Çocuk Gelişiminde Yardım İlişkisi
Yardım ya da yardım etmek kelimeleri, toplumumuzun önemli değerlerinden. Bir takım haber programlarında karşılaştığımız yorumları hatırlayınız. Spiker “insanlık ölmüş” ya da “bu toplum nereye gidiyor?” gibi cümleleri insanların birbirlerine yardım etmedikleri durumlarda kullanıyorlar. Yardımın olmaması durumunda, insanlığımız ve insanlık görevlerimiz gibi hayatımızda önemli yeri olan kavramları tartışıyoruz. Bazen de bunun tam tersi durumlarla karşılaşmak mümkün, trafik kazasından sonra “fazla” yardımsever vatandaşlardan dolayı zor duruma düşen kazazedelerle karşılaşabiliyoruz. Bu durumda yardımın derecesi konusunda bir tartışma ihtiyacı ortaya çıkıyor. Ne zaman? Ne kadar? Hangi durumda? Yani sadece yardım değil yardımın hangi koşullarda ve nasıl yapıldığı da büyük önem taşıyor.
Biz bu yazımızda ise toplumun en küçük yapı taşı olan aile içerisinde “yardım” konusunu tartışacağız. Anne çocuk, baba çocuk ilişkisi üzerinden yardım ilişkisine bakacağız. Acaba yardım çocuğumuzun gelişimini nasıl etkiliyor? Yukarıda belirttiğimiz gibi yardımın “fazla” olduğu durumlar yaşanıyor mu? Yaşandığın da, aile ilişkisini ve çocuğun gelişimini nasıl etkiliyor? Uygun yardım becerilerini nasıl kullanacağız? vb. bir takım sorulara cevap bulmaya çalışacağız.
Sembiyoz kavramını açıklayarak başlayalım, sembiyoz biyolojide sık kullanılan terimlerden biri, sözlük anlamına bakacak olursak; Sembiyoz, iki canlının tek bir organizma gibi birbirleriyle yardımlaşarak bir arada yaşamalarıdır. Sembiyotik, bir beslenme ilişkisinin ilginç bir örneği, kaya ve taş yüzeylerde yaşayan, liken adlı bitkisel canlılardır. Deniz yosunu türünden bazı organizmalar, fungus türü organizmalarla bir araya gelip, liken denilen tek bir organizma gibi yaşarlar. Fungus türü organizma, özel kök ve enzim sistemiyle cansız ortamdan, özellikle havadan, yeşil bitkinin alamayacağı mineral, su gibi maddeleri çıkarır. Yosun türü canlı ise, bu maddeleri fotosentez için kullanarak her iki tarafın da yararlanacağı organik maddeleri üretir. Böylelikle, likenler kendilerini oluşturan organizmaların ayrı ayrı yaşayamayacağı ortamlarda başarıyla yaşayabilirler. Sembiyoz ilişkisi bu durumda her iki canlının yaşamına devam etmesine, yaşayamayacağı ortamlarda yaşayabilmesine yardımcı olmaktadır.
Bu kavrama psikoloji bilimi ve kuramlarından biri olan Transaksiyonel Analiz açısından baktığımızda ise benzer süreç insanlar tarafından da yaşanmaktadır. Bundan sonraki bölümümüzde sembiyoz kavramından çok Sembiyotik ilişki kavramına odaklanacağız. Bu bilgiler ışığında aile ilişkilerimiz açısında sembiyotik ilişkileri değerlendireceğiz.
Bir bebek dünyaya geldiğinde özellikle halk arasında lohusa dönem olarak adlandırılan dönemde anne ile bebek arasında farklı bir ilişki söz konusudur. Anne kendi temel ihtiyaçlarını bir kenara bırakmış sadece bebeğin ihtiyaçları doğrultusunda davranmaya başlamıştır. Bebek uyuduğu zaman uykusunun geldiğini anımsar, bebek yemek yemeden acıktığını hissetmez vb. Anne bu dönemde kendi duygularını ve temel ihtiyaçlarını göz ardı ederek, sadece bebeğin ihtiyaçlarına odaklanmıştır. Bebeğin duyguları ile hareket etmeye, onun yerine hissetmeye, onun gibi hissetmeye başlamıştır. Annenin bu dönemde yaşadığı ilişki tarzı, doğada da karşılaştığımız Sembiyotik ilişki ile çok benzer özellikler göstermektedir. Bu süreç zaten çok zayıf olarak dünyaya gelen insanoğlu için çok avantajlıdır. Çünkü bu ilişki sayesinde hayatta kalır. Bu süreçte yaşanan sembiyoz, sağlıklı sembiyozdur.
