Panikte Panik
Panik Bozukluk
Panik bozukluk DSM-5’te kaygı bozukluğu katagorisinde ele alınan bireylerde aniden ortaya çıkan ve dakikalar içerisinde zirveye ulaşan yoğun korku ve rahatsızlık hissi olarak tanımlanmıştır. ak panik bozukluk, çeşitli fiziksel belirtilerin eşlik ettiği dört veya daha fazla panik atak yaşanması olarak ifade edilebilir. Çarpıntı, nefes darlığı, terleme, titreme, soluğun kesilmesi, göğüs ağrısı, göğüsde baskı hissi, bulantı, karın ağrısı, baş dönmesi, bayılacak gibi hissetme, sersemlik, kendini ve çevreyi başka türlü algılamak, çıldıracak gibi hissetme, ölüm korkusu, uyuşma, üşüme veya ateş basmaları, panik atak sırasında ortaya çıkabilecek bu fiziksel belirtilere örnek teşkil ederler.Panik atak her ne kadar yaşamı tehdit edici bir durum olmasada oldukça korkutucu bir hal alabilir ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilen bir durumdur. Belirtilerin tespit edilmesi ve uygun tedavinin verilmesi ile birlikte kontrol altına alınabilen bir rahatsızlık olduğu unutulmamalıdır. Panik anksiyeteye ilişkin ayrıntılı tanımlar yüz yıl kadar önce yayınlanmış olmasına karşın, panik bozukluğu 1980 yılında DSM-III yayınlanıncaya kadar sınıflandırma sistemlerinde ayrı bir bozukluk kategorisi olarak yer almamıştır. DSM-II’de yer alan anksiyete nevrozu, DSM-III’te panik bozukluğu ve yaygın anksiyete bozukluğu olmak üzere iki kategoride ele alınmıştır. Panik bozukluğu, tıbbi ortamlarda en sık karşılaşılan anksiyete bozukluğudur. Bu bozukluğun en temel özelliği yineleyen, ne zaman başlayacağı önceden kestirilemeyen panik nöbetlerinin görülmesidir. Tabloya bedensel belirtiler ve ölüm korkusu, delirme veya kontrolü kaybetme korkusu gibi bilişsel belirtiler eklenir.
Panik Bozukluk Belirtileri
Nabzın hızlanması, çarpıntı, nefes darlığı, mide bulantısı ve baş dönmesi gibi fiziksel değişimlere yol açan bu durum, kişiye kalp krizi gibi çok ciddi bir sağlık problemiyle karşı karşıya ve ölmek üzere olduğunu düşündürür. Genellikle stres seviyesinin yoğun olduğu dönemlerde ortaya çıkan panik atak durumu, ortada herhangi bir problem yokken de oluşabilir. Kişi, panik atak yaşadıktan sonra sakinleşerek eski hâline dönse de o an yaşadığı tecrübenin oluşturduğu olumsuz etkiyi üzerinden atamaz.
• Çarpıntı,kalbin kuvvetli ya da hızlı vurması
• Göğüs ağrısı, göğüste sıkışma hissi.
• Nefes darlığı ya da boğulma hissi.
• Baş dönmesi,sersemlik,baygınlık hissi.
• Uyuşma ya da karıncalanma.
• Üşüme ürperme ya da ateş basması
• Bulantı ,karın ağrısı
• Titreme, sarsılma hissi.
Panik atak risk faktörleri nelerdir?
Panik atak, herhangi bir kişide yaşam süresince ortaya çıkma ihtimali yüksek olan bir psikiyatrik rahatsızlıktır. Kadınları erkeklere göre daha fazla etkileyen bu durumun pik yaptığı yaş grubunu erken erişkinlik dönemindeki bireyler oluşturur ve genel olarak 14 yaşın altındaki kişilerde pek karşılaşılmaz.
Birçok faktör kişilerde panik atak ortaya çıkma riskindeki artış ile ilişkili olabilir:
• Genetik yatkınlık çevresel faktörler ile birleştiğinde panik atak gelişimine neden olabilirler. Birinci derece akrabalarının arasında bu rahatsızlığa sahip bireylerin olduğu kişilerde panik atak ortaya çıkma riski yaklaşık olarak %40’tır. Özellikle ebeveynlerinde panik bozukluk olan bireylerde diğer ruh sağlığı bozukluklarının da ortaya çıkma ihtimalinde bir artış söz konusu olabilir.
• Kimyasal ajanlardan bazı ilaçlar ve karbondioksit, panik atağı ortaya çıkarabilir.
• Çeşitli anatomik bozukluklar panik atak gelişimini kolaylaştırabilir. Beyin sapında bulunan mavi nokta olarak adlandırılan bölgenin görevini tam olarak yapmamasından dolayı sürekli korku hali yaşanabilir.
