Onlar Benim Yaşamımda (Hayvanların Yaşamımızdaki Yeri)
Onlar benim yaşamımda...
Çocukluğunuzu hatırlıyor musunuz ? Mahallenizdeki köpeğiniz Arap’ı ? Kediniz Sarman’ı ? Yoksa unuttunuz mu o can dostları enflasyon, kriz ve geçim sıkıntısı ile uğraşıp yaşamaya çalışırken ? Tabi ne çok düşünecek şey var değil mi ? Dolar kuru, borsa, gayri menkul fiyatları; Artık büyüdünüz değil mi ? Kocaman adamlar, kocaman kadınlar oldunuz ; Sahi bülbüller gece ötermiş, duydunuz mu hiç ? Yoksa gecelerimizi kaplayan televizyon sesinden duymak mümkün değil mi artık ?
Pazardan civciv alırdık her sene , sonra büyür tavuk veya horoz olurdu minik dostumuz, ne yapacağımızı şaşırır, ayrılırdık üzgün ve mecburen.
Pikniğe giderdik, su birikintilerinde kurbağa yavrularını görür balık görmüş gibi heyecanlanırdık, Manisa lalesi toplardık baharda, küçük bir kaplumbağa yavrusu bulurduk, beslerdik salatalık, marulla birkaç ay, sonra salardık bulduğumuz yere tekrar, ölmesin, doğasından kopmasın diye.
Kelebekler vardı kırlarda, her biri ayrı renk, ayrı desen, kendileri gibi renk renk çiçekleri gezerlerdi telaşla; Yine var biliyorum, ama ben göremiyorum, onların yanına gidemiyorum, gidemiyoruz, çünkü çalışmamız lazım, her gün daha fazla, her gün bir gün öncesinden daha fazla çalışmamız lazım, gittikçe artan ödemelerimiz var. Evimizi onlarca elektrikli aletle doldurduk, fesleğen saksısına yer kalmadı. Sonra da elektrik ödemesi için çalış ve kırlardaki kelebekleri çiçekleri göremeden yaşlan.
Parklar yaptık, şehir içinde yeşil alanlar, asfalt kaplı yollar ve beton binalardan boğulmamak için, dostluklar kurduk şehirde bizimle yaşayabilen köpek gibi hayvanlarla, ama dostlarımızla parklara girmemizi yasakladılar, hayatta hiçbir hayvan dostu olmayanlar ; ’’Parkta köpek dolaştırmak yasaktır !’’ diye tabelalar koydular parklara, köpekleri olanlar parka gitmesin, köpeklerini gezdirmesin, özetle köpek beslemesin demeye getirdiler hiç hayvan dostu olmayan, karşılıksız sevgiyi bilmeyenler.
Çocukken evden annemizin anlayamayacağı kadar ufak tefek yiyecekler çalardık, sokaktaki hayvan dostlarımız için, o küçücük aklımız ve duyarlılığımızla, rahat edemezdik biz tokken onların aç kalmasına, kendimizce paylaşırdık gerçekte hepimizin olanı, ama bize, insanlara verileni. Şimdilerde yine çocuklar evden yemek taşıyor sokaktaki aç dostlarına biliyorum ; Ama ayağından kurşunluyor bir köpeği kocaman adamlar, çirkin tüfekleri ile ve gece rahat uyuyorlar, çocuklarından utanmadan.
Çocukken hava çok soğuk olunca babamla ekmekleri sıcak su ile ıslatır, parka aç kuşlara vermeye koşardık, balkonumuza da koyardık, kirlenmesine aldırmadan, soframızdan artan bayat ekmekleri, çöpe de atabilirdik ama ayırır ve soğukta hayvancıklara ulaşması için emek harcardık, hala harcıyoruz ne güzel. O zamanda , şimdi de bazı avcılar hava çok soğuyunca, kuşlar, ördekler soğuktan aç ve yorgun düşüp uçamayınca koşuyorlar aynı bizim gibi, ama öldürmeye, uçamayan , kaçamayan hayvancıkları güç durumlarında avlamaya, koşuyorlar. Ancak kanunlar engelliyor bu katliamları, yoksa çocukların ekmek ıslatıp vereceği kuş kalmayacak ortalıkta.
Ben çocukluğumu hatırlıyorum ; O zamanki hayvan dostlarımı da, şimdikileri de , onlar hep yanımdaydı ve hep yaşamımda olacaklar. Bazen elimin kokusunun sindiği birazcık ekmekte, bazen tuttuğum tasmasının ucunda, bazen sabah yemini ve suyunu tazeleyip güneşe astığım kafesinde ; Onlar benim yaşamımda , istesem de istemesem de , ama ben istiyorum, çocukluğumda da şimdi de...
