2007'den Bugüne 92,232 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,964 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Aile İçi - Eşler Arası Sorunlar: Boşanmadan Önce Mutlaka Okunması Gereken Yazı
MAKALE #4076 © Yazan Psk.İzzet GÜLLÜ | Yayın Aralık 2009 | 22,310 Okuyucu
Boşanmadan Önce Mutlaka Okunması Gereken Yazı
Bilindiği üzere boşanma kararı genellikle sorunlu bir aile hayatının ve eşler arasında yaşanılan olumsuz ilişkinin sonunda alınır. İnsan, yaşadığı sorunların tesiri altında genellikle sağlıklı bir düşünce işlemi gerçekleştiremez. Eşler, ekseriyetle birbirlerine ve sorunlarına yoğunlaştıklarından boşanma sonrası hayatlarını düşünmeyi ve bu hayati kararlarının çocukları üzerindeki olası etkilerini büyük ölçüde göz ardı ederler.

Temelde, yaşanan sorunlar ile boşanma davranışı arasında bir neden – sonuç ilişkisi vardır. Yaşanan sorunlar bir nedendir, boşanma ise sonuç. Sorunların genel anlamda “çözümü bulunan sorunlar” ve “çözümü mümkün olmayan problemler” olarak iki ana sınıfa ayrıldığını dikkate aldığımızda, aslında boşanma davranışının her sorunun değil, sadece ve sadece çözümü olmayan sorunların bir sonucu olması gerektiği ortaya çıkar.

Oysa yapılan araştırmalara göre dünyada pek çok insan aslında çözümü olan sorunlar yüzünden boşanmaktadır. Boşanmaya sebep olan problemler genellikle aile çatısı altında gizli saklı yaşanır. Kimseye anlatılamaz. Mahrem kabul edilir. “Aile içi mesele” denilir. Anlatılan kişiler de genellikle yakın akraba çevresinden kişiler olur. Onlar da işin içine kendi duygularını, şahsi tecrübelere dayalı yanlışlarını, kendi öznel bakış açılarını katınca iş iyice içinden çıkılmaz bir hal alır. Sorunlar böylece zaman içinde kar topu gibi hızla ve çok yönlü olarak büyür. Derken öyle bir noktaya gelir ki tek çözümün boşanma olduğu düşünülür. Peki bu süreçte yaşanan problemlerle ilgili bir yardım alınamaz mı? Her konuda alınabilecek bir yardım vardır da bu konuda yok mudur? Varsa bu yardım ne zaman, nerede, kimden ve nasıl alınmalıdır? Peki siz geç kalmış sayılabilir misiniz?

Daha önceki makalelerimde de ifade etmiştim. Hani ilişkide yaşanan her sorun, ortada yanlış giden bir şeylerin var olduğuna dair bir “ikaz” dır demiştim. Tıpkı öksürüğün üşütmenin; ağrının daha başka rahatsızlıkların; yüksek ateşin virüs vb. mikrobik enfeksiyonların işareti olması gibi. Aynı şekilde kişi, eşiyle sorunlar yaşamaya başladığında bu sorunların hayatlarında veya ilişkilerinde yanlış giden bir şeylerin var olduğunu kendilerine haber verdiğini bilmeli, nelerin yanlış gittiğini etraflıca düşünüp araştırarak tespit etmeli, yaşanan bu yanlışların saptanabilmesi için profesyonel yardım alınması dahil başka seçenekler de tek tek gözden geçirilmelidir. Böylece, sorunların büyüyerek daha patolojik bir hal alması, yaşanan sorunların çözümü olmayan sonuçlara varması engellenmelidir.

Bizim sorunlarımız işte böyle tedavisi olmayan sorunlardan mı diyorsunuz? Peki bunu neye dayanarak söylüyorsunuz? Şimdiye kadar çözüm bulamayışınıza bakarak mı?

