Gebelikte Obezitenin Zararları
GEBELİK VE OBEZİTE
ABD’de yürütülen National Health and Nutrition Examination Survey (NHANES) 2005-2006 sonuçları, 1998-1994 sonuçları ile kıyaslandığında, kadınlarda obezite sıklığının %23.4’ten %35.3’e yükseldiği görülüyor. Obezitenin kadınlarda daha çok görülme nedenlerinin başında, gebelik öncesinde ve gebelik döneminde kazanılan ağırlık fazlalığı geliyor.
Obezite oranının yükselmesi kaygı vericidir. Ancak daha da kötüsü, bu oranın, doğurganlık çağındaki kadınlarda artış gösteriyor olmasıdır. 1992-2001 yılları arasında yapılan çalışmalarda, doğum yapmış kadınların %35,2’sinin doğum öncesinde ya fazla kilolu ya da obez olduğu bildirilmiştir.
Obezite, hamileliğin ilerleyen aylarında hem anne hem de çocuk için büyük risk oluşturur. İngiltere’de hamile kalan kadınların 1/5’inin fazla kilolu veya obez olduğu bildiriliyor. İngiltere’de yapılan diğer bir çalışma ise kadınların en sık BKİ (Beden Kitle İndeksi)=20-25 arasında gebe kalabildiklerini, bu değerinin altında ve üstünde gebe kalma olasılığının düştüğünü ortaya koyuyor.
Obez gebeleri bekleyen tehlikeler
Gebelikte şeker hastalığı, hipertansiyon, gebelik zehirlenmesi(pre-eklemsi), enfeksiyona yakalanmada artış, idrar yolu enfeksiyonları, yara enfeksiyonları, endometrit, kanamalar, astım, uyku apnesi, ruh hâli bozuklukları (tüm hamilelik boyunca) ve sezaryen doğum gereği, obez hamileleri bekleyen tehlikelerin başında gelir.
Obez annelerin bebeklerinde doğuştan sakatlıklar, santral sinir sistemi, kalp atardamarlarında ve barsak ve göbek fıtığı bozuklukları görülür. Obez ve diyabetik annelerin bebeklerinin büyüme hızları diğer bebeklerden fazladır ve bu 3.trimester(6.aya) kadar devam edebilir. Bu bebeklerin 4kg ve daha fazla ağırlıkta doğma oranı artar. Bebek doğarken ciddi hasarlar (kırıklar) oluşabilir ve bebeklerin ölüm oranı %8’e kadar yükselebilir. Ayrıca yoğun bakımda daha uzun süre kalma gibi sorunlarla da karşı karşıya kalınabilir.
Obezite, doğum sonrası emzirmeyi etkileyen önemli bir risk faktörüdür. Obez kadınlarda göğüslerin süt salgılar hale gelmesi süreci geç (doğumdan 72 saat sonra) başlar. BKİ’de her 1 kg artış göğüslerin süt salgılar hale gelmesi süreci yarım saat geciktirir; ayrıca hamilelikte alınan kilo miktarı da emzirmenin başlama ve emzirme süresini etkiler.
Obez gebelerde insülin direnci de zayıf gebelere göre daha ciddidir. Gebeliğin ilerlemesi ile birlikte insülin direnci de artar ve bu durum kadının ileri yaşlarında diyabete yakalanma riskini artırır.Gebelikte şeker hastalığı , obez kadınlar arasında daha yaygındır. Bu durumun insülin direncine bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir.
Normal kilolu gebelerde kıyaslandığında obez gebelerin gestasyonel şeker (gebelikte şeker) hastası olma olasılığı, yaklaşık 15 kat daha fazladır. Gebeler arasında yetersiz kilo alımından daha çok aşırı kilo alımı yaygındır.
Gebelik döneminde ağırlık kazanımı
Anne adaylarının az ya da fazla kilolu olması anne karnına ölümlere ve erken doğumlara neden olabilmektedir. Hamilelikte kilo vermek ya da 9 kg’dan az kilo almak, bebeğin alacağı besin ögelerinin baskılanmasına ve dolayısıyla yeteri kadar beslenmemesine neden olur. Yapılan çalışmalarda eğer anne zayıfsa (BKİ 20’nin altında ise) ağırlık kazanımının 3.aydan sonra gebelik sonlanmasına kadar haftada 500 g’ın altında düşmemesi gerekir.
