2007'den Bugüne 92,259 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Aşkın Yitik Hali
MAKALE #22415 © Yazan Uzm.Psk.Funda DOĞAN | Yayın Haziran 2021 | 1,420 Okuyucu
"Gitmek mi yitmektir, kalmak mı?" artık bilmiyorum...
Yerini yadırgayan eşyalar gibiydim ya ben hep!
Ve inançlı, gitmenin bir şeyi değiştirmediğine.
Bilemem, belki bu yüzden
Ben sana yanlış bir yerden edilmiş,
Bir büyük yemin gibiydim...
Beni hep aynı yerimden yaralayan o eve
Yine de döneyim, döneyim istedim." Birhan Keskin

Dizeler Birhan Keskin'in Taş Parçaları şiirinden alıntı. Şair şöyle bir his dünyasını aktarıyor; iki kişi bir arada ama şiirdeki özne birlikte hissedememekten, yerini bilememekten, ait olamamaktan söz ediyor. Gitmek mi kalkmak mı bilemiyor, ama bu bir seçimden daha fazlası gibi de bir yandan. Kendini kaybetmiş olma durumu var, bundan kaçınmak istiyor gibi. Kendini arıyor bir yandan aslında.
Peki kendimizi bir ilişkide nasıl kaybetmiş hissederiz? Bir şeyi anlamak istersek, başlangıcı anlamak çok iyi fikir verir. Soru otomatik olarak bu yüzden ilk hangi ilişkide böyle olmuştu sorusuna götürüyor beni. İlk ne zaman kendin olmana izin verilmedi gibi hissettin? İlk ne zaman kendin oldun diye cezalandırılmış, reddedilmiş hissettin? ilk ne zaman kendin oldun diye suçlandın? Kopukluk, ait olamama nerede başladı? İlkler çoğu kez çocukluğa kadar götürür bizi. Romantik ilişkiler bu yüzden ebeveyn ilişkilerinin gölgelerini taşır.
Annesi babası tüm dünyası olan bir çocuk için ne kadar korkutucudur onları kızdırmak. Hele bir de öfkesi hiddetli bir ebeveynse. Bir çocuk olarak onlar için uygun olmayan bir şey istedin, onlara göre yanlış bir şey söyledin, kısaca bir şekilde onlardan farklı oldun diye yüklü bir ceza, koca bir küslük geliyorsa akabinde, dünya ile ilgili ne öğrenmiş olurdun? Şema terapinin şema kavramı üzerinden tanımladığı durum tam da buna örnek. Çocukluk yaşantıları bize kendimiz, öteki kişiler ve dünya ile ilgili bir şeyler öğretiyor. İlk ilişkilerimizden öğrendiğimiz bu bilgiler ilerleyen yaşamımızda hislerimizi, düşüncelerimizi ve davranışlarımızı etkiliyor. Bu ilk yaşantılardan öğrenilmiş esnek olmayan bu bilgiler bütününe şema deniyor.
Reddedilme yaşantıları çok temelde aslında kendin olmanın tehlikeli bir şey olduğunu öğretmez mi? Bunu öğrenmiş bir çocuk, yetişkin olunca ihtiyaçlarına sahip çıkmaktan, duygularını dile getirmekten, sınırlar çizmekten korkmaz mı? Zarar görmekten korkarsın kimi kez, bir ceza gelecek gibi gelir her an. Sanki kendine ait bir alan yaratmak değil de güçlü bir otoriteye karşı çıkmaktır yaptığın ve karşılığında misilleme olarak bir ceza gelecektir. Şeman tetiklendiğinde öğrenilmiş bir korkuyu yaşarsın. Karşındaki ebeveynin kadar belki reddedici değildir, hatta reddedici bile olmayabilir. Ama sen çocukluktaki kadar korkarsın. Bazen duygusal olarak terk edilmek çocukluğundan çok iyi bildiğin bir şeydir. Kendin olunca yaşayacağını düşündüğün terk edilme deneyimi olur. Benimle olmak istemeyecek, artık sevmeyecekler kafanın içinde döner durur. Çocukken ihtiyaç duyduğun anlarda yalnız kalmak bazen de sana kusurlu olduğunu öğretmiştir, ben kimim ki ondan bir şey isteyeceğim, ben zaten bilemem ki doğruyu yanlışı gibi öğrenilmiş kalıplar seni yine kendin olmaktan uzaklaştırır. Ebeveynin kendini ifade edebileceğin kadar güçlü olamamıştır bazen, hastadır veya çok hassastır. Bu yüzden onun sorunları senin çocuk olmanın önüne geçmiştir. O yüzden bugün sana ne olduğunu anlamadan ötekinin sorunu senin sorunun önüne geçiverir zaten. Kendini bir anda kendi ihtiyacına kulak verdiğin için veya karşındakini ihmal ettiğini düşündüğün için suçlu hissetmeye başlayıverirsin. İhtiyacın sanki omzuna konan ve sen azıcık hareket edince hemen uçup kaçan bir kuş gibidir, hemencecik uzaklaşıverir.
