Düzenli seks hayatı olan, eşi,partneri olan insanlar yakınıyor,cinsel isteksizlikten. Yaptığımız görüşmelerde, cinsel ilişkinin sıklığı ve süresi sorularına verdikleri cevaplar, ortalama olarak kabul edebileceğimiz, cinsellikten keyif alan kişilerin yaşadığı sıklık ve süreye göre oldukça düşük.

Fizyolojik değerlendirilmeleri için doktora yönlendirdiğimiz vakalar, herşeyin "tastamam" doğru çalıştığı bilgisi ile geliyorlar. Peki o zaman , isteksizliğin altında ne yatıyor?

Cinsellik ,insanın kendini bedeni ve aklıyla yani cinsel aktivitesine kattığı fantazi ve oyunlarıyla temsil ettiği , varoluşsal bir zemindir. Eşine kendini ifade edememek, beklentilerine karşılık alamamak, gündelik yaşamın yarattığı baskılar, hissedilen stres ve kaygı doğrudan cinsel yaşama yansıyor.Unutmayın,mutlu olabilmek bilinçle,mutsuzluk ise bilinçdışı gelişir! Mutsuz bireyin cinselliği istemesi zor. Cinselliği istemeyerek, haz almayarak mutluluk ya da vecd haline ulaşması da neredeyse imkansız. Buradaki kısır döngüyü terapi bağlamında çözmek gerekiyor.

Erkek ve kadının, gündelik yaşamda birbirini"yorması", anlayışsız olması, tek taraflı bencil istekleri ve daha da derinde cinselliği psikobiyolojik yönleriyle bilmeyişleri , cinsel yaşamdan giderek daha az haz alma, cinsellikten soğuma ve aseksüaliteye yol açıyor.

Cinsel Eğitim, bugün maalesef pek çok danışan geri bildiriminde anlatıldığı şekliyle; sadece anatomik bilgi ve basmakalıp önerilerin aktarımından ibaret olmasından ötürü, kişilerin bir kaç seans deneyip, sonrasında "kaderimmiş" diyerek, tamamen çekilmelerine yol açıyor.

İnsan biyopsikososyal bir canlıdır ve cinsel eğitimin de bu yönlerinden sadece birine hitap etmesi,bugüne kadar kullanılan klasik metodların yetersizliğiyle sonuçlanmıştır.

Dr.Murat Ulusoy ile ortak çalışmamızda, Cinsel Eğitimi yeniden dizayn ediyoruz. Sadece bedene değil , bilişsel ve duygusal alana da yönelik geliştirilmiş özel tekniğimizde , isteksizliğin kaynağına iniyor, yaşamın en önemli itkilerinden biri olan ve hayatla bağlılığımızı artıran, bizi zinde ve yaşam dolu kılan bir cinsel terapi metodu ile sorunun köküne iniyoruz.
Cinsel Sorunlar çoğu zaman, bir ağacın dallarında ortaya çıkan hastalıklı yapraklar gibidir. Çözüm ise ,bu yaprakları koparmak değil, ağacın gövdesi ve köküne ve hatta toprağına müdahale etmektir.