Sağlıklı kilo kazanımı için
Annenin bulunduğu ağırlık normal ise gebeliği izleyen ilk 3 aylık dönemde 1,5 kg, gebeliğin sonuna kadar haftada 300-500 g’lık artışlarla toplam 10-12 kg ağırlık kazanımına ulaşır. Bunun sonucunda da 3-3,3 kg ağırlığında bir bebek dünyaya gelebilir.
Eğer kişinin BKİ 30’un üzerinde ise doktor ve diyetisyen gözetiminde ilk 3 ayda kilo kazanımı engellenir ve gebelik sonuna kadar toplam 7 kg alması salık verilir.
Gebelik döneminde beslenme kişiye özgü olmalıdır. Her anne farklı bir dönem geçirir. Beslenme tavsiyeleri, annenin yaşam koşullarına göre olmalı, hazırlaması zor besinler yerine bu dönem, yapımı kolay, esnek ve strese yol açmayacak besinlerle geçirilmelidir. Bu beslenme şekli, annenin daha rahat ve kolay kilo almasını sağlayacak, gereğinden fazla kilo almasını ise engelleyecektir. Yapılan çalışmalar, obez gebelerde 4.aydan sonra kalori kısıtlamasının doğru olmadığını gösteriyor. Gebeliğin 4. ayından sonra annenin zayıflatılması sakıncalıdır.Zayıflama programlarının uygulanması, gerek fetüs gerekse süt salınımını olumsuz yönde etkilediğinden sakıncalı görülmektedir. Esas olan, gebelikten 3-4 ay önce annenin uygun ağırlığa getirilmesidir. Bu sağlanamadıysa, gebeliğin başlangıcından itibaren annenin yanlış beslenme alışkanlıkları düzelterek, gebelik için gerekli besin öğelerini sağlayan dengeli bir beslenme programını uygulaması gerekir.
Bki= Kilo/(Boy)2
II-Erişkinler için BKİ göre obezite sınıflaması
Zayıf
<18.5
Normal
18.5-24.9
Kilolu
25.0-29.9
1.derecede obezite
30.0-34.9
2.derecede obezite
35.0-39.9
3.derecede obezite(aşırı)
>40.0
KALSİYUM
Gebelik ve emziklilik döneminde kalsiyum gereksinmesi artmaktadır .Yetersiz kalsiyum alımı anne sütünün kalsiyum içeriğinin azalmasına ve bebekte gelişiminin bozulmasına neden olmaktadır .Gebe kadının günlük gereksinmesine ek olarak 500mg/gün kalsiyum alınmasıdır. Gebeliğin hipertansiyon hastalığı için yüksek riskli ya da yeterince kalsiyum alamayanlarda günlük kalsiyum alımının arttırılması (200-300mg) ile hipertansiyon insidadansının azaldığı bildirilmiştir.
İYOT
Gebelerin iyot gereksinmesi karşılanmadığı zaman mental gerilik ve doğumsal anomaliler ortaya çıkmaktadır annenin iyot eksikliğine bağlı olarak bebekler hipotroidik olarak doğabilirler.Fetusda iyot yetersizliği düşükler,ölü doğumlar,doğumsal anomaliler,perinatal ölümler,endemik kretinizm,sağırlık,cücelik,hipotroidi,ağır gelişme ve zeka geriliği,konjenital sağırlık ve serebral palsi gibi sorunlara neden olmaktadır.
B12 Vitamini
B12 eksikliğinde Megoblsatik anemi,doğumsal anomaliler ve sinir siteminde olumsuzluklar oluşmaktadır.B12 hayvansal kaynaklı besinlerde bulunmaktadır bu nedenle vejeteryan annelerin çocuklarında nörolojik bozukluklar görülmektedir yeterli ve dengeli beslenme bir zincir oluşturmaktadır. Ve bu nedenle protein,folik asit,A vitamini gibi bir çok besin ögesinin az alınması B12 vitaminin emilimini engellemektedir.