Çocukluğunuzu hatırlıyor musunuz ? Mahallenizdeki köpeğiniz Arap’ı ? Kediniz Sarman’ı ? Yoksa unuttunuz mu o can dostları enflasyon, kriz ve geçim sıkıntısı ile uğraşıp yaşamaya çalışırken ? Tabi ne çok düşünecek şey var değil mi ? Dolar kuru, borsa, gayri menkul fiyatları; Artık büyüdünüz değil mi ? Kocaman adamlar, kocaman kadınlar oldunuz ; Sahi bülbüller gece ötermiş, duydunuz mu hiç ? Yoksa gecelerimizi kaplayan televizyon sesinden duymak mümkün değil mi artık ?
Pazardan civciv alırdık her sene , sonra büyür tavuk veya horoz olurdu minik dostumuz, ne yapacağımızı şaşırır, ayrılırdık üzgün ve mecburen.
Pikniğe giderdik, su birikintilerinde kurbağa yavrularını görür balık görmüş gibi heyecanlanırdık, Manisa lalesi toplardık baharda, küçük bir kaplumbağa yavrusu bulurduk, beslerdik salatalık, marulla birkaç ay, sonra salardık bulduğumuz yere tekrar, ölmesin, doğasından kopmasın diye.
Kelebekler vardı kırlarda, her biri ayrı renk, ayrı desen, kendileri gibi renk renk çiçekleri gezerlerdi telaşla; Yine var biliyorum, ama ben göremiyorum, onların yanına gidemiyorum, gidemiyoruz, çünkü çalışmamız lazım, her gün daha fazla, her gün bir gün öncesinden daha fazla çalışmamız lazım, gittikçe artan ödemelerimiz var. Evimizi onlarca elektrikli aletle doldurduk, fesleğen saksısına yer kalmadı. Sonra da elektrik ödemesi için çalış ve kırlardaki kelebekleri çiçekleri göremeden yaşlan.
Parklar yaptık, şehir içinde yeşil alanlar, asfalt kaplı yollar ve beton binalardan boğulmamak için, dostluklar kurduk şehirde bizimle yaşayabilen köpek gibi hayvanlarla, ama dostlarımızla parklara girmemizi yasakladılar, hayatta hiçbir hayvan dostu olmayanlar ; ’’Parkta köpek dolaştırmak yasaktır !’’ diye tabelalar koydular parklara, köpekleri olanlar parka gitmesin, köpeklerini gezdirmesin, özetle köpek beslemesin demeye getirdiler hiç hayvan dostu olmayan, karşılıksız sevgiyi bilmeyenler.
Çocukken evden annemizin anlayamayacağı kadar ufak tefek yiyecekler çalardık, sokaktaki hayvan dostlarımız için, o küçücük aklımız ve duyarlılığımızla, rahat edemezdik biz tokken onların aç kalmasına, kendimizce paylaşırdık gerçekte hepimizin olanı, ama bize, insanlara verileni. Şimdilerde yine çocuklar evden yemek taşıyor sokaktaki aç dostlarına biliyorum ; Ama ayağından kurşunluyor bir köpeği kocaman adamlar, çirkin tüfekleri ile ve gece rahat uyuyorlar, çocuklarından utanmadan.
Çocukken hava çok soğuk olunca babamla ekmekleri sıcak su ile ıslatır, parka aç kuşlara vermeye koşardık, balkonumuza da koyardık, kirlenmesine aldırmadan, soframızdan artan bayat ekmekleri, çöpe de atabilirdik ama ayırır ve soğukta hayvancıklara ulaşması için emek harcardık, hala harcıyoruz ne güzel. O zamanda , şimdi de bazı avcılar hava çok soğuyunca, kuşlar, ördekler soğuktan aç ve yorgun düşüp uçamayınca koşuyorlar aynı bizim gibi, ama öldürmeye, uçamayan , kaçamayan hayvancıkları güç durumlarında avlamaya, koşuyorlar. Ancak kanunlar engelliyor bu katliamları, yoksa çocukların ekmek ıslatıp vereceği kuş kalmayacak ortalıkta.
Ben çocukluğumu hatırlıyorum ; O zamanki hayvan dostlarımı da, şimdikileri de , onlar hep yanımdaydı ve hep yaşamımda olacaklar. Bazen elimin kokusunun sindiği birazcık ekmekte, bazen tuttuğum tasmasının ucunda, bazen sabah yemini ve suyunu tazeleyip güneşe astığım kafesinde ; Onlar benim yaşamımda , istesem de istemesem de , ama ben istiyorum, çocukluğumda da şimdi de...
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Onlar Benim Yaşamımda (Hayvanların Yaşamımızdaki Yeri)" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Vet.Hek.A.Kutlu DAYIOĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Vet.Hek.A.Kutlu DAYIOĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
sokak hayvanı, hayvan dostu, aç kalmak, aç hayvan, aç kuşlar, hayvan dostlarım, civciv, civciv pazarı, civciv beslemek, kurbağa, kurbağa yavrusu, kaplumbağa
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.