Evde Sesler Yükseliyorsa
‘Evde sesler yükseliyorsa orada hala capcanlı duygular ve umut vardır.’
Çift terapisi için bana başvuran çiftler evde seslerin yükselmesinden, bağırarak kavga ettiklerinden yakındıklarında onlara ‘Evde sesler yükseliyorsa orada hala capcanlı duygular ve umut vardır.’ Derim. Bu genellikle çiftte büyük bir şaşkınlık yaratır. Nasıl yani? Birbirimize bağırıyoruz bunun nesi iyi derler. Açıklamam şu ki, hiç tartışmayan, birbirine bağıracak kadar bile kıymet vermeyen çiftlere nazaran evde sesin yükselmesi eşlerin hala birbirlerine duyurmak istediği bir şeyler olduğunu gösterir. Bağırmak bir noktada beni duy çığlığı değil midir? Bu yüzden tartışmak, tartışmamak kadar kötü değildir (elbette haddi aşmadığı ve şiddete dönüşmediği noktada).
Tartışan çift birbirlerine duygularını nasıl göstereceğinin yolunu iyi belirleyememiş ve birbirlerini kırmış, yaralamış olsalar da birbirlerinden vazgeçmemişlerdir. Yaralayıcı cümlelerle, ağır suçlamalarla bunun yolunu bilemiyorlar fakat hala bu ilişkide kalmak istiyorlardır. Oysa bir çift hiç tartışmıyorsa, hiçbir şey olmamış gibi sırt sırta dönüp uyuyorsa belki de artık tartışacak kadar bile umutları kalmamıştır.
Birbirini nasıl duyabileceğini bilmeyen ve bunun tek yolunun bağırmak, tartışmak olduğunu öğrenen çiftlerin hakaret etmeden, kırıcı ve aşağılayıcı olmadan da tartışılabileceğini öğrenmesi gerekir. Duyguları bağırmadan duyurabilmenin ve ortak bir anlayış alanı açabilmenin birbirinden vazgeçmemiş çiftlerin ilişkisini çok iyi bir noktaya taşıdığını görürüz. Bu çiftler birbirlerinin sınırlarına saygı duyarak, farklı düşünceleri sabırla dinleyerek, bazen de uzlaşamadıkları konusunda uzlaşarak insani bir tartışma kültürü oluşturabilirler. Çünkü gerçekçi olan hiç tartışmamak değil, saygılıca tartışmayı becerebilmektir.
Tartışma, kişiliğe saldırıcı olmadığında, kişisel sınırları ihlal etmediğinde ve şiddet, hakaret içermediğinde çift için pek çok faydayı da barındırabilir. Partnerimizin neyi sevip sevmediğini, sınırlarını, beklenti ve isteklerini daha yakından görmüş oluruz. Kendi sinirlendiğimiz şeylerde neyin bizi tetiklediğini, sınırlarımızı keşfedebiliriz. İlişkide bundan sonra ortaya çıkabilecek olası pürüzler hakkında fikir ediniriz. İyi yapılmış bir tartışma sonrası ilişkimiz daha da güçlenebilir bile. Elbette farklı düşüneceğiz, bazen birimiz turşunun limonla, birimiz sirkeyle daha iyi yapılacağını savunacak
Bu yüzden hiç tartışmamak değil, saygılıca tartışabilmek ve olası kırgınlıkları onarabilmek temel hedef olmalıdır.
Uzm. Psk. Dan. Esra Değirmenci
Çift terapisi için bana başvuran çiftler evde seslerin yükselmesinden, bağırarak kavga ettiklerinden yakındıklarında onlara ‘Evde sesler yükseliyorsa orada hala capcanlı duygular ve umut vardır.’ Derim. Bu genellikle çiftte büyük bir şaşkınlık yaratır. Nasıl yani? Birbirimize bağırıyoruz bunun nesi iyi derler. Açıklamam şu ki, hiç tartışmayan, birbirine bağıracak kadar bile kıymet vermeyen çiftlere nazaran evde sesin yükselmesi eşlerin hala birbirlerine duyurmak istediği bir şeyler olduğunu gösterir. Bağırmak bir noktada beni duy çığlığı değil midir? Bu yüzden tartışmak, tartışmamak kadar kötü değildir (elbette haddi aşmadığı ve şiddete dönüşmediği noktada).
Tartışan çift birbirlerine duygularını nasıl göstereceğinin yolunu iyi belirleyememiş ve birbirlerini kırmış, yaralamış olsalar da birbirlerinden vazgeçmemişlerdir. Yaralayıcı cümlelerle, ağır suçlamalarla bunun yolunu bilemiyorlar fakat hala bu ilişkide kalmak istiyorlardır. Oysa bir çift hiç tartışmıyorsa, hiçbir şey olmamış gibi sırt sırta dönüp uyuyorsa belki de artık tartışacak kadar bile umutları kalmamıştır.
Birbirini nasıl duyabileceğini bilmeyen ve bunun tek yolunun bağırmak, tartışmak olduğunu öğrenen çiftlerin hakaret etmeden, kırıcı ve aşağılayıcı olmadan da tartışılabileceğini öğrenmesi gerekir. Duyguları bağırmadan duyurabilmenin ve ortak bir anlayış alanı açabilmenin birbirinden vazgeçmemiş çiftlerin ilişkisini çok iyi bir noktaya taşıdığını görürüz. Bu çiftler birbirlerinin sınırlarına saygı duyarak, farklı düşünceleri sabırla dinleyerek, bazen de uzlaşamadıkları konusunda uzlaşarak insani bir tartışma kültürü oluşturabilirler. Çünkü gerçekçi olan hiç tartışmamak değil, saygılıca tartışmayı becerebilmektir.
Tartışma, kişiliğe saldırıcı olmadığında, kişisel sınırları ihlal etmediğinde ve şiddet, hakaret içermediğinde çift için pek çok faydayı da barındırabilir. Partnerimizin neyi sevip sevmediğini, sınırlarını, beklenti ve isteklerini daha yakından görmüş oluruz. Kendi sinirlendiğimiz şeylerde neyin bizi tetiklediğini, sınırlarımızı keşfedebiliriz. İlişkide bundan sonra ortaya çıkabilecek olası pürüzler hakkında fikir ediniriz. İyi yapılmış bir tartışma sonrası ilişkimiz daha da güçlenebilir bile. Elbette farklı düşüneceğiz, bazen birimiz turşunun limonla, birimiz sirkeyle daha iyi yapılacağını savunacak
Bu yüzden hiç tartışmamak değil, saygılıca tartışabilmek ve olası kırgınlıkları onarabilmek temel hedef olmalıdır.
Uzm. Psk. Dan. Esra Değirmenci






Yazan Uzman
|
Makale Kütüphanemizden |
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.