A Vitamini
A vitamini yağda eriyen bir vitamindir ve plasenta dan geçerek fetusta depolanmaktadır eksikliğinde prematüre ve düşük doğum ağırlıklı bebekler,mikrosefali ve görme kusurları oluşturmaktadır yüksek doz A vitamin annelerde fetusda,yarık damak,konjenital kalp hastalıkları gibi bozukluklara neden olmaktadır.
PROTEİN
Gebede doku onarımı için gerekli olan protein gereksinimine , fetüs , plasenta, uterus ve göğüslerdeki büyüme için gerekli protein gereksinimi eklenir. Bu da normal besinle alınan protein miktarı üzerinde protein gereksiniminin olduğunu göstermektedir.
Gebelikte gereksinim duyulan protein miktarı yaklaşık olarak 60gr/gün olup, bu değer gebe olmayan bir kadının gereksiniminden yaklaşık 15-20 gr/gün fazladır..Protein içeren besinler, vitaminler ve mineraller örneğin demir, B6 vitamin ve çinko için mükemmel kaynaktırlar.Fakat, kırmızı et tam yağlı süt ve peynirler gibi hayvansal proteinler fazla yağ ve kalori içerirler.Bunların kontrolsüz nitelikteki tüketimi gebelikte yağ depolarında beklenenden daha fazla artışa neden olacaktır.
KARBONHİDRATLAR
Sağlıklı gebelerde günlük enerjinin % 65’ide kompleks karbonhidratlardan sağlanmalı,basit şeker dediğimiz çay şekeri ve benzeri besinlerin aşırı tüketiminden kaçınılmalıdır günlük şeker tüketimi üzerine yapılan çalışmalarda diyetteki karbonhidrat türünün değil ,miktarının önemli olduğu belirtilmiş,gebelik süresince diyette karbonhidrat sınırlamalarının annede protein ve enerji yeterli alınsa bile,fetusda beyin gelişimi,glikojen düzeyleri ve nörotransmitter sentezi üzerine olumsuz etki yaptığı saptanmıştırYüksek oranlarda şeker alımının düşük gelire sahip adolesanlarda düşük doğum tartılı bebek doğumlarına ve artmış erken doğum oranlarına neden olduğu ortaya konmuştur
YAĞLAR
Fetal büyüme ve gelişmeye etkileri,anne diyetindeki yağ asitleri dağılımı,yağ deposu,anne sütündeki etkileri belirtilmektedir gebelik diyetinde (n-3) PUFA’dan zengin besinlerin verilmesi özellikle DHA diyette bulunması bebeğin sinir sitemin gelişmesinde etkindir.
Neler yapmamalı?
Şekerleme, kek, pasta ve tatlı gibi besin değeri düşük ancak yağ ve kalori bakımından yüksek besinlerden uzak durun. Salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş ve katkı maddesi içeren hazır besinleri tüketmemeye gayret edin. Gebelik de sıvı ihtiyacı artar.Hem Kansızlığa neden olduğundan yemeklerde birlikte siyah çay içmeyin hem de gebelik de bebek düşürme riskini artırıyor.Bu yüzden sıvı ihtiyacını en iyi karşılayan ve yan etkisi olmayan suyu tercih edin.Aynı zaman da sık karşılaşılan şişkinlik sorununu da daha az yaşarsınız.Bitki çayları da yapılan çalışmalar da bebek düşürme riskine sebep olduğu için Çok fazla çay tiryakiğiniz varsa açık olarak ve limon koyarak tercih edebilirsiniz.Tabiki bu öneriler mide bulantı,gaz,midede ekşime gibi şikayetleri dikkate alarak tercih edilmesi gerekir.Ihlamur, kuşburnu gibi bitkini yeğlemeniz yararınızadır. Hazır meyve suları, gazoz ve kolalı içecekler yerine taze sıkılmış meyve suları, ayran ve limonata için. Kesinlikle ve kesinlikle sigara ve alkol kullanmayın. Doktorunuza danışmadan ilaç almayın.
Sevgili anne adayları ve anneler, yaşamınızın belki de en önemli evresinde beslenmenize özen göstermeniz, hem sizin için hem de bebeğiniz için yaşamsal değer taşır. Çünkü bu dönemde gösterdiğiniz özen de özensizlik de doğum sonrası sizde ve bebekte yansımalarını gösterecektir.
