2007'den Bugüne 92,309 Tavsiye, 28,219 Uzman ve 19,977 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



İntihar ve İntiharın Dinamiği
MAKALE #778 © Yazan Psk.Sena TUNÇ | Yayın Mart 2008 | 8,497 Okuyucu
ÖZKIYIM ( İNTİHAR )

İntihar bütün kültür ve ülkelerde büyük bir halk sağlığı problemidir. İnsanlık tarihi boyunca tüm toplumlarda görülen intihar olgusunun ekonomik, kültürel, toplumsal ve psikolojik yönleri bulunmaktadır. İntihara ilişkin farklı disiplinler farklı tanımlar geliştirmekle birlikte, intihar genel olarak bireyin kendine yönelik bilinçli bir şiddetidir ve birey bu eylemi ile kendini ortadan kaldırmayı amaçlar. Sosyal, kültürel ve ekonomik faktörlerin etkisi ile başlayan intihar süreci bireyin psikolojik sorunları ile devam eder ve bireyi ölüme sürükler. Bu nedenle intihar olgusu birçok disiplini yakından ilgilendirir. İlkel toplumlarda dahi intihar eyleminin olduğu bilinmekte, hatta kimi toplumlarda yaşlı bireylerin intiharı seçmesi normal bir davranış olarak kabul edilmektedir. İntihar düşüncesi, eğilimi ve girişimi yaşama dürtüsüne karşıdır. Bu nedenle ruhsal açıdan bir bozukluk belirtisi olarak kabul edilir.

İntihar olgusu karşımıza her zaman akut olarak çıkmaz. Bazen yalnızca üzerinde düşünülen ya da planlanan bir düşünce olarak ortaya çıkar. Bu nedenle intiharlar yalnızca ölümle sonuçlanan bir olgu olarak değil, bir girişim, bir düşünce olarak gündeme gelir. Ölümle sonuçlanan özkıyım eylemlerine kısaca “ özkıyım ”, ölümle sonuçlanmayanlarına ise “ özkıyım girişimi ” adı verilir. Berksun ( 2004 )’a göre; intihar bir insanın iradi veya iradi olmadan canına kıyması eylemidir. İntiharlar kişinin kendi ölümüyle sonuçlanan; tabiatları dikkate alındığında heterojen bir grup davranışı kapsar. Stengel’e ( 1969 ) göre kendini kıyma kesin kararlılık özkıyımın, buna karşın çevreyi etkileme istemleri ve çevreden yardım beklentisi özkıyım girişiminin özgün niteliğidir. Özkıyımda çevreden tümüyle bir uzaklaşma, özkıyım girişiminde ise çevreye yönelme ağırlıktadır.

Coşar, Arıkan, Işık ( 1997 )’a göre; intihar davranışı tehdit, düşünce, girişim ve ölümle sonuçlanan eylemler olarak ortaya çıkmaktadır. Köknel ( 1987: s: 399 )’e göre intihar davranışının ortaya çıkmasında ve eyleme dönüşmesinde, benlikle üst benlik arasındaki çatışmadan kaynaklanan kaygı önemli bir rol oynamaktadır.

Tölle ( 1988 ) yaşama bir saldırı ile çevreyi uyarma, korkutma ve utandırmanın, çevreyi içinde bulunduğu durumdan haberdar etmenin ya da çevreden öç almanın özkıyım girişiminde baskın olduğu kanısındadır.

Ringel ise özkıyımı özgül bir hastalık olarak tanımlar. Ringel’e göre özkıyım birdenbire gelişmez, tıpkı hastalıklardaki gibi patolojik bir gelişmenin sonucudur ve yavaş yavaş ortaya çıkar.

Tondo, Isacsson ve Baldessarini ( 2003 )’ye göre; intihar girişimleri genellikle hastalığın ilk dönemlerinde, depresif, mikst ve tekrarlanan depresyon ataklarında kendini gösterir. Isometsa, Henriksson, Aro ve ark. ( 1994 )’nın yaptığı çalışmada ise Bipolar Bozuklukta intiharların çoğu hastalığın erken döneminde gerçekleşirken cinsiyetler arasında bir fark bulunmamıştır.

İntihar olgusunun gerçekleşmesinde üç unsurun rol oynadığı kabul edilmektedir. Bunlar; intihar kavramına karşı toplumun grup olarak geliştirmiş olduğu tutum, kişinin kendi dışından gelen zorlamalar ve bu etmenlerin bireyin karakteri ve kişiliğiyle etkileşimidir.
Berksun ( 2004 )’a göre; intihar fantezileri ve davranışları çoğunlukla gerçeği değerlendirme bozukluğu ve ego bütünlüğünün bozulması ile bir aradadır. Hastanın savunmaları yoğun öfke ve yas karşısında etkisiz kaldığında duygusal bütünlük bozulmaya başlar ve hastanın duyguları yaşantılardan dezintegre olur. Hasta kendisinin olumlu yönlerini tanıyamaz hale gelir, artık değersiz ve yaralanmış bir benlik vardır.

