İlişkilerde Bağlanma
İlişkilerde Bağlanma
Bağlanma, bağlı hissetme veya hissetmeme evliliklerde,romantik ve arkadaşlık ilişkileri gibi pek çok ilişkide gördüğümüz, üzerinde düşündüğümüz ya da hiç farkında olmadan ilişkileri oldukça etkileyen kavramlardan biridir. Bireyler olarak biz bir yere, bir gruba veya bir kişiye ait olma gereksinimi duyarız. Bu ait olma gereksiniminin yanında bir de bizim için önemli kişiler ile de güçlü duygusal bağlar kurmak isteriz. Bu güçlü bağlar ise temelini bebeklikten alır ve ilerideki ilişkilerimizi olukça etkiler.
Bağlanma, başka bir kişiden yakınlık bekleme eğilimi ve bu kişi yanında olduğunda bireyin kendisini güvende hissetmesidir. Ana baba ve bebeklerin fiziksel yakınlığı nasıl sürdürdüklerini ve yetişkinlerin romantik ortaklarıyla ilişkilerini nasıl yaşadıklarını tanımlar. Bağlanma pek çok olguyu içermektedir. Bunlar: etkileşimde tutarlılık, ilişkide kararlılık ve fiziksel temas tır. Gerek hayvanlarla gerek insanlarla yapılan deneyler bakıcılarımıza fiziksel olarak yakın olma isteğimizi göstermişlerdir. Bebek tok olabilir, altı kuru olabilir yani bir takım temel ihtiyaçları karşılanmış olabilir ama buna rağmen yine de annesine dokunmak, onun tarafından kucağa alınmak, sallanmak isteyebilir. Bebek içine düştüğü güvensiz dünyada tutarlılık, düzenlilik ve kestirilebilirlik arar. Bu ihtiyaçların karşılanması yaşamın ilk yıllarında oldukça önemlidir. Bebek aylar geçtikçe kendisine bakım verene bağlanır, ayrı kalırsa direnç gösterir ve onu sahiplenir, başkalarından kıskanır. Bu konu hakkında pek çok çalışma yapılmış deneyler düzenlenmiştir. Bu araştırmaların sonucunda da 3 tip bağlanma tipi belirlenmiştir: güvenli, kaçınmacı ve kaygılı.
Güvenli bağlanan bebekler, bakım verenini güvenli bir üs olarak görür ve çevresini araştırmaya daha fazla merak duyar. Annesinden ayrıldığında huzursuzlanır ama yeniden bir araya geldiklerinde mutlu olurlar. Kaygılı bağlanan bebekler ise annesinden ayrılmaya şiddetle karşı çıkar, ağlarlar ve bir türlü sakinleşemezler, yoğun kaygı ve gerilim yaşarlar. Yeniden bir araya geldiklerinde ise hem ona yapışır, sarılır hem de ebeveynlerini iter, tekmeler, kızar, direnç gösterirler ve uzun süre sakinleşmezler. Kaçınmacı bağlanan çocuklar ise annesinden ayrılmaya ilgisiz görünür, çok etkilenmiş görünmezler ve geri döndüğünde de tepki göstermezler veya çok az ilgi gösterirler.
Yapılan çalışmalara göre bebeklikte geliştirilen bağlanma gelecekte kuracakları ilişkileri de yapılandırır, sonraki duygusal bağları da etkiler. Araştırmacılar bahsedilen bağlanma stillerinin yetişkin ilişkilerinde de görüldüğünü öne sürmüşlerdir ve bu bağlanma stillerini romantik ilişkilere uyarlamışlardır. Buna göre ;
Güvenli Bağlanma: Romantik ilişkilerinde eşlerine güvenli bağlanan bireyler daha kolay ilişki kurup bu ilişkileri daha doyurucu olarak tanımlarlar. İlişkilerinde daha mutlulardır, ve genelde daha uzun sürelidir. Eşleriyle daha kolay ilişki kurarlar ilişkileri hakkında iyimserlerdir. Terk edilme ve yakınlaşma ile ilgili kaygıları yoktur. Kendileri ve başkaları hakkında olumlu benlik modelleri vardır. Yani kendilerini sevilebilir değerli görürler, başkalarını da güvenilir olarak algılarlar. Hem kolay yakınlık kurar hem de bağımsızlıklarını korurlar ikisi arasında daha rahat denge kurabilirler. Kendi duygu ve düşüncelerini başkalarına açmaktan ve başkalarının da kendisine açmasından mutlu olurlar. Bir sorun yaşadıklarında daha rahat sosyal destek alabilirler. Fakat önceki bağlanma deneyimlerimizin gelecekteki ilişkilerimizi etkilediği gibi daha sonraki ilişki deneyimlerimiz de bebeklikteki olduğu gibi bağlanma biçimimizi etkiler.
