2007'den Bugüne 92,313 Tavsiye, 28,222 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



“ Annem-Babam Onu Daha Fazla Seviyor!”
YAZI #5664 © Yazan Uzm.Psk.Rüya Dilara YILDIRIM | Yayın Nisan 2019
“ Annem-Babam Onu Daha Fazla Seviyor!”
Ailede kardeşler arasında kurulacak ilişkilerin niteliği, hem ailenin mutluluğu hem de kardeşlerin iyi bir yetişkin olup olmaması bakımından son derece önemlidir. Kardeşler arasında olumlu ve dengeli ilişkiler kurmak ve böylesi ilişkileri sürdürmek kolay değildir. Bununla birlikte kardeşler arasında iyi ve dengeli ilişkilerin kurulması olanaksız da değildir. Olumlu ilişkiler kurabilmek için her şeyden önce kardeşler arasında iyi ilişkiler kurulmasını engelleyen ya da kurulmuş iyi ilişkileri bozan etkenlerin bilinmesine gerek vardır.
Kardeş Kıskançlığının Nedenleri
Anne-babasının onun üzerine bir kardeşini ya da kendisinin gözde tutulduğunu hissetmeyen çocuk azdır. Anneler-babalar genelde tüm çocuklarını aynı sevdiklerini iddia etseler de, onlar hakkında eşit olmayan duygulara sahiptirler.
Çocuğun planlanmış bir bebek olması ya da kaza sonucu olması, genç anne-babadan dünyaya gelmesi ya da olgunluk dönemindeki anne-babadan dünyaya gelmiş olması, beklenen cinsiyette çocuğun doğmaması, anne babanın çocuklar üzerindeki farklı tutumlarının belirleyicisi olabilmektedir.
Anne-babanın kendi aralarında yaşadıkları anlaşmazlığın yansıması ve bununla birlikte de çocukların taraf tutmaya zorlanması sonucunda da çocuklarda kıskançlık görülebilmektedir
Anne-babanın çocukla zaman geçirmemesi davranması ve çocuğun anne-babanın gözüne girmeye çalışmasına neden olabilmektedir.
Rekabet duygusu her kardeşlik ilişkisinde vardır. Kardeş rekabetinin başlıca kaynağı “ annem-babam onu daha fazla seviyor! “ cümlesiyle hayat bulur. Bu durumda Anne-babanın kardeşleri birbirleri ile kıyaslaması; birini diğerine örnek göstermesi, aynı zamanda Anne küçük kardeşle evde kalırken, büyüğünün okula başlaması da bu rekabetin oluşmasına neden olabilmektedir.
Anne-babanın çocukların bulunmadığı ortamlarda küçük oldukları için anlamayacaklarını düşünerek ya da oyuna daldıkları için duymayacaklarını düşünerek çocukların olumsuz davranışlarını konuşmaları durumunda kardeşi bir rakip olarak görmelerine neden olabilmektedir.
Kardeş Kıskançlığının Etkileri
Küçük kardeşe duyulan kıskançlık, çocukluk yaşamında en yaygın kıskançlık örneğidir. Kardeşine vurma, ısırma sık rastlanan davranışlar arasındadır. Kıskançlık nedeniyle çocukta emekleme, bebekçe konuşma, biberonla beslenmeye dönme, altını ıslatma, tırnak yeme parmak emme vb. gibi bebekleşme ve gerileme belirtileri gözlenebilir.
Kardeş kıskançlığında daha çok annenin tutumu rol oynamaktadır. Kimi kez anne gerçek suçluyu araştırır; suçlu olduğunu düşündüğü kardeşe ceza verir. Bazen ikisini birden cezalandırır ya da hangisi haklı olursa olsun küçüğünü korur. Kardeş kıskançlığından doğan düşmanlık, kızgınlık bazen kardeşe değil de anneye yönelir. Bunun sonunda çocuk; yatağını ıslatır, yemek yemez, söz dinlemez olur. Bazen de çocuğun düşmanlık duyguları kendisine yönelebilir. Böylece içe kapanma ya da kendinde doyum arama ihtiyacı ortaya çıkarabilir. Bu ise çocukta; tırnak yeme, parmak emme, mastürbasyon, kekemelik vb. gibi belirtilerin görülmesine neden olabilir.