Kişilerde;
1. Bireysel Yetiler Evreninin Daralması, Kısıtlanması
Özkıyım girişiminde bulunacak kişi kendisini verimsiz, yetersiz, güçsüz, başkalarına teslim olmuş biri olarak duyumsamakta, çevresinde olanları ise korkutucu, çözümü olmayan ve üstesinden gelinemeyecek olgular olarak görmektedir.

2. Duygu Evreninin Daralması, Kısıtlanması
Ringel; duygulanım, düşünce akışı ve çağrışımların yalnızca olumsuzlarla yüklü olmalarının onlara tek yönlü bir görünüm verdiği düşüncesindedir.

3. İlişkiler Evreninin Daralması, Kısıtlanması
Eylemde bulunan ya da bulunacak kişilerin yalnızlık duyguları, kendilerini terkedilmiş, anlaşılmamış ve çevreden soyutlanmış bireyler olarak duyumsamaları ilişki alanının çok kısıtlandığına da işaret eder.

4. Değerlendirme İşlevlerindeki Daralma ve Kısıtlanma
Presuisidal sendrom gösteren kişiler yaptıkları, ulaştıkları ve ilgilendikleri şeylerde olumlu bir yan görmemektedirler. Olumlu, güven verici ve değer arttırıcı değerlendirmeleri azalmış ya da kaybolmuştur.

* Ketlenmiş ve Kişinin Kendisine Yönelmiş Saldırganlık
Her özkıyım eylemi saldırgan bir davranışı simgeler.

* Özkıyım Düşlemleri
Ringel; her kişinin yaşamında bir kez de olsa özkıyımı düşünebileceği kanısındadır. Ama bu düşüncelerin tümü presuisidal sendromun bir belirtisi olarak anlaşılmamalıdır. Ringel’e göre özkıyım düşlemleri üç aşamada gelişirler. Birinci aşamada ölüm tasarlanır. Burada asıl tasarlanan ölüm değil eylemin sonucudur. Bu aşamada tasarımlar ölümün acı yanlarını içermezler ve ölüm her zaman için geriye döndürülebilir niteliktedir. İkinci aşama tasarımların yoğunlaştığı ama henüz plan yapılmadığı dönemdir. Üçüncü aşamada en ince ayrıntılarına kadar plan yapılır.

Henseler ( Narsisistik Kuram – 1984 )
Henseler özkıyımı narsisistik bir çatışmanın sonucu olarak görür. Henseler’e göre özkıyım eyleminde bulunan kişi narsisistik sorunları olan bir kimsedir. Henseler bu kişiyi şöyle tanımlar; özkıyım eyleminde bulunan kişi her şeyden önce kendilik duygusunda bozukluklar gösterir. Kendilik yani özgüven ve özdeğerinde bozukluk gösteren kişi baş edemeyeceği yalnızlığa, terkedilmişliğe ve çaresizliğe kapılacağından korkmaktadır. Korkularına karşı yadsıma gibi savunma düzeneği kullanır.

Narsisistik kuramcıların büyük bir çoğunluğu özkıyım eylemini sonu gelmeyen bir dinginlik, bitmeyen bir uyku, koruyucu ve güven verici nesnelerle bir kaynaşma ( füzyon ) olarak anlamaktadırlar.

Shneidmann ( 1985 )
Shneidmann özkıyımın anlamsız bir eylem olmadığı kanısındadır ve özkıyımın geniş kapsamlı bir tanımlamasını yapar. Shneidmann’a göre en anlamsız gibi görünen bir özkıyım girişiminin bile kendi dizgisi içinde bir mantığı bulunmaktadır. Dayanılmaz acılar ruhsal gereksinimlerin engellenmesinden kaynaklanır. Kişi dayanılmaz acılara katlanmak yerine yaşam yitimini tercih etmektedir. Sorunların tek çözüm yolu kendine kıyımdır.

Shneidmann özkıyımı, dayanılmaz acıları, ağır sorunları olan şaşırmış, bozulmuş ve gücü azalmış benliğin çözüm arayıcı bir eylemi olarak anlar. Sayılan nedenlerin tek başlarına özkıyım için yetersiz olduğunu, böyle bir eylemde bunlardan pek çoğunun birlikteliğinin gerektiğini ileri sürer.