Kaygılı/ Kararsız Bağlanma: Eşlerinin kendilerini terk edecekleri ile ilgili olarak saplantılıdırlar. Eşlerini kıskanırlar ve onlar tarafından reddedileceklerini düşünürler.İlişkileri hep iniş çıkışlıdır. İlişkilerinde daha çok yakınlık talep ederler ve eşlerini de yeterince yakın olmadıklarından dolayı eleştirirler. Kendileri ile ilgili olumsuz benlik modelleri vardır, eşleri hakkında ise düşünceleri olumlu ya da olumsuz yönde değişebilmektedir. Kendilerini sevilmeye layık görmezler.İlişkileri gele kısa sürelidir ve her ayrılık sonrası çok yoğun bir acı duyarlar. Yaşamların eşlerine odaklı şekilde yaşarlar, eşlerini yönlendirmeye onları kontrol etmeye çalışırlar bazen de onları idealize ederler. İlişki süreci boyunca olumlu değil de daha çok olumsuz duygular yaşarlar.
Kaçınan Bağlanma: Bu bağlanma stiline sahip bireyler ilişkilerinde genelde yakınlık kurmak istemezler. Eşlerine karşı soğuk ve ilgisizdirler. Yakın ilişkilerin çok da gerekli olmadığını düşünürler. İlişkileri kendi kontrollerinde tutmak isterler. Eşlerine güven duymazlar ve çok sınırlı duygusal yatırım yaparlar. Birilerinin onlara bağlanmış olduğu hissi gerginlik yaratır. Stres altındayken, zor durumdayken güvenli bağlananlardaki gibi sosyal destek almak yerine daha çok yalnız kalmayı tercih ederler ve diğerlerinden uzaklaşırlar. Sadece romantik ilişkileri değil tüm ilişkileri gereksiz görürler; ama aslında hissettikleri budur sadece reddedilme olasılıklarına karşı bir savunma mekanizması olarak kullanırlar bunu. İlişkilerini genelde olumsuz bir şekilde hatırlarlar.Yoğun duygusal ilişkileri tercih etmezler. Kendi kendilerine yetmeyi isterler kendilerini de bu şekilde kendine yetebilen, yardıma ihtiyacı olmayan olarak gösterirler.Onlara göre hep yalnız olacaklardır ve kendi başlarının çaresine bakmalıdırlar.
Farklı bağlanma biçimleri olan kişilerin görüldüğü gibi ilişkileri yaşama biçimleri ve ilişkileren beklentileri de değişmektedir. İlişkilerde yaşadıkları çatışma biçimleri, çatışmaları çözme yöntemleri, eşlerini seçmeleri , ilişki süreleri ve ilişki doyumları gibi pek çok yönüyle ilişkilidir. Bağlanma biçimleri ile ilgili olarak davranışlarımız da değişebilmektedir.Güvenli bağlanan bireyler genelde ilişkide daha başarılıdırlar.Örneğin güvenli bağlanma stiline sahip bireyler güvensiz bağlanan bireylere göre çatışma çözmede daha başarılıdır, daha çok olumlu duygu taşırlar.ve daha iyi fiziksel sağlıkları olma eğilimindedirler.