• Beyinde bulunan GABA, serotonin, noradrenalin gibi maddelerdeki dengesizlikler panik atak nedenleri arasında yer alır. Psikiyatride kullanılan ilaçlar bu maddelerdeki dengeyi sağlar.
• Antidepresan ilaçlar, ilk başlarda panik atak belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olabilirler.
• Kafein, sigara, alkol ve uyuşturucu maddeler panik atak sıklığını artırabilirler.
• Sakinleştirici ilaçların aniden bırakılması panik atağı tetikleyebilir.
• Hızlı soluk alıp vermek panik atağı başlatabilir.
• Kişilik yapısı özellikleri de panik atak nedenleri arasında değerlendirilebilir. Çekingen, histerik, borderline ve obsesif kompülsif kişilik özelliklerine sahip insanlarda panik atak daha sık gözlenir.
• Sevilen birinin kaybı gibi ağır duygusal travma.
• Cinsel saldırı altında kalmak.
• Boşanma.
• Çocukken istismara uğramak.
Panik atak kişinin hayatında ne gibi değişikliklere yol açar?
Tedavi edilmeyen panik atak, yaşam konforunu çeşitli açılardan ciddi anlamda bozabilir. Bunlar:
• Sürüş korkusu, evden çıkma korkusu
• Sık sık tıbbi bakım alma isteği
• Sosyal ortamlardan kaçınma
• İş ve okulda sorunlar
• Depresyon, anksiyete ve diğer psikiyatrik sorunlar
• İntihar ve intihar düşünceleri
• Alkol ve madde kullanımına eğilim
• Finansal problemler
Bazı kişilerde panik bozukluğa zaman içerisinde agorafobi olarak ifade edilen kalabalık açık alan ve mekan korkusu da eşlik edebilir. Bunun sebebi ise kişinin atak anında bu ortamlardan uzaklaşamayacağını hissetmesinden kaynaklanır.
Panik Bozukluk Terapi Modeli
Panik atak bilişsel davranışçı tedavi yöntemi ile kolaylıkla tedavi edilebilir. İlaçlar panik belirtileri, beklenti anksiyetesi ve kaçınma davranışları üzerinde etkili olsalar da yoğun anksiyete duygusu içindeki hastaya var olan durumla baş etme konusunda beceri kazandıramazlar. Psikoterapi hem bu noktada hem de gebelik veya başka bir fiziksel hastalık nedeniyle ilaç kullanılamadığı durumlarda önem kazanır.Panik bozukluğunda bilinç dışı süreçlerin rollerinin yanı sıra bilinç düzeyinde yanlış yorumlamalar söz konusudur. Oluşan kaygı belirtileri hayati bir tehdit olarak algılanmakta, organizma bu durumdan kurtulmak için tüm gücüyle reaksiyon vermektedir.Bilişsel yaklaşımda anksiyete, bireyin güvenliğine bir tehdit olarak algılanan ve üzerine böyle bir anlam yüklenen seçici bir bilgi işlenmesi olarak görülür. Bu bilgi işlenmesi, panik bozukluğunda bedensel duyumların felaketleştirici bir biçimde yorumlanması şeklinde olmaktadır. Burada bilişsel yapıda bedensel duyumların kalp krizi, beyin kanaması, felç geçirme, denetimini yitirme gibi en kötü tarzda algılanması söz konusudur.İlaç tedavisine ek olarak psikoterapi ile kişinin hastalığının ne olduğu ve nedenleri bilmesi, nefes egzersizleri, olumsuz düşüncelerinin değiştirilmesi amaçlanır. Terapi 6-12 seans kadar sürebilir.
Ek olarak; Sen hasta değilsin sadece beynin yanlış bağlantı kurduğu zincirlerden dolayı yaşadığın yoğun korku tetikde ve bu yoğun korku duygusu beynine doğru olmayan düşünceleri bu düşüncelerde beynin yanlış kodladığı davranışsal belirtileri vermektedir.
Kaynakça
Tükel R. Panik bozukluğu. Klinik Psikiyatri Dergisi 2002; 5:5-15.
2. Amerikan Psikiyatri Birliği. Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı. Beşinci baskı, E Köroğlu (Çev. Ed.), Ankara: Hekimler Yayın Birliği, 2013.
3. Phillips KA, Friedman MJ, Stein DJ, Craske M. Special DSM-5 issues on anxiety, obsessivecompulsive spectrum, posttraumatic, and dissociative disorders. Depres Anxiety 2010; 27:91-92.