Gerçekçi olursak; kardeşler arasında belirli bir düzeyde problem ve çatışmanın doğal olduğunu görürüz. Anne babalar bu kıskançlık durumunu, inkâr etmekle sorunları ortan kaldırdıklarını düşünebilirler. İnsanlar ve özellikle kardeşler arasında zaman zaman çatışma çıkması doğaldır. Bunların belli sınırlar içinde hoşgörüyle karşılanması gerekir. Kızgınlıklar ve kırgınlıkları açıkça ifade etmek, içi kan ağlarken hiçbir şey yokmuş gibi davranmaktan çok daha sağlıklıdır. Sorunları çözmede önerilecek tek ve ideal bir çözüm yolu yoktur. Bunun yerine, bir kısım çözüm yollarını denemek, adil ve mantıklı bir yol izlemek daha iyidir. Örneğin; haklıyı ve haksızı ayırmanın mümkün olmadığı durumlarda, ya durumla hiç ilgilenmemek ya da tarafların her ikisini birden cezalandırmak, tek tarafı suçlamaktan daha yararlıdır. Kardeşler arasındaki rekabet normal bir duygudur. Bu duygunun çocuğu motive edici bir rolü de vardır. Ancak bazen çocukta duygusal yıkıma gidebilecek ölçülerde yaşanabilir. Kıskançlığın kalıcı olmaması ve normal düzeyde tutulması için bazı önlemler alınmalıdır.
Sorumluluk Duygusunun İlişkilere Etkisi
Çocukların evdeki görev ve sorumlulukları yaşlarıyla uygun ve adil olmalıdır. Yetişkinler, evde en büyük çocuğa ne fazla yüklenmeli ne de mantık ölçülerini aşan haklar vermelidir. Büyük çocuk sahip olduğu şeyleri küçük kardeşine devre zorlanırsa, küçüğün adeta bakıcısı gibi muamele görürse, onun küçük kardeşine dostça davranması olanağı azalır. Küçük kardeş her türlü hatasından dolayı, büyüğün cezalandırıldığını, kendisinin korunduğunu anlamakta gecikmez ve büyüğe karşı saldırgan davranışlar sergiler.
Büyük kardeşler küçük kardeşlerinden sorumlu tutulmamalı, her gittikleri yere onları götürmeye zorlanmamalı, gidilecek yerlerin seçilmesinde küçüğün isteklerine sürekli öncelik verilmelidir. Bunun yerine kardeşler arasında olumlu, karşılıklı saygı ve sevgiye dayalı ilişkilerin kurulup, beslenmesine gayret edilmelidir. Böyle bir ilişki kurulduktan sonra paylaşma ve beraber olma isteği kendiliğinden gelişecektir.
Bazı ailelerde ise en büyük çocuk ailenin gözdesi durumundadır. Bunlara ana-babalara yakın haklar verenlere rastlanmaktadır. Bu da tıpkı küçük kardeşin gözde olması gibi olumsuz etki gücüne sahiptir ve kardeşler arası ilişkileri bozar.
Büyük Çocukların Giysilerini Küçük Kardeşlere Devretme
Ailede kardeşler arası ilişkileri bozan ve kardeşleri birbirine düşman eden bir başka önemli sorunda büyük çocukların giymedikleri giysilerin küçük kardeşlere devredilmesidir. Özellikle çocuk sayısı fazla olan aileler için küçülen giysilerden yararlanmak ekonomik bir zorunluluk olabilir. Ancak bunun sürekli bir yol gibi benimsenmesi ve küçük çocuğa hiç yeni giyim eşyası alınmaması ve sanki bunun son derece doğal bir yolmuş gibi sevgiden, anlayıştan yoksun bir biçimde yapılması, sorunu büsbütün çetrefilleştirir. Böyle durumlarda çocuklar, daha hayatının ilk yıllarında küskün, kırgın ve haksızlığa uğramış hissetmeye başlayabilirler. Ailenin ekonomik gücüyle dengeli kalmak şartıyla, her çocuğun ihtiyaçlarının giderilmesi, onların ruh sağlığı yönünden yeterli ve dengeli kişilikler geliştirmelerine yardımcı olacaktır.