Bağlanma, bağlı hissetme veya hissetmeme evliliklerde,romantik ve arkadaşlık ilişkileri gibi pek çok ilişkide gördüğümüz, üzerinde düşündüğümüz ya da hiç farkında olmadan ilişkileri oldukça etkileyen kavramlardan biridir. Bireyler olarak biz bir yere, bir gruba veya bir kişiye ait olma gereksinimi duyarız. Bu ait olma gereksiniminin yanında bir de bizim için önemli kişiler ile de güçlü duygusal bağlar kurmak isteriz. Bu güçlü bağlar ise temelini bebeklikten alır ve ilerideki ilişkilerimizi olukça etkiler.
Bağlanma, başka bir kişiden yakınlık bekleme eğilimi ve bu kişi yanında olduğunda bireyin kendisini güvende hissetmesidir. Ana baba ve bebeklerin fiziksel yakınlığı nasıl sürdürdüklerini ve yetişkinlerin romantik ortaklarıyla ilişkilerini nasıl yaşadıklarını tanımlar. Bağlanma pek çok olguyu içermektedir. Bunlar: etkileşimde tutarlılık, ilişkide kararlılık ve fiziksel temas tır. Gerek hayvanlarla gerek insanlarla yapılan deneyler bakıcılarımıza fiziksel olarak yakın olma isteğimizi göstermişlerdir. Bebek tok olabilir, altı kuru olabilir yani bir takım temel ihtiyaçları karşılanmış olabilir ama buna rağmen yine de annesine dokunmak, onun tarafından kucağa alınmak, sallanmak isteyebilir. Bebek içine düştüğü güvensiz dünyada tutarlılık, düzenlilik ve kestirilebilirlik arar. Bu ihtiyaçların karşılanması yaşamın ilk yıllarında oldukça önemlidir. Bebek aylar geçtikçe kendisine bakım verene bağlanır, ayrı kalırsa direnç gösterir ve onu sahiplenir, başkalarından kıskanır. Bu konu hakkında pek çok çalışma yapılmış deneyler düzenlenmiştir. Bu araştırmaların sonucunda da 3 tip bağlanma tipi belirlenmiştir: güvenli, kaçınmacı ve kaygılı.
Güvenli bağlanan bebekler, bakım verenini güvenli bir üs olarak görür ve çevresini araştırmaya daha fazla merak duyar. Annesinden ayrıldığında huzursuzlanır ama yeniden bir araya geldiklerinde mutlu olurlar. Kaygılı bağlanan bebekler ise annesinden ayrılmaya şiddetle karşı çıkar, ağlarlar ve bir türlü sakinleşemezler, yoğun kaygı ve gerilim yaşarlar. Yeniden bir araya geldiklerinde ise hem ona yapışır, sarılır hem de ebeveynlerini iter, tekmeler, kızar, direnç gösterirler ve uzun süre sakinleşmezler. Kaçınmacı bağlanan çocuklar ise annesinden ayrılmaya ilgisiz görünür, çok etkilenmiş görünmezler ve geri döndüğünde de tepki göstermezler veya çok az ilgi gösterirler.
Yapılan çalışmalara göre bebeklikte geliştirilen bağlanma gelecekte kuracakları ilişkileri de yapılandırır, sonraki duygusal bağları da etkiler. Araştırmacılar bahsedilen bağlanma stillerinin yetişkin ilişkilerinde de görüldüğünü öne sürmüşlerdir ve bu bağlanma stillerini romantik ilişkilere uyarlamışlardır. Buna göre ;
Güvenli Bağlanma: Romantik ilişkilerinde eşlerine güvenli bağlanan bireyler daha kolay ilişki kurup bu ilişkileri daha doyurucu olarak tanımlarlar. İlişkilerinde daha mutlulardır, ve genelde daha uzun sürelidir. Eşleriyle daha kolay ilişki kurarlar ilişkileri hakkında iyimserlerdir. Terk edilme ve yakınlaşma ile ilgili kaygıları yoktur. Kendileri ve başkaları hakkında olumlu benlik modelleri vardır. Yani kendilerini sevilebilir değerli görürler, başkalarını da güvenilir olarak algılarlar. Hem kolay yakınlık kurar hem de bağımsızlıklarını korurlar ikisi arasında daha rahat denge kurabilirler. Kendi duygu ve düşüncelerini başkalarına açmaktan ve başkalarının da kendisine açmasından mutlu olurlar. Bir sorun yaşadıklarında daha rahat sosyal destek alabilirler. Fakat önceki bağlanma deneyimlerimizin gelecekteki ilişkilerimizi etkilediği gibi daha sonraki ilişki deneyimlerimiz de bebeklikteki olduğu gibi bağlanma biçimimizi etkiler.
