıl gidildiği önemsenmektedir. Oysa süreç, sonuçtan daha değerlidir. Bu nedenle tüm çalışmalarda çaba göstermenin önemi üzerinde durulmalıdır. Aceleyle yapılmış, kalitesine önem verilmemiş çalışmalar tamamlanmış kabul edilmemelidir.
Bakmakla görmek aynı şey değildir: Baktığımız her şeyi görebiliyor muyuz? Bunu anlamanın en kolay yolu baktığımız şeyi gözümüzü kapattığımızda hatırlayıp hatırlayamadığımızı kontrol etmektir. Görsel dikkat okul başarısında en çok üzerinde durulan konulardan biridir. Görsel çalışmalardaki detayları fark edebilen çocuk bu çalışmadan bir yorum çıkartabilir, bu çalışmaya anlam yükleyebilir. Mesela sınıfta tahtada yazılı bilgileri deftere doğru geçirmek, kitaptaki bir resimde gördüklerini doğru yorumlayabilmek, hatasız okuyabilmek gibi sınıfta yapılan pek çok çalışmada görsel dikkat ön plandadır. Bu nedenle yapılan çalışmalarda çocuğa bakmakla görmenin arasındaki farkı göstermek gerekir.
Duymakla dinlemek anı şey değildir: Görsel dikkat becerisinde olduğu gibi duyduğumuz her şeyi de dinlemiş olmadığımızı deneyimleme fırsatını dikkat geliştiren çalışmalarda vermek gerekir. Bulunduğumuz ortamda bir çok ses vardır ve bizler bunları duyarız ancak hangi seslere dikkat edileceği önemlidir. Sınıf ortamında öğretmeninin anlattıklarını duyan ama yanındaki arkadaşlarının konuşmalarını dinleyen çocuk için sınıfta bulunmanın veya bulunmamanın farkı yoktur. Çocuğun dinleme becerisini geliştirmek üzere “yönerge takibi” içeren çalışmalar yapmak uygundur. Dinlediği yönergeden hareketle kendisinden istenileni yapabilmesi bu çalışmaların hedefidir.
Kendine güven: Sık sık dikkat hataları nedeniyle gerçek kapasitesini gösteremeyen çocuklarda kendine güven azalabilir. Güveni azalan çocuk başkalarının yaptığının doğru olduğuna inanır ve başkalarını taklit eder veya sürekli onay almak ister, birkaç defa doğru anlayıp anlamadığını sorar. Bu nedenle tüm dikkat geliştirmeye yönelik yapılan çalışmalarda çocuğun güveni tazelenir, kendine inancı artar. Kendine güvenin artmasında çocukla çalışmaları yapan yetişkinin tutumları önemlidir. Küçük başarıları hemen fark etmek, küçük adımlarla ilerlemesi karşısında sabırlı olabilmek, cesaretini arttırabilmek en uygun yaklaşımlardır.
Ders çalışma düzeni ile ilgili yapılması gereken düzenlemeler:
Ev ödevleri yapılırken anne babanın yaklaşımları sınıf içindeki performansını arttırmada çok etkilidir. Kısaca bu detaylar şu şekilde sıralanabilir:
· Ev ödevi çocuğun sorumluluğudur. Eğer henüz bu sorumluluk kazanılmadıysa bir süre anne babanın kararlılıkla destek olması gerekir.
· Ödevlerin her gün aynı yerde yapılması önemlidir. Bir gün salonda bir gün mutfakta gibi her gün yer değişikliği önerilmez. Çocuğun bunu bir alışkanlığa dönüştürebilmesi için aynı mekanda ders çalışmalıdır.
· Mutlaka günlük planının olması gerekir. Çocuğun ihtiyacına uygun ve ev düzenine uyan plan çocukla birlikte yapılmalıdır. Planlamada dikkat edilmesi gereken en önemli kriterler, ödev yapılma zamanının günün sonuna bırakılmaması ve çocuğun çok sevdiği bir faaliyetle çakışmamasıdır. Her çocuğun planı farklıdır. Bazı durumlarda haftanın belirli günleri farklı sıralamalarla planlanabilir.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Dikkat Eksikliği Olan Çocuğa Nasıl Yardım Edebiliriz?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Bilge AYGÜN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Bilge AYGÜN'ün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
1 Beğeni
Yazan Uzman
|
dikkat, dikkat eksikliği, çocukta dikkat, çocuklarda dikkat, çocukta dikkat eksikliği, çocuklarda dikkat eksikliği
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.