Kardeşler Arası Uyumsuzlukta Ana-Babanın Rolü
Çocuklardan birini, öbürü gibi olmaya teşvik emek, yöneltmek, onların birbirlerinden nefret etmesine neden olabilir. Özellikle çok başarılı olan çocuğu örnek olarak göstermek ve onun kadar başarılı olamayan kardeşi buna zorlamak, o düzeye çıkamayacağına inanan çocuğun, ailenin dikkatini çekmek için, olumsuz yollara sapmasına kadar varan davranış bozukluklarını benimsemesine neden olabilmektedir.
Çocukları aşırı zorlamak, birçok hallerde onları gerekli gereksiz birbiriyle karşılaştırmak, yetişkinlerin istediği gibi olumlu sonuç vermemektedir. Yetişkinler, çocuklarının olumlu ilişkiler kurmalarını istiyorlarsa “Neden kardeşin gibi olamıyorsun? Anlamıyorum türünden kıyaslayıcı konuşmalardan sakınmalıdırlar.
Çocukların evde birbirlerine benzemeye çalışmaları, kuşkusuz, oldukça sağlıklı bir davranıştır. Ancak bu yolu çocuk kendisi seçip benimsemeli, bunun için zorlanmamalıdır. Okuldaki başarıları farklı olan kardeşlerin durumları ayrı ayrı ve özel bir biçimde kendi içinde ele alınmalıdır. Bunlar kesinlikle karşılaştırma konusu yapılmamalıdır. Buna dikkat edilmezse kardeşlerin birbirinden nefret etmelerine kadar varan olumsuz duyguların doğuşuna neden olunur.
Evde çocukların birbirlerini sevmeleri, olumlu ve dengeli ilişkilerin yerleşmesini sağlamalıdır. Yetişkinler, çocuklarını birbiriyle beraber olmaya, beraber oynamaya itmemeli, bu isteğin kendiliğinden doğmasını sağlayacak ortamı hazırlamalıdırlar. Aslında geçerli eğitimin tek olumlu koşulu da budur. Çocukların ortak yönleri çok olan kişilerle beraber olmak istedikleri hatırlanmalı ve aralarında fazla yaş farkı olan kardeşlerin, sürekli olarak aynı türden etkinliklere katılmaları istenmemelidir. Kardeşlerin birbirlerini sevmeleri gereğinden yerli yersiz söz edilmemeli ve bunu sağlamak için çocuklara ricada bulunulmamalıdır. Yakınlık ve sevginin, çocukların bağımsız, kişisel yeterliliğe sahip, başkalarının hak ve sorumluluklarına saygı duyan kişiler haline getirilmesiyle sağlanabileceği unutulmamalıdır.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Rüya Dilara YILDIRIM Fotoğraf
Uzm.Psk.Rüya Dilara YILDIRIM
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi4 kez tavsiye edildi
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Rüya Dilara YILDIRIM'ın Yazıları
► Eyvah!! Annem Babam Boşanıyor Uzm.Psk.Dnş.Zehra KAHRAMAN
► Kendinizi Seviyor Musunuz? Psk.Dnş.Sibel DEMİR SARIOĞLU
► Annem ve Ben Yada Hayatın Anlamı Psk.Sinem MALKOÇ
► Aynadaki Sevgili Yansımam:Annem Psk.Serap SÖZEN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında '“ Annem-Babam Onu Daha Fazla Seviyor!”' başlığıyla benzeşen toplam 51 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Oyun Terapisi Ocak 2022
◊ Adler ve Tek Çocuk Ocak 2022
◊ Ergenlerle Konuşmak Ocak 2022
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


13:39
Top