Düşününüz:

Bir insan mide rahatsızlığı geçirirken bir mide uzmanına, örneğin bir dahiliye doktoruna gitmeden hastalığının dermansız olduğuna, dolayısı ile iyileşmeyeceğine karar verebilir mi? Böyle yapar ve iyileşmezse eğer, “Benim hastalığımın dermanı yokmuş, ne yapalım ki kader böyleymiş” demeye hakkı olabilir mi! O zaman bu kişi, “Ben elimden geleni yaptım, çözüm bulamadım, demek ki sorunlarımız çözümsüz, bu son ise kaçınılmaz bir sonmuş” diyebilir mi! “Çok çektim, her ağrıya sabahlara kadar dayandım, dişimi sıktım, sabrettim” demesi hastanın yapılması gereken doğruları bihakkın yaptığı anlamına mı gelir?

Her sorun, bu sorunlara aile içinde ve eşler arasında yaşanan sorunlar da dahildir, ortada yanlış giden bir şeylerin varlığına dair bir ikazdır dedik. Bu ikazı algılamak, yanlışları fark etmek çoğu zaman çözüm için yeterli olmaz. Çünkü çözüm için değişim de gerekir. Değişim ise yüksek bir güdülenmeyi gerektirir. Eşlerin güvendikleri bir uzman tarafından öncelikle yanlışları konusunda ikna edilmeleri, sonra değişim için gerekli olan maksimum güdülenme ve motivasyon seviyesine (değişim için gerekli olan azim, inanç ve kararlılık düzeyine) çıkarılmaları da gerekir. Bunu, suyun "100" derecede kaynaması örneğine benzetebiliriz. Suyu “0” sıcaklık derecesinden alıp nasıl ki ısıta ısıta “100” dereceye çıkarıyorsak ve ancak o zaman kaynama gerçekleşiyorsa (ve su kaynayınca ancak içindeki mikroplar ölüyorsa) aynı şekilde eşlerin de çözüm için “0” kararlılık ve azim seviyesinden alınıp değişim için gerekli en üst dereceye çıkarılmaları gereklidir. İşte bir uzman yardımı tam bu noktada önem kazanır.

Çoğunun sandığının aksine uzman sadece danışmanlık yapıp “şunları yapın, bunları yapmayın” demekle sınırlı kalan bir işleve sahip değildir (Bunu pekala kitaplardan da öğrenebilirsiniz). Bu uzmanlar, yapılması gerekenlerin neler olduğunu söylemeleri yanında yapılması gerekenlerin yapılabilmesi için de kişilere birebir olarak destekte bulunurlar. Bilindiği üzere "ne yapılması" gerektiğini bilmek onu yapabilmek için çoğu zaman tek başına yeterli değildir. Yapılması gerekenlerin yapılabilmesi ise sorunların çözümündeki en önemli unsurdur.

Evet, aile içi ve eşler arası sorunlar genellikle "mevcut yanlışların ortadan kaldırılması ve yapılması gereken doğruların hayata geçirilmesi" ile çözüme kavuşur.

Bu iş ise gerek eşler gerekse uzmanlar için gerçekten de zahmetli bir süreçtir. Ancak buna fazlasıyla değmektedir. Çünkü sonucu koskoca bir hayatı, üstelik tek bir kişinin değil, bir çok kişinin yaşamını direkt ya da dolaylı olarak etkileyebilecek derecede büyük bir öneme sahiptir.

SANKİ YARDIM ALSAM NE OLACAK Kİ!
Bazı hastaların, “Gittik lakin bir faydası olmadı, sorunlarımızı yine çözemedik” dediklerine hemen hepimiz şahit olmuşuzdur. Doğrudur, aile içi ve eşler arası sorunların çözümü her zaman için mümkün olmamaktadır. Bu durum aslında sadece bu alana mahsus da değildir. Bu durum haddizatında hayatın diğer alanlarında da söz konusudur. Örneğin bugün birçok hekime gittikleri halde yıllarca basit bir baş ağrısından bile kurtulamayan nice insan vardır. Ancak böyle örnekler var diye yardım almaktan geri durmak hiç de doğru bir tavır değildir.

“…Yanlış bilgiler, yanlış beklentiler, yanlış yargılar, yanlış davranışlar, yanlış tepkiler, yanlış yaklaşımlar, yanlış kişilik özellikleri ve daha başka bir çok yanlışlar…”

Bir ilişkiyi içten içe kemiren bu ve benzeri evlilik virüslerini tek tek tespit etmenizde, nedenlerini ve sonuçlarını objektif olarak fark etmenizde, kendinizle samimi olarak yüzleşmenizde, doğru davranışların ortaya konulması, yanlış tutum ve davranışlardan ise vazgeçilmesi konusunda harekete geçirilmenizde insan psikolojisi konusunda "eğitimli ve deneyimli" bir uzmandan yardım alınmasının büyük faydası olacağı kanaatindeyim.

