2007'den Bugüne 92,326 Tavsiye, 28,224 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Duygularda ve Onurda Eşitlikler Evliliği
MAKALE #11278 © Yazan Psk.Cengiz TÜRKMEN | Yayın Ağustos 2013 | 3,940 Okuyucu
DUYGULARDA VE ONURDA EŞİTLİKLER EVLİLİĞİ

Telefonda hemen hemen her gün kim bilir kaç kez kullandığımız "Alo" sözcüğü, gerçekte bir sevgilinin kısaltılmış adıdır. Sevgilinin tam adı Allessandra Lolita Oswaldo'dur. Bu sevimli genç kız, telefonu icat eden, A.Graham Bell'in sevgilisiydi.
Graham Bell telefonu icat edince ilk hattı sevgilisinin evine çekmişti. Atölyesinde telefon çalınca arayanın Allessandra Lolita Oswaldo'dan başkası olamayacağını bildiğinden Graham Bell, telefonu açar açmaz "Allessandra Lolita Oswaldo" diyordu. Bell, zamanla sevgilisine, adını kısaltarak hitap etmeye başladı ve telefonu her açışında onu "Ale Lolos" diye karşıladı. Çalışmaları uzadıkça Graham Bell, sevgilisinin adını daha da kısalttı ve öne iki heceli bir ad buldu. Bu kısa ad "Alo" idi.

Allessandra Lolita Oswaldo, geliştirip, tüm kente yaymaya çalıştığı telefondan başka birşey düşünmeyen sevgilisinin bitmek tükenmek bilmeyen deneylerinden rahatsız olmaya başlayınca Graham Bell'i telefonuyla başbaşa bırakıp onu terketti.Yaşlı Bell, sevgilisinin birgün onu arayacağı umuduyla telefonun başından ayrılmadı.

Kentte çekilen telefon hatlarının sayısı da giderek artmaya başlamıştı. Graham Bell'i artık başka kişiler de arıyordu. Fakat o, telefonun her çalışında kendisini sevgilisinin aradığını sanarak telefonunu "Alo" diyerek açıyor ve artık herkes "Alo" diyordu. O günlerde hemen herkes telefonu açtıklarında Alexander Graham Bell'in anısına saygı olarak "Alo" demeye başladı. Bugün tümümüzün kullandığı "Alo" sözcüğü işte o günlerden günümüze uzanmaktadır.

Evlilik sevgili gibi olmakla başlayan ama karı koca olmakla devam eden bir süreçtir. Hepimiz bu sürecin bir ömür boyu olması dilekleriyle başlarız evlilik hayatımıza. Önceleri sevgili gibi olmak isteriz hep. Çünkü evlenmeden önce çılgınca duygularımızı istediğimiz şekilde yaşadığımızı sanmış ve bunun evlilikle devam edeceği beklentisine girmişizdir. İnsanlar ‘günlerin altına den-den çekerek’ yaşadıkları tekdüze hayat esnasında sormaya vakit bulamadıkları ciddi sorgulamaları, böylesi dramatik dönemlerden sonra daha çok yaparlar ve tüm hayatlarını olduğu gibi evliliklerini de böyle kriz dönemlerinde daha bir kökten sorgularlar.

Evlilikte sevgili olmadığı gibi, bahçıvan yada heykeltıraş da olmamalı insan. Evli çiftler bu noktada, bir kadın ve bir erkek olmaktan, bir anne ve baba olma noktasına ulaşabilirlerse, bu krizi atlatabilir. Sevgili olmanın, birbirinin cinsel partneri olmanın ve birbirinin karısı ve kocası olmanın yapılanmasını gerçekleştirebilmiş çiftler, çok rahat bir şekilde anne-baba rolünde üstlenebilirler.

İnsanlar hangi tür olursa olsun bir ilişkiye girerken kabullenilmek ve onaylanmak isterler. “Çiftler evlenirken ailelerinden valizlerini alıp gelirler. O valizlerde kendi hayatlarıyla ilgili hayalleri, geçmişlerinden, ailelerinden aldıkları doyumlar, doyumsuzluklar, arzular, istekler, geleceğe yönelik umut ve umutsuzluklar, bu güne dâhil ilişki beklentileri bulunur. Eğer çiftler o valizleri boşaltıp kendi çekirdek ailelerine ait yeni bir valiz oluşturabilirlerse yola çok kolay devam ederler.

Eğer sizde eşinizle aranızda ki ilişkinin kalitesinde bozulma, hoşnutsuzluk ve mutsuzluk, birbirinize karşı olan duygu, düşünce, davranış ve iletişiminizde aksaklıklar hissetmeye başladıysanız, son yıllarda yükselen bir trend olan bireyselleşme bayrağını çekmeye başlamışsınız demektir. Ancak bireyselleşme kritik bir nokta. Çünkü çok fazla bireyselleşmek, aynı evde yaşamayı ve bir hayatı paylaşmayı güçleştiriyor. Ve eğer bu temel sorunları fark edemezseniz, evliliğinizin ilk yıllarındaki karakter çatışması bir ömür sürebiliyor."

Evlilik, sadece iki kişinin ilişkisi olmaktan daha fazla bir şeydir. Dolayısıyla kabul talebi daha bir bütünlük halinde olur. Burada yanılmayın. Kabul, mutlak beğenmeyi içermez. Siz kocanızı ya da karınızı, onun köken özelliklerini beğenmeyebilirsiniz; ama onaylamak başka bir şeydir. Beğenmediğiniz bir şeyi de onaylayabilirsiniz. Bunu gerektiren bir durumdur evlilik.”