ABD’de yürütülen National Health and Nutrition Examination Survey (NHANES) 2005-2006 sonuçları, 1998-1994 sonuçları ile kıyaslandığında, kadınlarda obezite sıklığının %23.4’ten %35.3’e yükseldiği görülüyor. Obezitenin kadınlarda daha çok görülme nedenlerinin başında, gebelik öncesinde ve gebelik döneminde kazanılan ağırlık fazlalığı geliyor.
Obezite oranının yükselmesi kaygı vericidir. Ancak daha da kötüsü, bu oranın, doğurganlık çağındaki kadınlarda artış gösteriyor olmasıdır. 1992-2001 yılları arasında yapılan çalışmalarda, doğum yapmış kadınların %35,2’sinin doğum öncesinde ya fazla kilolu ya da obez olduğu bildirilmiştir.
Obezite, hamileliğin ilerleyen aylarında hem anne hem de çocuk için büyük risk oluşturur. İngiltere’de hamile kalan kadınların 1/5’inin fazla kilolu veya obez olduğu bildiriliyor. İngiltere’de yapılan diğer bir çalışma ise kadınların en sık BKİ (Beden Kitle İndeksi)=20-25 arasında gebe kalabildiklerini, bu değerinin altında ve üstünde gebe kalma olasılığının düştüğünü ortaya koyuyor.
Obez gebeleri bekleyen tehlikeler
Gebelikte şeker hastalığı, hipertansiyon, gebelik zehirlenmesi(pre-eklemsi), enfeksiyona yakalanmada artış, idrar yolu enfeksiyonları, yara enfeksiyonları, endometrit, kanamalar, astım, uyku apnesi, ruh hâli bozuklukları (tüm hamilelik boyunca) ve sezaryen doğum gereği, obez hamileleri bekleyen tehlikelerin başında gelir.
Obez annelerin bebeklerinde doğuştan sakatlıklar, santral sinir sistemi, kalp atardamarlarında ve barsak ve göbek fıtığı bozuklukları görülür. Obez ve diyabetik annelerin bebeklerinin büyüme hızları diğer bebeklerden fazladır ve bu 3.trimester(6.aya) kadar devam edebilir. Bu bebeklerin 4kg ve daha fazla ağırlıkta doğma oranı artar. Bebek doğarken ciddi hasarlar (kırıklar) oluşabilir ve bebeklerin ölüm oranı %8’e kadar yükselebilir. Ayrıca yoğun bakımda daha uzun süre kalma gibi sorunlarla da karşı karşıya kalınabilir.
Obezite, doğum sonrası emzirmeyi etkileyen önemli bir risk faktörüdür. Obez kadınlarda göğüslerin süt salgılar hale gelmesi süreci geç (doğumdan 72 saat sonra) başlar. BKİ’de her 1 kg artış göğüslerin süt salgılar hale gelmesi süreci yarım saat geciktirir; ayrıca hamilelikte alınan kilo miktarı da emzirmenin başlama ve emzirme süresini etkiler.
Obez gebelerde insülin direnci de zayıf gebelere göre daha ciddidir. Gebeliğin ilerlemesi ile birlikte insülin direnci de artar ve bu durum kadının ileri yaşlarında diyabete yakalanma riskini artırır.Gebelikte şeker hastalığı , obez kadınlar arasında daha yaygındır. Bu durumun insülin direncine bağlı olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir.
Normal kilolu gebelerde kıyaslandığında obez gebelerin gestasyonel şeker (gebelikte şeker) hastası olma olasılığı, yaklaşık 15 kat daha fazladır. Gebeler arasında yetersiz kilo alımından daha çok aşırı kilo alımı yaygındır.
Gebelik döneminde ağırlık kazanımı
Anne adaylarının az ya da fazla kilolu olması anne karnına ölümlere ve erken doğumlara neden olabilmektedir. Hamilelikte kilo vermek ya da 9 kg’dan az kilo almak, bebeğin alacağı besin ögelerinin baskılanmasına ve dolayısıyla yeteri kadar beslenmemesine neden olur. Yapılan çalışmalarda eğer anne zayıfsa (BKİ 20’nin altında ise) ağırlık kazanımının 3.aydan sonra gebelik sonlanmasına kadar haftada 500 g’ın altında düşmemesi gerekir.
