Her Şeyin Başladığı Yer: Aile
Bir annenin karnından çıkıp gözlerimizi açtığımız yer. Gözlerimizi açarız ve o andan itibaren müthiş bir hızla büyümeye başlarız. Dünyaya dair öğrendiğimiz ilk bilgilerin kaynağıdır burası. Adımızı, kendimizle ilgili ilk bilgileri, hatta nasıl yemek yiyeceğimizi bile burada öğreniriz. Yaşamımızı şekillendiren pek çok davranış, tutum ve duygu burada şekillenmeye başlar. Bu aile sistemi içerisinde annemiz ile babamız arasındaki ilişkiye bakıp evlilik ve çift ilişkisinin böyle bir şey olduğunu kodlarız. Bu kodlar yetişkin yaşamımızda biz farkında olsak da olmasak da nasıl biri olduğumuzu ve dünyaya nasıl baktığımızı etkilemektedir.
Aileler çeşit çeşit olsa da genellikle iki farklı duygu üzerine inşa edildiklerini söyleyebiliriz. Biri sevgi ve ilgi, diğeri ise korku ve öfke. Aile sisteminde sevgi ve ilgi olan aileler her türlü durumda üyelerini kollar ve destekler. Birbirlerini korurlar ve öncelerler. Birbirlerine zarar vermezler. Böyle ailelerde hiç çatışmanın olmadığı düşünebilirsiniz. Fakat her aile gibi bu ailelerde de pürüzler çıkabilir. Sevgi ve ilgi duygularını merkeze alan ailelerde çıkan çatışmalarda taraflar birbirlerinin canını bilerek acıtmazlar. Duyguları ve kırgınlıkları paylaşarak telafi etme yolunu tutarlar. Önemli olan çatışma yaşansa bile her zaman ailenin bir parçası olmaktır. Birlikte olmaktan memnundurlar. Birbirleriyle sağlıklı sınırlar geliştirebilirler. Birbirlerinin alanlarına ve kararlarına saygı duyarlar. Birbirlerini oldukları gibi severler ve değiştirmeye çalışmazlar. Sevgileri bir şarta bağlı değildir. Bu aileler bir suçlama topluluğu değil, araştırma takımı gibi çalışırlar. Birbirlerinin ilgilerini, duygularını merak eder ve özen gösterirler.
Korku ve öfkenin merkeze alındığı ailelerde ise sınırlar çok katı ve bireylerden daha değerlidir. Ceza ve aşağılamalara rastlanır. Ailenin üyeleri birbirlerine saygı duyar gibi gözükseler de bu durumun kökeninde korku yatabilmektedir. Birbirinden farklı olmak, farklı düşünmek kesinlikle kabul görmez. Birbirleriyle vakit geçirmekten hoşlanmazlar. Çatışma yaşadıklarında bunu çözmeyi değil uzatmayı seçerler. Birbirlerine empati beslemezler ve birbirlerini anlamaya çalışmazlar. Kişisel sınırlara saygı duyulmaz. Aile bireylerden daha değerlidir. Dışarıya karşı iyi olmak, iyi gözükmek uğruna ailenin kuralları bireyleri yok sayabilmektedir. Birbirlerine karşı toleransları düşüktür. Birbirlerini sürekli eleştirirler ve suçlarlar. Ailedeki sorunların kökeninde bir suçlu aramak ve bulmak, sorunu çözmekten daha zaruri gibi gözükebilir. Tehdit edebilirler. Bu tehditler bazen üyelerin kendi olmasını engelleyecek kadar ileriye gidebilir.
Kendi aile geçmişimizi bilmek ve öğrenmek bugün dönüştüğümüz insanı daha iyi anlamak için bir kapı aralar bize. Ailemizi ne kadar iyi tanırsak bu aile sisteminin üzerimizdeki etkilerini görmemiz kolaylaşır. Bu etkileri görüp anladıkça değişmek istediğimiz yönler üzerine çalışmamız da kolaylaşır. Bazı tutumlar, bazı davranışlar, bazı duygular bize ailemizden mirastır. Yetişkin bireyler olarak bizi yoran, üzen, yıpratan, hayatımızı zorlaştıran mirasları reddedebilme özgürlüğümüz vardır. Elbette iyi mirasları, işimize yarayan yönler için teşekkür edebilir, fazlasını ise üzerimizden atabiliriz. Size kendi ailenize daha yakından bakabilmek için birkaç soru bırakıyorum. Dilerim kendinizle ilgili yeni şeyler keşfetmenize yardımcı olur.
Peki sizin ailenizin temel duygusu neydi?
Bu ailede ne öğrendiniz?
Kendinizle ilgili anne babanızın size en çok söylediği şey neydi?
Ne iseniz o olarak sevildiniz mi?
En son ne zaman takdir edildiniz?
Korktuğunuz için sustuğunuz oldu mu?
Suçlanmaktan ötürü yorulduğunuz oldu mu?
Farklı düşündüğünüz için aforoz edildiniz mi, dışlandınız mı?
Hayır dediğiniz için kötü bir evlat/kötü bir kardeş/kötü bir ebeveyn gibi etiketlendiğiniz oldu mu?
Ailenizde çatışmalar nasıl çözümlenirdi?
Ailenizin kuralları nelerdi? Özgür mü hissederdiniz yoksa kapana kısılmış gibi mi?