Bebek artık büyümeye başlar, 1 yaşında yürür… 2 yaşında konuşur… vb. sürekli bir gelişim halindedir. Gelişimini anne baba yakından, mutlulukla ve şaşkınla izler. Acıktığında, üşüdüğünde ya da canı yandığında, kendisini sözlü olarak ifade edebilme becerilerini edinmiştir. Daha büyük yaşlarda sadece temel ihtiyaçlarını değil, tüm ihtiyaçlarını, duygularını ifade edebilen bir yaşa gelmiş ve yetişkin birey olmuştur.
Fakat bazı anne, babalar bunu kabul etmektense, bebeklik dönemlerinde geliştirmiş oldukları Sembiyotik ilişkiye devam etmekte ısrar ederler. Bu durumda ilişki artık sağlıklı değil, sağlıksız Sembiyotik İlişkiye dönmüştür. Çünkü çocuk bir takım becerilere sahiptir. Artık acıktığını söyleyebilir, üşüdüğünü söyleyebilir, ihtiyaçlarını söyleyebilir…
Bebeklik döneminde yaşanan ve bebeğin gelişimini olumlu etkileyen sembiyotik ilişki ilerleyen zamanda bir dönüşüm sağlamamış ve gelişim için en önemli tehditlerden biri haline gelmiştir.
Bu durum farklı örneklerle çevremizde yaşanmaktadır. Örneğin; yemeğini yemiş olan çocuğun daha fazla yemeğe ihtiyacı olduğunu düşünen annenin ısrarı ya da kendi elbiselerini giyebilecek yaşa gelmiş çocukların, “elbiselerini giyemeyeceklerini düşünen” annelerin çocukların elbiselerini giydirmeleri gibi… Böyle durumlarda aile çocuğa “sen beceremezsin”, “sen yapamazsın”, “sen düşünemezsin” gibi mesajlar vermektedir.
İlerleyen yaşlarda çocukların mesleklerine, çocuklarının yerine karar veren anne babanın, kiminle evleneceklerine karar veren anne babanın da çocukları ile yaşadıkları ilişki tarzının sembiyotik ilişki olduğunu söyleyebiliriz.
Çocukların gelişim alanlarını desteklemek için destekleyen bir çevre oluşturmak önemlidir. Destekleyen çevrenin bir stratejisinin olması ve bir takım kuralları olması gereklidir. Bu durumda yardım ilişkisinin çocukların gelişimlerini engellemeden uygun bir şekilde yapılması çocuğun gelişim alanlarını doğrudan etkileyecektir.
Peki, gelişim alanların olumlu etkileyecek bir yardım ilişkisini nasıl kurabiliriz?
Bu sorunun cevabı çocukla kuracağımız ilişkinin kalitesini doğrudan etkilemektedir. Çocukla onun gelişim alanlarını destekleyebileceğimiz bir ilişki kurmak istiyorsak, yardım ilişkimizde aşağıda sorulan soruları her zaman kendimize sormamız gerekir. Bu sorulardan bir tanesine bile “hayır” yanıtı veriyorsak, kurduğumuz ilişki sembiyotik bir ilişkidir. Bu nedenle ilişkimizi tekrar düzenlemememizde yarar vardır.
• Kişi benden yardım istiyor mu? Evet, ise devam…
• Ben yardım etmek istiyor muyum? Evet, ise devam…
• Yapılacak işin %50’sini o yapıyor mu? Evet, ise devam…
• Ben yardım edecek yetkinliğe/beceriye sahip miyim? Evet, ise devam…
4 sorunun cevabı evet ise çocuğunuzun gelişimini destekleyen bir yardım ilişkisine sahipsiniz demektir.