Sağlıklı kilo kazanımı için
Annenin bulunduğu ağırlık normal ise gebeliği izleyen ilk 3 aylık dönemde 1,5 kg, gebeliğin sonuna kadar haftada 300-500 g’lık artışlarla toplam 10-12 kg ağırlık kazanımına ulaşır. Bunun sonucunda da 3-3,3 kg ağırlığında bir bebek dünyaya gelebilir.
Eğer kişinin BKİ 30’un üzerinde ise doktor ve diyetisyen gözetiminde ilk 3 ayda kilo kazanımı engellenir ve gebelik sonuna kadar toplam 7 kg alması salık verilir.
Gebelik döneminde beslenme kişiye özgü olmalıdır. Her anne farklı bir dönem geçirir. Beslenme tavsiyeleri, annenin yaşam koşullarına göre olmalı, hazırlaması zor besinler yerine bu dönem, yapımı kolay, esnek ve strese yol açmayacak besinlerle geçirilmelidir. Bu beslenme şekli, annenin daha rahat ve kolay kilo almasını sağlayacak, gereğinden fazla kilo almasını ise engelleyecektir. Yapılan çalışmalar, obez gebelerde 4.aydan sonra kalori kısıtlamasının doğru olmadığını gösteriyor. Gebeliğin 4. ayından sonra annenin zayıflatılması sakıncalıdır.Zayıflama programlarının uygulanması, gerek fetüs gerekse süt salınımını olumsuz yönde etkilediğinden sakıncalı görülmektedir. Esas olan, gebelikten 3-4 ay önce annenin uygun ağırlığa getirilmesidir. Bu sağlanamadıysa, gebeliğin başlangıcından itibaren annenin yanlış beslenme alışkanlıkları düzelterek, gebelik için gerekli besin öğelerini sağlayan dengeli bir beslenme programını uygulaması gerekir.
Bki= Kilo/(Boy)2
II-Erişkinler için BKİ göre obezite sınıflaması
Zayıf
<18.5
Normal
18.5-24.9
Kilolu
25.0-29.9
1.derecede obezite
30.0-34.9
2.derecede obezite
35.0-39.9
3.derecede obezite(aşırı)
>40.0
KALSİYUM
Gebelik ve emziklilik döneminde kalsiyum gereksinmesi artmaktadır .Yetersiz kalsiyum alımı anne sütünün kalsiyum içeriğinin azalmasına ve bebekte gelişiminin bozulmasına neden olmaktadır .Gebe kadının günlük gereksinmesine ek olarak 500mg/gün kalsiyum alınmasıdır. Gebeliğin hipertansiyon hastalığı için yüksek riskli ya da yeterince kalsiyum alamayanlarda günlük kalsiyum alımının arttırılması (200-300mg) ile hipertansiyon insidadansının azaldığı bildirilmiştir.
İYOT
Gebelerin iyot gereksinmesi karşılanmadığı zaman mental gerilik ve doğumsal anomaliler ortaya çıkmaktadır annenin iyot eksikliğine bağlı olarak bebekler hipotroidik olarak doğabilirler.Fetusda iyot yetersizliği düşükler,ölü doğumlar,doğumsal anomaliler,perinatal ölümler,endemik kretinizm,sağırlık,cücelik,hipotroidi,ağır gelişme ve zeka geriliği,konjenital sağırlık ve serebral palsi gibi sorunlara neden olmaktadır.
B12 Vitamini
B12 eksikliğinde Megoblsatik anemi,doğumsal anomaliler ve sinir siteminde olumsuzluklar oluşmaktadır.B12 hayvansal kaynaklı besinlerde bulunmaktadır bu nedenle vejeteryan annelerin çocuklarında nörolojik bozukluklar görülmektedir yeterli ve dengeli beslenme bir zincir oluşturmaktadır. Ve bu nedenle protein,folik asit,A vitamini gibi bir çok besin ögesinin az alınması B12 vitaminin emilimini engellemektedir.
