Çocuğun büyümesi şansa bırakılacak bir konu olmamalıdır. Çocuk dua, bilimsel bakım ve ilgi ile büyür.
Maria Montessori, Emici Zihin
0-6 yaş döneminde çocuk çevresinde gördüğü her şeyi, duyduğu sesleri, tattığı yiyecek ve içecekleri, dokunduğu nesneleri, dinlediği müzikleri, gördüğü davranışları, insanların ağızlarından çıkan her bir kelimenin nerede nasıl kullanıldığını, kendisine okunan kitapları, anlatılan masalları kısacası sayamayacağımız bir çok şeyi yargılamadan, reddetmeden, tepki göstermeden olduğu gibi zihnine alır. Bu sebeple bu dönem emici zihin olarak tanımlanır. Her şeyi emerek içine alan zihin, geleceğin insanında bu bilgileri somutlaştırır. Çocuk bu somutlaştırma işini diğer insanlara uyum sağlamak ve onlarla arasında bir eşitlik kurmak için gerçekleştirir.
Çocuk doğduğu ve büyüdüğü ortama dayanabilecek güçtedir, dünyaya hangi koşulda gelmiş olursa olsun kendini yaşam için oluşturur ve bu yaşama uyum sağlar. Yetişkin olduğunda ise bu durum onu mutlu eder. Eskimoların yaşadığı soğuk kuşaktaki çocuklar oraları sever ve o dondurucu soğuğa dayanıklıdır. Afrika’nın sıcak ve kurak çöl ikliminde yaşayan çocuklarda oradaki hayvanlarla nasıl baş edeceklerini, nasıl konaklayacaklarını, nasıl su bulacaklarını bilirler ve bu zor şartları oyunlarında defalarca kez deneyimleyip hayatlarındaki hadiselerle baş etmeyi sevgi ile öğrenirler. Ama Türkiye’de yaşayan bir insanı kutuplara ya da çöllere yolladığımızda işler hiç de çocukların ki kadar kolay olmaz. Yetişkinler sonradan göç ettikleri yerlere sadece katlanırlar, sabrederler ama çocuklar severler, adapte olurlar. Çocuk yetişkinin tersine ölüm yolunda değil yaşam yolundadır.
Çocuklar öğrendiklerini bilmezler ama her şeyi öğrenirler. Bunu yaparken bilinç dışından bilince geçer ve bu yolda hep neşe ve sevgi ile yürür. Üç yaşındaki bir çocuğu incelediğinizde, hep bir şeylerle oynadığını görürsünüz. Bu da çalışmakta olduğunu ve daha önce bilinçsiz zihni tarafından emilen bir şeyi bilinçli hale getirdiği anlamına gelir. Bu yüzden çocuğa, onu güçsüz ve zayıf bir yaratık olarak gördüğümüz için değil, çok büyük bir enerji ile dolu olduğu ve bu enerji doğası gereği sevgi ve zeka dolu, korunmaya gereksinim duyacak derecede kırılgan olduğu için yardım etmeliyiz.
EMİCİ ZİHİN KİTABINDAN ALINTIDIR.
FATMA ÖZGEN