KAYNAKLAR
• BALKAN, Dr. Orhun, Güncel Yaşamda Ekolojik Bilgi Kullanımı, Wikipedia.
• Berne, E. (1964) Games People Play. New York: Grove Press.
Biz bu yazımızda ise toplumun en küçük yapı taşı olan aile içerisinde “yardım” konusunu tartışacağız. Anne çocuk, baba çocuk ilişkisi üzerinden yardım ilişkisine bakacağız. Acaba yardım çocuğumuzun gelişimini nasıl etkiliyor? Yukarıda belirttiğimiz gibi yardımın “fazla” olduğu durumlar yaşanıyor mu? Yaşandığın da, aile ilişkisini ve çocuğun gelişimini nasıl etkiliyor? Uygun yardım becerilerini nasıl kullanacağız? vb. bir takım sorulara cevap bulmaya çalışacağız.
Sembiyoz kavramını açıklayarak başlayalım, sembiyoz biyolojide sık kullanılan terimlerden biri, sözlük anlamına bakacak olursak; Sembiyoz, iki canlının tek bir organizma gibi birbirleriyle yardımlaşarak bir arada yaşamalarıdır. Sembiyotik, bir beslenme ilişkisinin ilginç bir örneği, kaya ve taş yüzeylerde yaşayan, liken adlı bitkisel canlılardır. Deniz yosunu türünden bazı organizmalar, fungus türü organizmalarla bir araya gelip, liken denilen tek bir organizma gibi yaşarlar. Fungus türü organizma, özel kök ve enzim sistemiyle cansız ortamdan, özellikle havadan, yeşil bitkinin alamayacağı mineral, su gibi maddeleri çıkarır. Yosun türü canlı ise, bu maddeleri fotosentez için kullanarak her iki tarafın da yararlanacağı organik maddeleri üretir. Böylelikle, likenler kendilerini oluşturan organizmaların ayrı ayrı yaşayamayacağı ortamlarda başarıyla yaşayabilirler. Sembiyoz ilişkisi bu durumda her iki canlının yaşamına devam etmesine, yaşayamayacağı ortamlarda yaşayabilmesine yardımcı olmaktadır.
Bu kavrama psikoloji bilimi ve kuramlarından biri olan Transaksiyonel Analiz açısından baktığımızda ise benzer süreç insanlar tarafından da yaşanmaktadır. Bundan sonraki bölümümüzde sembiyoz kavramından çok Sembiyotik ilişki kavramına odaklanacağız. Bu bilgiler ışığında aile ilişkilerimiz açısında sembiyotik ilişkileri değerlendireceğiz.
Bir bebek dünyaya geldiğinde özellikle halk arasında lohusa dönem olarak adlandırılan dönemde anne ile bebek arasında farklı bir ilişki söz konusudur. Anne kendi temel ihtiyaçlarını bir kenara bırakmış sadece bebeğin ihtiyaçları doğrultusunda davranmaya başlamıştır. Bebek uyuduğu zaman uykusunun geldiğini anımsar, bebek yemek yemeden acıktığını hissetmez vb. Anne bu dönemde kendi duygularını ve temel ihtiyaçlarını göz ardı ederek, sadece bebeğin ihtiyaçlarına odaklanmıştır. Bebeğin duyguları ile hareket etmeye, onun yerine hissetmeye, onun gibi hissetmeye başlamıştır. Annenin bu dönemde yaşadığı ilişki tarzı, doğada da karşılaştığımız Sembiyotik ilişki ile çok benzer özellikler göstermektedir. Bu süreç zaten çok zayıf olarak dünyaya gelen insanoğlu için çok avantajlıdır. Çünkü bu ilişki sayesinde hayatta kalır. Bu süreçte yaşanan sembiyoz, sağlıklı sembiyozdur.