Ailenizde her birey kendini değerli ve sevilmiş hisseder miydi?
Ailenize ihtiyaç duyduğunuzda sizi desteklerler miydi?
Ailenizle sorunlarınızı rahatlıkla paylaşır mıydınız?
Duygularınızı rahatça yaşamanıza izin verilir miydi?
Anne veya babanız duygularını sizinle paylaşır mıydı?
Uzm. Psk. Dan. Esra Değirmenci
Aileler çeşit çeşit olsa da genellikle iki farklı duygu üzerine inşa edildiklerini söyleyebiliriz. Biri sevgi ve ilgi, diğeri ise korku ve öfke. Aile sisteminde sevgi ve ilgi olan aileler her türlü durumda üyelerini kollar ve destekler. Birbirlerini korurlar ve öncelerler. Birbirlerine zarar vermezler. Böyle ailelerde hiç çatışmanın olmadığı düşünebilirsiniz. Fakat her aile gibi bu ailelerde de pürüzler çıkabilir. Sevgi ve ilgi duygularını merkeze alan ailelerde çıkan çatışmalarda taraflar birbirlerinin canını bilerek acıtmazlar. Duyguları ve kırgınlıkları paylaşarak telafi etme yolunu tutarlar. Önemli olan çatışma yaşansa bile her zaman ailenin bir parçası olmaktır. Birlikte olmaktan memnundurlar. Birbirleriyle sağlıklı sınırlar geliştirebilirler. Birbirlerinin alanlarına ve kararlarına saygı duyarlar. Birbirlerini oldukları gibi severler ve değiştirmeye çalışmazlar. Sevgileri bir şarta bağlı değildir. Bu aileler bir suçlama topluluğu değil, araştırma takımı gibi çalışırlar. Birbirlerinin ilgilerini, duygularını merak eder ve özen gösterirler.
Korku ve öfkenin merkeze alındığı ailelerde ise sınırlar çok katı ve bireylerden daha değerlidir. Ceza ve aşağılamalara rastlanır. Ailenin üyeleri birbirlerine saygı duyar gibi gözükseler de bu durumun kökeninde korku yatabilmektedir. Birbirinden farklı olmak, farklı düşünmek kesinlikle kabul görmez. Birbirleriyle vakit geçirmekten hoşlanmazlar. Çatışma yaşadıklarında bunu çözmeyi değil uzatmayı seçerler. Birbirlerine empati beslemezler ve birbirlerini anlamaya çalışmazlar. Kişisel sınırlara saygı duyulmaz. Aile bireylerden daha değerlidir. Dışarıya karşı iyi olmak, iyi gözükmek uğruna ailenin kuralları bireyleri yok sayabilmektedir. Birbirlerine karşı toleransları düşüktür. Birbirlerini sürekli eleştirirler ve suçlarlar. Ailedeki sorunların kökeninde bir suçlu aramak ve bulmak, sorunu çözmekten daha zaruri gibi gözükebilir. Tehdit edebilirler. Bu tehditler bazen üyelerin kendi olmasını engelleyecek kadar ileriye gidebilir.
Kendi aile geçmişimizi bilmek ve öğrenmek bugün dönüştüğümüz insanı daha iyi anlamak için bir kapı aralar bize. Ailemizi ne kadar iyi tanırsak bu aile sisteminin üzerimizdeki etkilerini görmemiz kolaylaşır. Bu etkileri görüp anladıkça değişmek istediğimiz yönler üzerine çalışmamız da kolaylaşır. Bazı tutumlar, bazı davranışlar, bazı duygular bize ailemizden mirastır. Yetişkin bireyler olarak bizi yoran, üzen, yıpratan, hayatımızı zorlaştıran mirasları reddedebilme özgürlüğümüz vardır. Elbette iyi mirasları, işimize yarayan yönler için teşekkür edebilir, fazlasını ise üzerimizden atabiliriz. Size kendi ailenize daha yakından bakabilmek için birkaç soru bırakıyorum. Dilerim kendinizle ilgili yeni şeyler keşfetmenize yardımcı olur.
Peki sizin ailenizin temel duygusu neydi?
Bu ailede ne öğrendiniz?
Kendinizle ilgili anne babanızın size en çok söylediği şey neydi?
Ne iseniz o olarak sevildiniz mi?
En son ne zaman takdir edildiniz?
Korktuğunuz için sustuğunuz oldu mu?
Suçlanmaktan ötürü yorulduğunuz oldu mu?
Farklı düşündüğünüz için aforoz edildiniz mi, dışlandınız mı?
Hayır dediğiniz için kötü bir evlat/kötü bir kardeş/kötü bir ebeveyn gibi etiketlendiğiniz oldu mu?
Ailenizde çatışmalar nasıl çözümlenirdi?
Ailenizin kuralları nelerdi? Özgür mü hissederdiniz yoksa kapana kısılmış gibi mi?
Ailenizde her birey kendini değerli ve sevilmiş hisseder miydi?
Ailenize ihtiyaç duyduğunuzda sizi desteklerler miydi?
Ailenizle sorunlarınızı rahatlıkla paylaşır mıydınız?
Duygularınızı rahatça yaşamanıza izin verilir miydi?
Anne veya babanız duygularını sizinle paylaşır mıydı?
Uzm. Psk. Dan. Esra Değirmenci






Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.