Shneidmann özkıyımda etkili ortak nedenleri 10 kümeye ayırır.
1. Kişiyi özkıyım eylemine götüren uyaran dayanılmaz ruhsal acılardır. Hiç
kimse olumlu duygular sonucu özkıyım eyleminde bulunmaz.
2. Özkıyımdaki gerilimin nedeni ruhsal gereksinimlerin engellenmesidir.
3. Özkıyım eyleminin amacı çözüm aranmasıdır. Özkıyım eylemi hiç bir zaman
bir rastlantı sonucu değildir, amaçsız ve nedensiz ortaya çıkmaz.
4. Özkıyımın bir başka amacı bilincin yitimidir. Özkıyım bir “ şey ” e yönelik
aynı zamanda başka bir “ şey ” den uzaklaştırıcı bir eylemdir. Eylemle
uzaklaştırılmak istenilen şey acı, yakınlaşıp ulaşılmak istenen şey ise bilinç
yitimidir. Bilinç yitimi dayanılmaz acılardan kurtuluş olanağı olarak görülür.
5. Shneidmann çaresizlik, umutsuzluk, yalnızlık, utanç ve suçluluk
duyguları, devinim yetilerinin yitimi, bağımlılık ve benzerlerini özkıyımın “asıl ”
nedenleri olarak sayar.
6. Çözüm nedenlerinin azalması özkıyımda etkilidir.
7. İki değerlilik ( ambivalans ) söz konusudur. Bu iki değerlilik ölüm ile kalım
arasındadır.
8. Özkıyım niyetinin bildirimi özkıyımda etkilidir. Özkıyım tehlikesi içinde olanların ortalama % 80’i yakınlarına niyetlerini haber verirler. Bu bildiri değişik yollarla yapılır. Sözel, davranışsal ya da konumsal gibi.
9. “ Ayrılış ” kavramı özkıyımda oldukça etkilidir. Özkıyım evden, işinden ya da bir arkadaştan ayrılışa benzemez. Bu durum diğerlerinden farklı, dönüşü olmayan bir ayrılıştır.
10. Kişinin daha önceleri sorunlarını çözme biçimi özkıyımda etkilidir. Özkıyım düşüncesinin ciddiyetini saptayabilmek için kişinin sorunlarını daha önceleri nasıl çözdüğünü, acıya nasıl katlandığını, ayrılığa karşı tutumunu araştırmak gerekir.

Kind ( Nesne İlişkileri Kuramı - 1992 )
Kind’a göre özkıyım çatışmalı bir ilişkiden kaynaklanır. O yüzden özkıyım sorunu bir ilişki içinde anlaşılmaya çalışılmalıdır. Özkıyım sorununun nesne ilişkilerindeki bozukluklara dayandırılması özkıyıma güdülenmenin bu koşullar içinde anlaşılması sonucunu doğurur. Kind özkıyım eyleminin birincil amacının ölmek değil, bir ilişkiyi ve bu ilişkinin odağında bulunan bir nesneyi değiştirmek olduğunu öne sürer.

Özkıyım Düşünceleri
Özkıyım düşünceleri herşeyden önce yaklaşan bir tehlikenin habercisidir. Özellikle kişilerin bu düşüncelerden kurtulamadıkları, bu düşünceleri inatla sürdürdükleri gözlenmektedir. Özkıyım düşünceleri bir tehlikenin olduğu kadar bilinçdışı bir çatışmanın, ruhsal öğelerdeki bir dengesizliğin, ciddi ruhsal sorunun da habercisidir. Özkıyım düşünceleri birdenbire ya da yavaş yavaş ortaya çıkabilirler. Yavaş yavaş gelişenlerin giderek şiddetlerini arttırdıkları izlenir. Bunların sayısı birdenbire ortaya çıkanlardan az değildir. Bazı özkıyım düşünceleri ise daha başlangıçta korku ile birliktedir. Bu evreyi plan yapma dönemi izler. Artık kişi kendisini nasıl öldüreceğinin planını yapmaktadır. Korku kaybolmuştur. Plan yapma aşamasındaki korkusuzluk ve ilgisizlik büyük bir tehlikeyi haber verir. Genellikle bu tasarımların ardından özkıyım girişimleri gelir. Bazen hem girişim hem de özkıyım düşünceleri birliktedirler. Bazen de bu girişimden sonra özkıyım düşünceleri ortaya çıkabilir.

Özkıyım eyleminde bulunan pek çok kişide düşünce kalıplaşma ya da kategorileşme eğilimindedir. Genellikle düşünceler “ ya – ya da ” kalıpları arasındaki dar bir alana sıkışmış, kategorisel bir görünümdedirler. Ölümü tek kurtuluş olarak görme bu kategorisel düşüncenin en tehlikelisidir. Kalıplaşmış, kategorisel düşüncelerin değişik seçenekler içermesi ve bunların arasında çözüm olanaklarının bulunması sonuçlanma açısından olumlu işaretler olarak değerlendirilmelidir. Çünkü ciddi özkıyım eylemlerinde rastlanan kategorisel düşünce biçiminde ikinci bir seçenek bulunmaz. Tek çözüm ölümdür.

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"İntihar ve İntiharın Dinamiği" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Sena TUNÇ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Sena TUNÇ'un izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Sena TUNÇ Fotoğraf
Psk.Sena TUNÇ
İstanbul
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi10 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Sena TUNÇ'un Makaleleri
► İlişki Dinamiği Psk.Elif Y. ÇAVUŞOĞLU
► İntiharın Önlenmesi Psk.Kamil ERTEKİN
► İntihar ve İntihar Girişimleri Psk.Seliyha DOLAŞIR
► İntihar ve Tedavisi Psk.Betül ÖZDEMİR
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,977 uzman makalesi arasında 'İntihar ve İntiharın Dinamiği' başlığıyla benzeşen toplam 13 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Bipolar Bozukluk Aralık 2008
► Otizm Aralık 2008
► Depresyon ve İntihar Mart 2008
► " Hayır " Diyebilmek Ekim 2007
► Bir Sistem Olarak Aile Eylül 2007
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


19:12
Top