2007'den Bugüne 92,260 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Neden Göğüs Estetiği? Neden Göğüs Küçültme?
MAKALE #3756 © Yazan Op.Dr.Cemil TUGAY | Yayın Ekim 2009 | 7,236 Okuyucu
Neden göğüs estetiği? Neden göğüs küçültme?

Yaşı ve sosyal durumu ne olursa olsun her kadın güzel göğüslere sahip olmak ister. Güzellik tanımı bazı insanlar için değişebilse de aslında temelde “güzel” denildiğinde ifade edilen durum “hoş bir uyum ve denge” halidir. Küçük ve ucu hafif kalkık bir burnun, elmacık kemikleri ve çene ucu belirgin uzun yüzlü bir kadın yüzünde hoş durmaması uyum problemindendir. Bu genel tarif göğüsler için de kullanılabilir.Uzun boylu, ince belli ve dar kalçalı bir kadında dolgun ve iri bir göğüs rahatsız edici dururken, geniş omuzlu ve geniş kalçalı bir kadında dik duran ancak yeterli büyüklüğe sahip olmayan göğüsler bir yönüyle hep eksik kalacaktır.

Güzel göğüs denince yerleşimiyle, büyüklüğü ile, kıvamı ile ve vücudun diğer kısımlarıyla uyumu ile göze hoş görünen göğüsler ifade edilmektedir. Ancak ne yazık ki kadınların % 90’ında yukarıdaki özelliklerden biri veya birkaçında sorun vardır. Göğüs estetik ameliyatı bu sorunlara memenin büyüklüğünü, yerleşimini ve içeriğinin yoğunluğunu değiştirerek çözüm bulmaya çalışır. Meme büyütülür veya küçültülür, genellikle sarkık duran meme başı kaldırılır, iki meme arasındaki asimetriler giderilir, ve iç dokusu erimiş olan cildi bollaşmış olan meme içine protez koyarak veya dış zarfı küçültülüp içeriği kendi dokusu ile yoğunlaştırılarak dolgunlaştırılır, daha sert kıvama getirilir.
Meme estetik ameliyatları genellikle 3 grup halinde ifade edilir,
1) Meme büyütme ameliyatları,
2) Meme küçültme ameliyatları ve
3) Meme dikleştirme ( Mastopeksi ) ameliyatları.


Meme büyütme ameliyatları temel olarak meme dokusu veya göğüs kası arkasına silikon zarflı meme protezlerini yerleştirilmesi işlemidir. Ve bugün için silikon protezler dışında güvenilir ve iyi sonuç veren başka yöntem yoktur. Meme küçültme ve dikleştirme ameliyatları teknik olarak birbirine benzer ameliyatlardır. Her iki ameliyatta da göğsün boyutları küçülür, duruşu değişir. Aralarındaki fark meme dikleştirmede memenin iç dokusundan çıkarma yapılmazken, meme küçültmede meme dokusunun da çıkarılmasıdır.

Kadınlarda göğüs büyüklüğü artık sadece bir estetik sorun olmaktan çıkmıştır. Özellikle son yıllarda kadınların daha yüksek sesle dile getirdiği büyük göğüslere bağlı boyun ve sırt ağrıları, göğüs altlarında bir türlü geçmek bilmeyen ve özellikle sıcak mevsimlerde çok rahatsızlık veren meme altı pişikleri bu ameliyatı keyfe keder olmaktan çıkarıp çoğu kadın için zorunlu hale getirmektedir.
Göğüs büyümesine pek çok faktör neden olabilir. Bazı kadınlarda ailesel bir genetik geçiş söz konusudur. Bazen genç kızlık çağlarında, bazen hamilelik ve emzirme döneminde ve bazen de menapoz sonrası dönemde göğüslerin kadın vücudundaki hormonal değişimlere aşırı tepki vermesi sonucu göğüsler büyümektedir. Aşırı kilo alma göğüslerde aşırı yağ birikimine bağlı diğer bir göğüs büyüme nedenidir. Bazen zayıflayarak göğüsler de küçültülebilir. Ancak zayıflayarak küçülen göğüsler sarkar ve genellikle sırf bu yüzden kadınlar zayıflamaktan vazgeçerler.

Ameliyat Kararı Vermek Zor!