(Uzman elinde dürbünü bulunan, bu sebeple baktığını sizden daha iyi görmesi kuvvetle muhtemel olan kişidir. Deneyimsiz uzman bir nevi sorunlarınızın etrafa saçılan nedenlerini dağın eteğinden, deneyimli olan ise zirvesinden izleyen kişi olduğundan gördükleri büyük ölçüde farklı olabilecektir. Çünkü ancak uygulamayla kazanılan deneyim, mesleği “uygulama” olanlar için ekstra bir artı değil; adeta ikinci bir fakültedir.)

Hayatta "başarı, çözüm, iyileşmek, kurtulmak" gibi her istenilen sonucun bir sebebe bağlandığını, her zaman için bu sebeplere başvurmamızın gerektiğini, bunun evrensel bir yaşam kanunu olduğunu aklımızdan hiç bir zaman çıkarmamamız gerekmektedir.

“Boşanmayı tünelin ucundaki ışık olarak düşünmeyelim. Unutmayalım ki bu ışık, karşıdan gelen trenin ışığı da olabilir.”
Ve yine unutmayalım ki, “Görünen çözüm, her zaman tek çözüm değildir.”

(Bir Tespit: Aile mahkemesinde görevli meslektaşım bir gün bana, “Hocam, burada sulhü sağlama hususunda çok verimli olamıyoruz” diyerek sıkıntısını dile getirmiş, ayrılmayı düşündüğünden bahsetmişti. Ben de birzamanlar hastanedeki asli görevim yanında haftada 2 gün, toplamda ise 4 yıl "ek görevli" olarak çalıştığım bu kurumdaki işleyişi iyi bildiğimden kendisine, “Hocam, böyle düşünmeyiniz. Siz burada adeta ölmüş, sadece defin işlemleri yapılan kişiyi canlandırmaya çalışıyorsunuz. Ölünün canlandığı nerede görülmüş! Ama siz en azından bakın “az da olsa şu kadar kişinin” sayenizde boşanmaktan vazgeçtiğini anlattınız. Bu eşyanın doğasına rağmen gerçekleştirilen bir başarıdır ve sırf bu nedenle bile çok büyüktür. Keşke ilişkiler ölmeden, süreç mahkeme safhasına gelmeden, işin içine çevre, yani eş – dost – avukat girmeden, duygular bu denli karmaşıklaşıp derinleşmeden devreye sokulabilsek” demiştim. Devletimiz keşke aile meselesinde artık düzenli olarak “boşanma istatistiği” yayınlamanın ötesine geçebilse, profesyonel yardıma erken başvuruyu önceleyen bir adım atabilse.)

Psk. İzzet Güllü
( Bu makale, "Sağlıklı Aile" adlı kitabımda da yer almıştır. )

Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Aile İçi - Eşler Arası Sorunlar: Boşanmadan Önce Mutlaka Okunması Gereken Yazı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     8 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
İzzet GÜLLÜ Fotoğraf
Psk.İzzet GÜLLÜ
Sakarya (Online hizmet de veriyor)
Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi18 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.İzzet GÜLLÜ'nün Yazıları
► Eşler Arası Sorunlar ve Etkileri Psk.Dnş.Fatma KIRIMLI TAŞKIN
► Eşler Arası Sorunlar ve Çocuk Psk.Bilge Kağan BÜYÜKKELEŞ
► Psikiyatriye Gitmeden Önce Okunacak Yazı ÇOK OKUNUYOR Psk.İzzet GÜLLÜ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,964 uzman makalesi arasında 'Aile İçi - Eşler Arası Sorunlar: Boşanmadan Önce Mutlaka Okunması Gereken Yazı' başlığıyla benzeşen toplam 22 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Bir Veda Yazısı Haziran 2018
◊ Bu Yazıyı İyi Anla ÇOK OKUNUYOR Haziran 2018
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


13:27
Top