Kaygılı/ Kararsız Bağlanma: Eşlerinin kendilerini terk edecekleri ile ilgili olarak saplantılıdırlar. Eşlerini kıskanırlar ve onlar tarafından reddedileceklerini düşünürler.İlişkileri hep iniş çıkışlıdır. İlişkilerinde daha çok yakınlık talep ederler ve eşlerini de yeterince yakın olmadıklarından dolayı eleştirirler. Kendileri ile ilgili olumsuz benlik modelleri vardır, eşleri hakkında ise düşünceleri olumlu ya da olumsuz yönde değişebilmektedir. Kendilerini sevilmeye layık görmezler.İlişkileri gele kısa sürelidir ve her ayrılık sonrası çok yoğun bir acı duyarlar. Yaşamların eşlerine odaklı şekilde yaşarlar, eşlerini yönlendirmeye onları kontrol etmeye çalışırlar bazen de onları idealize ederler. İlişki süreci boyunca olumlu değil de daha çok olumsuz duygular yaşarlar.
Kaçınan Bağlanma: Bu bağlanma stiline sahip bireyler ilişkilerinde genelde yakınlık kurmak istemezler. Eşlerine karşı soğuk ve ilgisizdirler. Yakın ilişkilerin çok da gerekli olmadığını düşünürler. İlişkileri kendi kontrollerinde tutmak isterler. Eşlerine güven duymazlar ve çok sınırlı duygusal yatırım yaparlar. Birilerinin onlara bağlanmış olduğu hissi gerginlik yaratır. Stres altındayken, zor durumdayken güvenli bağlananlardaki gibi sosyal destek almak yerine daha çok yalnız kalmayı tercih ederler ve diğerlerinden uzaklaşırlar. Sadece romantik ilişkileri değil tüm ilişkileri gereksiz görürler; ama aslında hissettikleri budur sadece reddedilme olasılıklarına karşı bir savunma mekanizması olarak kullanırlar bunu. İlişkilerini genelde olumsuz bir şekilde hatırlarlar.Yoğun duygusal ilişkileri tercih etmezler. Kendi kendilerine yetmeyi isterler kendilerini de bu şekilde kendine yetebilen, yardıma ihtiyacı olmayan olarak gösterirler.Onlara göre hep yalnız olacaklardır ve kendi başlarının çaresine bakmalıdırlar.
Farklı bağlanma biçimleri olan kişilerin görüldüğü gibi ilişkileri yaşama biçimleri ve ilişkileren beklentileri de değişmektedir. İlişkilerde yaşadıkları çatışma biçimleri, çatışmaları çözme yöntemleri, eşlerini seçmeleri , ilişki süreleri ve ilişki doyumları gibi pek çok yönüyle ilişkilidir. Bağlanma biçimleri ile ilgili olarak davranışlarımız da değişebilmektedir.Güvenli bağlanan bireyler genelde ilişkide daha başarılıdırlar.Örneğin güvenli bağlanma stiline sahip bireyler güvensiz bağlanan bireylere göre çatışma çözmede daha başarılıdır, daha çok olumlu duygu taşırlar.ve daha iyi fiziksel sağlıkları olma eğilimindedirler.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "İlişkilerde Bağlanma" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İlkten ÇETİN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İlkten ÇETİN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
2 Beğeni
Yazan Uzman
|
ilişki, ilişkiler, ilişkide bağlanma, ilişkilerde bağlanma, psikolojik açıdan bağlanma, çeşitleri, bağlanma biçimleri, bağlı hissetme, güvenli bağlanma, kararsız bağlanma, kaygılı bağlanma, kaçınan bağlanma
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.