4. http://www.psychiatry.org/practice/dsm/dsm5/
Panik bozukluk DSM-5’te kaygı bozukluğu katagorisinde ele alınan bireylerde aniden ortaya çıkan ve dakikalar içerisinde zirveye ulaşan yoğun korku ve rahatsızlık hissi olarak tanımlanmıştır. ak panik bozukluk, çeşitli fiziksel belirtilerin eşlik ettiği dört veya daha fazla panik atak yaşanması olarak ifade edilebilir. Çarpıntı, nefes darlığı, terleme, titreme, soluğun kesilmesi, göğüs ağrısı, göğüsde baskı hissi, bulantı, karın ağrısı, baş dönmesi, bayılacak gibi hissetme, sersemlik, kendini ve çevreyi başka türlü algılamak, çıldıracak gibi hissetme, ölüm korkusu, uyuşma, üşüme veya ateş basmaları, panik atak sırasında ortaya çıkabilecek bu fiziksel belirtilere örnek teşkil ederler.Panik atak her ne kadar yaşamı tehdit edici bir durum olmasada oldukça korkutucu bir hal alabilir ve yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilen bir durumdur. Belirtilerin tespit edilmesi ve uygun tedavinin verilmesi ile birlikte kontrol altına alınabilen bir rahatsızlık olduğu unutulmamalıdır. Panik anksiyeteye ilişkin ayrıntılı tanımlar yüz yıl kadar önce yayınlanmış olmasına karşın, panik bozukluğu 1980 yılında DSM-III yayınlanıncaya kadar sınıflandırma sistemlerinde ayrı bir bozukluk kategorisi olarak yer almamıştır. DSM-II’de yer alan anksiyete nevrozu, DSM-III’te panik bozukluğu ve yaygın anksiyete bozukluğu olmak üzere iki kategoride ele alınmıştır. Panik bozukluğu, tıbbi ortamlarda en sık karşılaşılan anksiyete bozukluğudur. Bu bozukluğun en temel özelliği yineleyen, ne zaman başlayacağı önceden kestirilemeyen panik nöbetlerinin görülmesidir. Tabloya bedensel belirtiler ve ölüm korkusu, delirme veya kontrolü kaybetme korkusu gibi bilişsel belirtiler eklenir.
Panik Bozukluk Belirtileri
Nabzın hızlanması, çarpıntı, nefes darlığı, mide bulantısı ve baş dönmesi gibi fiziksel değişimlere yol açan bu durum, kişiye kalp krizi gibi çok ciddi bir sağlık problemiyle karşı karşıya ve ölmek üzere olduğunu düşündürür. Genellikle stres seviyesinin yoğun olduğu dönemlerde ortaya çıkan panik atak durumu, ortada herhangi bir problem yokken de oluşabilir. Kişi, panik atak yaşadıktan sonra sakinleşerek eski hâline dönse de o an yaşadığı tecrübenin oluşturduğu olumsuz etkiyi üzerinden atamaz.
• Çarpıntı,kalbin kuvvetli ya da hızlı vurması
• Göğüs ağrısı, göğüste sıkışma hissi.
• Nefes darlığı ya da boğulma hissi.
• Baş dönmesi,sersemlik,baygınlık hissi.
• Uyuşma ya da karıncalanma.
• Üşüme ürperme ya da ateş basması
• Bulantı ,karın ağrısı
• Titreme, sarsılma hissi.
Panik atak risk faktörleri nelerdir?
Panik atak, herhangi bir kişide yaşam süresince ortaya çıkma ihtimali yüksek olan bir psikiyatrik rahatsızlıktır. Kadınları erkeklere göre daha fazla etkileyen bu durumun pik yaptığı yaş grubunu erken erişkinlik dönemindeki bireyler oluşturur ve genel olarak 14 yaşın altındaki kişilerde pek karşılaşılmaz.
Birçok faktör kişilerde panik atak ortaya çıkma riskindeki artış ile ilişkili olabilir:
• Genetik yatkınlık çevresel faktörler ile birleştiğinde panik atak gelişimine neden olabilirler. Birinci derece akrabalarının arasında bu rahatsızlığa sahip bireylerin olduğu kişilerde panik atak ortaya çıkma riski yaklaşık olarak %40’tır. Özellikle ebeveynlerinde panik bozukluk olan bireylerde diğer ruh sağlığı bozukluklarının da ortaya çıkma ihtimalinde bir artış söz konusu olabilir.
• Kimyasal ajanlardan bazı ilaçlar ve karbondioksit, panik atağı ortaya çıkarabilir.
• Çeşitli anatomik bozukluklar panik atak gelişimini kolaylaştırabilir. Beyin sapında bulunan mavi nokta olarak adlandırılan bölgenin görevini tam olarak yapmamasından dolayı sürekli korku hali yaşanabilir.
• Beyinde bulunan GABA, serotonin, noradrenalin gibi maddelerdeki dengesizlikler panik atak nedenleri arasında yer alır. Psikiyatride kullanılan ilaçlar bu maddelerdeki dengeyi sağlar.