Kolayca anlayacağınız gibi aslında evlilik, içinde duygusal isteklerin de bulunduğu bir tür kontrat. Bu kontrat içindeki maddelerin bir kısmı açıkça söyleniliyor, konuşuluyor. Bir kısmı biliniyor, ama konuşulmuyor. Karşı tarafta biliyor sizin bu isteğinizi; ama bu çok sözel olarak dile getirilmemiş oluyor. Bir kısmını biz kendimize saklıyoruz, bunu karşımızdaki de bilmiyor. Ama bir kısmını bizim bile bilmediğimiz bilinçaltı isteklerimiz var. İşte bu kontrat karşılıklı olarak ne kadar karşılanırsa, çiftler o kadar evlenmiş oluyorlar.

Evli çiftlerin en temel sorunlarını, aynı tarafta olduklarını fark edememelerinden kaynaklanır. “Evlilik aynı tarafa olmaktır. Aslında karşınızdakinin kalesine gol attığınızı sandığınızda kendi kalenize de gol attığınız bir ilişkidir evlilik. Aslında kimse kimseye bir şey yapmaz, ne yapılıyorsa o arada canlı ve yaşayan bir varlık olan ilişkiye yapılır. İki kişi bunu fark ettikleri zaman ilişkilerini karşılarına oturup kendileri de aynı tarafa geçtikleri zaman çok önemli bir yol kat ediyorlar.” Siz “önce o yapsın sonra ben yaparım’ diyorsanız, ilişkideki iktidarınızı kaybetmişseniz ve tüm seçenekleri başkasının eline vermişsiniz demektir.

Peki bir birini seven bir çift, nasıl evlenir? Birbirinizle iletişim kurun; sessiz saatlerde kumsalda yürüyün; akşamları karşılıklı oturun, biriniz sussun, öbürünüz konuşsun gibi gerçekten uzak önerilerle bunu sağlamak çok zor.

Bana göre, “ insanlar bir sebeple konuşmazlar”: “Bunun nedenini bilmek gerek. Çünkü şikâyet olarak ortaya çıkan şeyler çoğu kez altta yatan nedenler değil, onların sonuçlarıdır. Aysbergin üstüdür. İnsan canlısı; tutulmak, kollanmak, onaylanmak, beğenilmek, sevilmek ve iyi hissettirilmek arzularıyla doludur. Bunların karşılıklı olarak doyurulup doyurulmadığı ilişkinin kaderini belirler.”

Eşlerin başlangıçtaki beklentileri ile sonraki beklentileri arasında farklılıkların olması olağandır. Önemli olan bu beklentilerin gerçekci olması ve eşlerin birbirlerini olduğu gibi kabul etmeleri, karşı tarafı beklentilerini karşılayamıyor diye suçlamamasıdır. Eşler birbirlerinden, şartları düşünmeden beklentilerde bulunur ve bu beklentilerinin karşılanmasını isterlerse çatışmalar başlamaktadıraslında evlilik sorunlarının en önemli sebeplerinden birinin eşlerin kendi çocukluklarından, kendi anne-babalarının evliliğinden miras getirdikleri problemler olduğudur. Kendi çocukluğunda iyi bir evlilik ilişkisi, sağlıklı bir aile ortamı görmemiş kişilerin bir yandan bu yaşantılara bağlı olarak kişilik problemlerinin olması yüzünden, bir yandan da bilinçaltında evliliğe dair yerleşmiş önyargılarının etkisini aşamamışlar ise sağlıklı bir evlilik kurmaları çok zordur maalesef.

Şunu hiçbir zaman unutmayalım ki kendisinden kaçmayı gerektirecek kadar büyük hiç bir sorun yoktur.

Son dönemlerde aile içi problemlerle ilgili görüşmelerim daha bir arttı… En çok şikâyet edilen konu ise eşlerin birbirleri ile görüşmemeleri, küsmeleri ve iletişim kurmamaları…
Eşler arasında belli bir konuda gerilim doruğa çıktığında ve ipler gerildiğinde “Bu böyle gitmez, ayrılırım daha iyi” fikri o anki problemi hasıraltına atar sadece. Gerilim azalır, ama problem olduğu gibi kalır. Bir süre sonra gerginlik soğuyup ortalık durulduğunda da her şey ‘eski tas, eski hamam’ olur tabii. Sonra film yeni baştan oynar.
‘Kavga> ayrılma fikri> küsüp susma> sakinleşme> unutma> barış> kavga....’
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Duygularda ve Onurda Eşitlikler Evliliği" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Cengiz TÜRKMEN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Cengiz TÜRKMEN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Cengiz TÜRKMEN'in Makaleleri
► Aşk Evliliği Psk.Dnş.Kevser ORAK
► Evliliği Sürdürme Yolları Psk.Saadet YAVUZBİLGE
► Mutlu Evliliği Keşfetmek Psk.Şanver YEREBAKAN
► Evliliği Kurtarmanın Yolları Psk.Feyzullah ALPMAN
► Evliliği Boşanmaya Götüren Nedenler Psk.Dnş.Sezen SALİHOĞLU
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Duygularda ve Onurda Eşitlikler Evliliği' başlığıyla benzeşen toplam 14 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Sağlıklı Boşanma Mayıs 2014
► Boşanma Salgını Kasım 2013
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


15:39
Top