Kadınlar için göğüs problemleri çoğunlukla kendi içlerinde yaşattıkları ve kendi kendine çözüm aradıkları problemlerdir. Göğsüyle ilgili rahatsızlık hisseden kadın, çeşitli şekillerde bu problemini örtmeye çalışır. Duruşu değişir, giyim tarzı değişir ve özgüveni etkilenir. Bazen özgüven problemi ciddi ailesel ve sosyal problemlere, başarısızlıklara neden olabilir. Genç bir kız bazen kimseye açamadığı bir göğüs problemi nedeniyle içe kapanıp derin bir utanç duygusuyla yaşamak zorunda kalarak depresif bir kişilik geliştirebilir. Bu durum bazen sonradan yapılacak bir göğüs ameliyatı ile düzeltilemeyecek kadar kalıcı bir soruna dönüşebilir. Göğüs estetik sorunlarına sahip kadınlar anlayışlı anne - babalara, eşlere ve sırdaş arkadaşlara ihtiyaç duyarlar. Eşler ve babalar genellikle bu anlayışı göstermekte ve durumun vehametini anlamakta başarısız olurken, anneler ve kız arkadaşlar çok daha başarılıdırlar.
İster göğüs büyüklüğü, isterse diğer göğüs estetik problemlerine sahip olsun bu sorunları yaşayan kadınların yapmaları gereken şey elbetteki sorunu kendi haline bırakıp onu kalıcı bir sakatlık gibi kabullenmeye çalışmak olmamalıdır. Estetik bir sorun bazen güçlü bir irade ve yakın çevrenin desteği ile sorun olmaktan çıkarılabilir, ancak bazen kayda değer psikolojik problemlere veya göz ardı edilemeyecek fiziksel sorunlara yol açar ki bu durumda profesyonel bir yardım şarttır.
Göğüs büyütme ve küçültme için ameliyatlar yapıldığını bütün kadınlar bilmektedir. Ancak ameliyat sözcüğü pek çok insan için acılı ve korkulu bir sürecin ifadesidir. Ve ameliyat dışı çözümler aranır. Piyasada bugün pek çok “doğal” etken maddeli kremler ve ilaçlar eczane vitrinlerini süslemektedir. Etkileri ise beklentileri karşılamaktan çok uzak ve umut kırıcıdır.

Göğüs estetik ameliyatları konusunda gidilmesi ve konuşulması gereken kişiler doktorlar ve özellikle Plastik Cerrahlardır. İlk estetik göğüs ameliyatları bunda yaklaşık150 yıl önce yapılmaya başlanmıştır ve bu süre boyunca Plastik Cerrahlar hep daha iyi sonuçlar alabilecekleri teknikleri geliştirmeye çalışmışlardır. Göğüs küçültme ameliyatlarında da bir çok değişik teknik bazı avantajları ve dezavantajlarıyla değişik cerrahlarca savunulmaktadır.

Hangi Ameliyat tekniği ?
Plastik cerrahlar göğüs küçültme ameliyatı isteyen kadınlarla konuşurken genellikle ilk olarak izlerden bahsederler. Çünkü ameliyat sonrası en çok hastanın izlerden rahatsız olacağını düşünürler. Bu konuşmalardan etkilenen kadınlar da en çok ameliyattan sonra taşıyacakları izler hakkında endişe duyar ve bir çok diğer önemli noktayı düşünmezler.
Tüm göğüs küçültme ameliyat tekniklerinde temelde yapılan genellikle normale göre aşağıda duran göğüs başını yukarıya almak, göğsün alt kısmından deri çıkarmak ve göğsün alt kısmı ve iç ve dış kenarlarından yeterli miktarda göğüs dokusu çıkardıktan sonra göğüs derisini ortaya doğru toparlayarak daha küçük ancak daha dik duran göğüsler elde etmektir. Büyük göğüs aynı zamanda fazla deri anlamına geldiği için, göğüs içi dokusu ile birlikte yeterli miktarda deri de çıkarmadıkça asla sarkık olmayan ve dik duran bir göğüs elde edilemez. Deriyi çıkarmak demek deri üzerinde mutlaka bir iz bırakmak anlamına gelir. Ancak aslında düşünülmesi gereken başka noktalar da vardır.
Teknikler arasındaki temel fark göğüs başının yukarı taşınması sırasında altında bırakılan doku bağlantısının nereden olacağı hakkındadır. Ve tabii buna bağlı olarak göğsün hangi kısmından alınacağı ve göğsün hangi kısmında dokunun yerinde bırakılacağı belirlenir. Diğer bir deyişle meme başının duyusunun ne kadar korunacağını ve süt verme fonksiyonunun ne kadar korunacağını belirler.
Meme küçültme tekniklerinde birinci amaç göğsü küçültmektir elbette. Ancak bunu yaparken göğüste en az fonksiyon kaybına neden olmak gerekir. Sadece deride en az kalıcı hasara, yani ize neden olmak değil, aynı zamanda göğüs içinde de en az kalıcı hasara neden olmak amaçlanmalıdır. Diğer bir önemli nokta da elde edilen güzel sonucun yıllar içinde kalıcı olmasını sağlayabilmektir.
Yıllar içinde pek çok tekniği deneyerek ve kısa ve uzun vadeli sonuçlarını gözleyerek vardığım sonuç meme küçültme tekniklerinde en olumlu sonuçların “Meme Askılama ve iç sütyen tekniği” ile elde edilebildiğidir.