• Antidepresan ilaçlar, ilk başlarda panik atak belirtilerinin ortaya çıkmasına neden olabilirler.
• Kafein, sigara, alkol ve uyuşturucu maddeler panik atak sıklığını artırabilirler.
• Sakinleştirici ilaçların aniden bırakılması panik atağı tetikleyebilir.
• Hızlı soluk alıp vermek panik atağı başlatabilir.
• Kişilik yapısı özellikleri de panik atak nedenleri arasında değerlendirilebilir. Çekingen, histerik, borderline ve obsesif kompülsif kişilik özelliklerine sahip insanlarda panik atak daha sık gözlenir.
• Sevilen birinin kaybı gibi ağır duygusal travma.
• Cinsel saldırı altında kalmak.
• Boşanma.
• Çocukken istismara uğramak.
Panik atak kişinin hayatında ne gibi değişikliklere yol açar?
Tedavi edilmeyen panik atak, yaşam konforunu çeşitli açılardan ciddi anlamda bozabilir. Bunlar:
• Sürüş korkusu, evden çıkma korkusu
• Sık sık tıbbi bakım alma isteği
• Sosyal ortamlardan kaçınma
• İş ve okulda sorunlar
• Depresyon, anksiyete ve diğer psikiyatrik sorunlar
• İntihar ve intihar düşünceleri
• Alkol ve madde kullanımına eğilim
• Finansal problemler
Bazı kişilerde panik bozukluğa zaman içerisinde agorafobi olarak ifade edilen kalabalık açık alan ve mekan korkusu da eşlik edebilir. Bunun sebebi ise kişinin atak anında bu ortamlardan uzaklaşamayacağını hissetmesinden kaynaklanır.
Panik Bozukluk Terapi Modeli
Panik atak bilişsel davranışçı tedavi yöntemi ile kolaylıkla tedavi edilebilir. İlaçlar panik belirtileri, beklenti anksiyetesi ve kaçınma davranışları üzerinde etkili olsalar da yoğun anksiyete duygusu içindeki hastaya var olan durumla baş etme konusunda beceri kazandıramazlar. Psikoterapi hem bu noktada hem de gebelik veya başka bir fiziksel hastalık nedeniyle ilaç kullanılamadığı durumlarda önem kazanır.Panik bozukluğunda bilinç dışı süreçlerin rollerinin yanı sıra bilinç düzeyinde yanlış yorumlamalar söz konusudur. Oluşan kaygı belirtileri hayati bir tehdit olarak algılanmakta, organizma bu durumdan kurtulmak için tüm gücüyle reaksiyon vermektedir.Bilişsel yaklaşımda anksiyete, bireyin güvenliğine bir tehdit olarak algılanan ve üzerine böyle bir anlam yüklenen seçici bir bilgi işlenmesi olarak görülür. Bu bilgi işlenmesi, panik bozukluğunda bedensel duyumların felaketleştirici bir biçimde yorumlanması şeklinde olmaktadır. Burada bilişsel yapıda bedensel duyumların kalp krizi, beyin kanaması, felç geçirme, denetimini yitirme gibi en kötü tarzda algılanması söz konusudur.İlaç tedavisine ek olarak psikoterapi ile kişinin hastalığının ne olduğu ve nedenleri bilmesi, nefes egzersizleri, olumsuz düşüncelerinin değiştirilmesi amaçlanır. Terapi 6-12 seans kadar sürebilir.
Ek olarak; Sen hasta değilsin sadece beynin yanlış bağlantı kurduğu zincirlerden dolayı yaşadığın yoğun korku tetikde ve bu yoğun korku duygusu beynine doğru olmayan düşünceleri bu düşüncelerde beynin yanlış kodladığı davranışsal belirtileri vermektedir.
Kaynakça
Tükel R. Panik bozukluğu. Klinik Psikiyatri Dergisi 2002; 5:5-15.
2. Amerikan Psikiyatri Birliği. Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal El Kitabı. Beşinci baskı, E Köroğlu (Çev. Ed.), Ankara: Hekimler Yayın Birliği, 2013.
3. Phillips KA, Friedman MJ, Stein DJ, Craske M. Special DSM-5 issues on anxiety, obsessivecompulsive spectrum, posttraumatic, and dissociative disorders. Depres Anxiety 2010; 27:91-92.
4. http://www.psychiatry.org/practice/dsm/dsm5/
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Panikte Panik" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Elif AKSOY SİNCİ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Elif AKSOY SİNCİ'nin izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
2 Beğeni
Yazan Uzman
|
panik, kaygı, korku, panik bozukluk, panik atak, panik bozukluk terapi modeli, panik bozukluk belirtileri, panik bozukluk nedir
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.