Kendin olmaya izin verilecekti ki çocukken, yetişkin olarak tehdit altında hissetmeden kendin olabilecek, ilişkilerde kendine ait bir alan açabilecektin. Bu olamadığında aşklar, yakınlıklar kendini kaybetmiş hissettiğin, ait hissedemediğin şeylere dönebilir. Ayrılmak ötekinin yitimidir ve sana ait güvenli alanda kalamamışsan, senden ne kadarı gitmiştir onunla birlikte belirsizdir. İşte o zaman karışır "Gitmek mi yitmektir, kalmak mı?" Sen nerde bittin, o nerde başladı, o gidince senden ne kadarı geriye kaldı? Öteki, sen çocukken ben dediğin o alanın içini doldurmana izin vermediyse, o alanı ihlal ettiyse, şimdi bir ayrılık ile sevgilini yitirince kime yakın olup anlamlandıracaksın o alanı? Sorumuz aslında, arzusunu okuyacağım bir öteki olmadığında nasıl benin içini dolduracağım?
Çocuklukta kabul, onay, koşulsuz sevgi, rehberlik ihtiyacı gibi alanlarda ihtiyacımız yeterince karşılanmadığında, bağlanmak ile ilgili alanlarda kafa karışıklığımız olur. Şemalar bu süreçte farklı alanlarda devreye girer. Kendimiz olmakla ilgili öncelikle biz zaten kendimize izin veremeyiz. Cezalandırılma korkusu, suçluluk, utanç bizi rahatça ifade etmekten alıkoyar. Bu da yakınlıktan kaçınmamıza veya sevdiklerimiz ile ilişkide yakın hissetmekte zorlanmamıza sebep olur. Olası reddedilmeleri daha derin deneyimleriz. Bu da zaten korkulu bir süreç olan yakınlık deneyimi ile ilgili daha da kaygılı, güvensiz ve kaçıngan olmamıza yol açabilir. Duygularımız derinleştikçe konuşma yollarımız daha bulanıklaşabilir, bu da kendimizi zor anlaşılacak yollardan ifade etmeye sebep olabilir. Bir diğer olasılık ise bizi çocukluktaki gibi yaralayacak partner seçimleri olur. Reddedici, cezalandırıcı, terk edici, ihmal edici bir partner ile kendimiz olmak zaten çok zor olacaktır. Ama şema bu ya, çocukluk dinamiklerinin canlandığı ilişkilerde, şemalar bizim bir şekilde kalmamızı destekleyebilir. Zaten hatalıyızdır mesela partnerimizin bize kötü davranmasını hak ediyoruzdur. Veya onun şartları çok zordur, sebepleri çok önemlidir, ihmal etmesi bir şekilde anlaşılırdır. Veya ona karşı öyle yüksek bir çekim hissediyoruzdur ki o geri gelsin diye onun istediği gibi olmaya çalışırız. İhlal edilen sınırlarımıza sahip çıkmaya cesaretimiz yoktur. Çocukluk travmaları öyle derinlerde çıkmayı bekler ki, onu bize tekrar tanıtacak kişiye karşı yüksek bir çekim hissedebiliriz. Çocukken o kadar yara almışızdır ki belki bu sefer farklı olurun bilinçdışı kalmış bir umududur bu. Eğer hayatımızda bizi yaralayan benzer adamlar veya kadınlar varsa “şema kimyası” olasılığını gözden geçirmek iyi olabilir. Bilinçli olmayan bir yerden, şairin dediği gibi “Beni hep aynı yerimden yaralayan o eve, yine de döneyim, döneyim istedim."…Bitmemiş bir iş vardır, söylenmemiş sözler, yitik kalmış ihtiyaçlar, çocuksu arzular….Bu yüzden çocukluktan kaçmak istesek de kendimizi kaçmak istediğimiz o noktada bulabiliriz. Orası evimizdir çünkü sıcaklığı, şefkati, rehberliği orda ararız, dönüp oraya başı okşanmamış o çocuğun başı okşansın isteriz. Bu bilinçdışı bir çabayla yitik kalmış çocukluğun hakkını aramaktır bir nevi.

'İyi Hissetmek' dergiside yayınlanmıştır.
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Aşkın Yitik Hali" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Funda DOĞAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Funda DOĞAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     4 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Funda DOĞAN Fotoğraf
Uzm.Psk.Funda DOĞAN
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi10 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Funda DOĞAN'ın Yazıları
► Aşkın "O" Hali Psk.Ebru DEMİR KARA
► İyi Bir Ruh Hali İçin Öneriler Psk.İzzet GÜLLÜ
► Bir İnsanlık Hali: Depresyon (Çökkünlük) Psk.Dnş.Mehmet SUNAOĞLU
► Terapinin Çevrimiçi Hali:Online Terapi Psk.Dnş.Ümran ÖRKÜN
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Aşkın Yitik Hali' başlığıyla benzeşen toplam 16 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► İçimizdeki Barış: Şefkat ÇOK OKUNUYOR Kasım 2023
► Saygı-Parçalı Ayna Haziran 2023
► Travma ve İyileşme Ocak 2018
◊ Terapi Yolculuğu 1 Ocak 2020
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:38
Top