Meme Askılama ve İç Sütyen Tekniği

Bu teknikte temel farklılık meme duyusunun ve meme başı ile alttaki meme dokusunun bağlantısının çok daha iyi korunmasıdır. Yani göğüs küçültülürken fonksiyonu da önemli ölçüde korunmaktadır. Tüm ameliyat tekniklerinde göğüs içinde bir miktar süt yapan bez dokusu bırakılmaktadır. Ancak ne yazık ki bu süt bezlerinin meme başına ulaşan ve dışarı süt akmasını sağlayan kanalları diğer tekniklerde hasar gördüğü için süt verme fonksiyonu tamama yakın kaybedilmektedir. Yine kadınlar için çok önemli olduğuna inandığım meme başı duyusu da tekniklerin çoğunda önemli ölçüde yitirilmektedir. Meme askılama tekniğinde ise yeride bırakılan meme dokusu duyusuyla, süt bezleri ve kanallarıyla ve süt kanallarının meme başı ile bağlantısı ile bir bütün halinde korunma avantajına sahiptir.
Yine bu yöntemde çıkarılan meme derisinin altındaki ince ama sağlam özellikteki deri altı dokusu, küçültme işleminden sonra bırakılan meme dokusu etrafına çepeçevre sarılıp göğüs kaslarına asılmaktadır. Bu şekilde küçültülmüş meme uzun yıllar bozulmadan şeklini korumakta, özellikle yerçekiminin dokuları aşağı doğru çekerek memenin şeklini bozmasına engel olmaktadır. Bu işlem memenin içine gizli bir sütyen yerleştirmeyi andırdığı için iç sütyen tekniği de denmektedir.
Bu teknikte meme derisi üzerinde Ters T şeklinde bir ameliyat izi bırakır. Klasik tekniklerin pek çoğu aynı izi bırakmakla birlikte özellikle son yıllarda ileri sürülen bazı teknikler iz açısından daha avantajlı gibi sunulmaktadır. Benim de pek çok vaka tecrübesine sahip olduğum bu tekniklerde aslında ne yazık ki meme fonksiyonları tüme yakın bozulmaktadır. Diğer bir sorun da kısa izli tekniklerin ancak az orta büyüklükte göğüslerde iyi estetik sonuç verebilmeleridir. İri göğüslü kişilerde bu teknikler kullanılmaya zorlanırsa genellikle ya yetersiz sonuçlar elde edilmekte ya da klasik Ters T kesisine dönülmek zorunda kalınmaktadır.
Vurgulamak istediğim son nokta yine izler hakkında olacak. Ne ameliyatı olursanız olun ameliyatta vücudunuza yapılan işlem, cilt kesilerek yapıldı ise, orada mutlaka bir iz kalacaktır. Estetik cerrahlar yaraları kapatma ustasıdırlar ve genellikle bu işlem için en kaliteli malzemeleri ve en uzun süreleri harcarlar. Ancak ne yazık ki izin iyi olması sadece cerrahın elinde halledilebilen bir konu değildir. Bazı insanların cilt yapıları ne yapılırsa yapılsın daha fazla iz bırakmaya eğilimlidir. Ve her insanın vücudunun değişik bölgeleri değişik oranlarda iz bırakma potansiyeline sahiptir. Estetik cerrahlar bunu değiştiremezler. Ameliyatlarda yapmaya çalıştığımız mümkün olduğunca az kesi yapmak ancak mutlaka yapmak zorunda olduğumuz kesileri de mümkün olduğunca en az iz bırakacak veya saklayabileceğimiz yerlerden seçmektir. Göğüsler bu açıdan bakıldığında genellikle çok kötü iz bırakan bölgelerden sayılmaz. Ve bahsettiğim ters T şeklindeki izin uzun bacağı göğüs kıvrımının altında gizli kalmaktadır. Diğer bacağı ise az iz bıraktığı söylenen diğer tekniklerde de aynen mevcuttur.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Neden Göğüs Estetiği? Neden Göğüs Küçültme?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Op.Dr.Cemil TUGAY'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Op.Dr.Cemil TUGAY'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Cemil TUGAY Fotoğraf
Op.Dr.Cemil TUGAY
İzmir
Doktor "Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi - Estetik"
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi16 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Op.Dr.Cemil TUGAY'ın Makaleleri
► Göğüs Küçültme Ameliyatı Dr.Güner UYSAL
► Meme (Göğüs) Küçültme Operasyonu Prof.Op.Dr. Ömer Refik ÖZERDEM
► Göğüs Dikleştirme Estetiği Dr.Güner UYSAL
► Göğüs Büyütme Estetiği Dr.Güner UYSAL
► 10 Soruda Göğüs Estetiği Doç.Dr.Serkan YILDIRIM
► Gebelik Sonrası Göğüs Estetiği Op.Dr.Aliye Ceyla ÖZBAYOĞLU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Neden Göğüs Estetiği? Neden Göğüs Küçültme?' başlığıyla benzeşen toplam 65 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


09:23
Top