Bebek artık büyümeye başlar, 1 yaşında yürür… 2 yaşında konuşur… vb. sürekli bir gelişim halindedir. Gelişimini anne baba yakından, mutlulukla ve şaşkınla izler. Acıktığında, üşüdüğünde ya da canı yandığında, kendisini sözlü olarak ifade edebilme becerilerini edinmiştir. Daha büyük yaşlarda sadece temel ihtiyaçlarını değil, tüm ihtiyaçlarını, duygularını ifade edebilen bir yaşa gelmiş ve yetişkin birey olmuştur.
Fakat bazı anne, babalar bunu kabul etmektense, bebeklik dönemlerinde geliştirmiş oldukları Sembiyotik ilişkiye devam etmekte ısrar ederler. Bu durumda ilişki artık sağlıklı değil, sağlıksız Sembiyotik İlişkiye dönmüştür. Çünkü çocuk bir takım becerilere sahiptir. Artık acıktığını söyleyebilir, üşüdüğünü söyleyebilir, ihtiyaçlarını söyleyebilir…
Bebeklik döneminde yaşanan ve bebeğin gelişimini olumlu etkileyen sembiyotik ilişki ilerleyen zamanda bir dönüşüm sağlamamış ve gelişim için en önemli tehditlerden biri haline gelmiştir.
Bu durum farklı örneklerle çevremizde yaşanmaktadır. Örneğin; yemeğini yemiş olan çocuğun daha fazla yemeğe ihtiyacı olduğunu düşünen annenin ısrarı ya da kendi elbiselerini giyebilecek yaşa gelmiş çocukların, “elbiselerini giyemeyeceklerini düşünen” annelerin çocukların elbiselerini giydirmeleri gibi… Böyle durumlarda aile çocuğa “sen beceremezsin”, “sen yapamazsın”, “sen düşünemezsin” gibi mesajlar vermektedir.
İlerleyen yaşlarda çocukların mesleklerine, çocuklarının yerine karar veren anne babanın, kiminle evleneceklerine karar veren anne babanın da çocukları ile yaşadıkları ilişki tarzının sembiyotik ilişki olduğunu söyleyebiliriz.
Çocukların gelişim alanlarını desteklemek için destekleyen bir çevre oluşturmak önemlidir. Destekleyen çevrenin bir stratejisinin olması ve bir takım kuralları olması gereklidir. Bu durumda yardım ilişkisinin çocukların gelişimlerini engellemeden uygun bir şekilde yapılması çocuğun gelişim alanlarını doğrudan etkileyecektir.
Peki, gelişim alanların olumlu etkileyecek bir yardım ilişkisini nasıl kurabiliriz?
Bu sorunun cevabı çocukla kuracağımız ilişkinin kalitesini doğrudan etkilemektedir. Çocukla onun gelişim alanlarını destekleyebileceğimiz bir ilişki kurmak istiyorsak, yardım ilişkimizde aşağıda sorulan soruları her zaman kendimize sormamız gerekir. Bu sorulardan bir tanesine bile “hayır” yanıtı veriyorsak, kurduğumuz ilişki sembiyotik bir ilişkidir. Bu nedenle ilişkimizi tekrar düzenlemememizde yarar vardır.
• Kişi benden yardım istiyor mu? Evet, ise devam…
• Ben yardım etmek istiyor muyum? Evet, ise devam…
• Yapılacak işin %50’sini o yapıyor mu? Evet, ise devam…
• Ben yardım edecek yetkinliğe/beceriye sahip miyim? Evet, ise devam…
4 sorunun cevabı evet ise çocuğunuzun gelişimini destekleyen bir yardım ilişkisine sahipsiniz demektir.
KAYNAKLAR
• BALKAN, Dr. Orhun, Güncel Yaşamda Ekolojik Bilgi Kullanımı, Wikipedia.
• Berne, E. (1964) Games People Play. New York: Grove Press.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Çocuk Gelişiminde Yardım İlişkisi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Cem KAYA'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Cem KAYA'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
31 Beğeni
Yazan Uzman
|
yardım ilişkisi, çocuk gelişiminde destek, çocuk gelişimi, çocukta gelişim, çocuk gelişiminde yardım
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.