A Vitamini
A vitamini yağda eriyen bir vitamindir ve plasenta dan geçerek fetusta depolanmaktadır eksikliğinde prematüre ve düşük doğum ağırlıklı bebekler,mikrosefali ve görme kusurları oluşturmaktadır yüksek doz A vitamin annelerde fetusda,yarık damak,konjenital kalp hastalıkları gibi bozukluklara neden olmaktadır.
PROTEİN
Gebede doku onarımı için gerekli olan protein gereksinimine , fetüs , plasenta, uterus ve göğüslerdeki büyüme için gerekli protein gereksinimi eklenir. Bu da normal besinle alınan protein miktarı üzerinde protein gereksiniminin olduğunu göstermektedir.
Gebelikte gereksinim duyulan protein miktarı yaklaşık olarak 60gr/gün olup, bu değer gebe olmayan bir kadının gereksiniminden yaklaşık 15-20 gr/gün fazladır..Protein içeren besinler, vitaminler ve mineraller örneğin demir, B6 vitamin ve çinko için mükemmel kaynaktırlar.Fakat, kırmızı et tam yağlı süt ve peynirler gibi hayvansal proteinler fazla yağ ve kalori içerirler.Bunların kontrolsüz nitelikteki tüketimi gebelikte yağ depolarında beklenenden daha fazla artışa neden olacaktır.
KARBONHİDRATLAR
Sağlıklı gebelerde günlük enerjinin % 65’ide kompleks karbonhidratlardan sağlanmalı,basit şeker dediğimiz çay şekeri ve benzeri besinlerin aşırı tüketiminden kaçınılmalıdır günlük şeker tüketimi üzerine yapılan çalışmalarda diyetteki karbonhidrat türünün değil ,miktarının önemli olduğu belirtilmiş,gebelik süresince diyette karbonhidrat sınırlamalarının annede protein ve enerji yeterli alınsa bile,fetusda beyin gelişimi,glikojen düzeyleri ve nörotransmitter sentezi üzerine olumsuz etki yaptığı saptanmıştırYüksek oranlarda şeker alımının düşük gelire sahip adolesanlarda düşük doğum tartılı bebek doğumlarına ve artmış erken doğum oranlarına neden olduğu ortaya konmuştur
YAĞLAR
Fetal büyüme ve gelişmeye etkileri,anne diyetindeki yağ asitleri dağılımı,yağ deposu,anne sütündeki etkileri belirtilmektedir gebelik diyetinde (n-3) PUFA’dan zengin besinlerin verilmesi özellikle DHA diyette bulunması bebeğin sinir sitemin gelişmesinde etkindir.
Neler yapmamalı?
Şekerleme, kek, pasta ve tatlı gibi besin değeri düşük ancak yağ ve kalori bakımından yüksek besinlerden uzak durun. Salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş ve katkı maddesi içeren hazır besinleri tüketmemeye gayret edin. Gebelik de sıvı ihtiyacı artar.Hem Kansızlığa neden olduğundan yemeklerde birlikte siyah çay içmeyin hem de gebelik de bebek düşürme riskini artırıyor.Bu yüzden sıvı ihtiyacını en iyi karşılayan ve yan etkisi olmayan suyu tercih edin.Aynı zaman da sık karşılaşılan şişkinlik sorununu da daha az yaşarsınız.Bitki çayları da yapılan çalışmalar da bebek düşürme riskine sebep olduğu için Çok fazla çay tiryakiğiniz varsa açık olarak ve limon koyarak tercih edebilirsiniz.Tabiki bu öneriler mide bulantı,gaz,midede ekşime gibi şikayetleri dikkate alarak tercih edilmesi gerekir.Ihlamur, kuşburnu gibi bitkini yeğlemeniz yararınızadır. Hazır meyve suları, gazoz ve kolalı içecekler yerine taze sıkılmış meyve suları, ayran ve limonata için. Kesinlikle ve kesinlikle sigara ve alkol kullanmayın. Doktorunuza danışmadan ilaç almayın.
Sevgili anne adayları ve anneler, yaşamınızın belki de en önemli evresinde beslenmenize özen göstermeniz, hem sizin için hem de bebeğiniz için yaşamsal değer taşır. Çünkü bu dönemde gösterdiğiniz özen de özensizlik de doğum sonrası sizde ve bebekte yansımalarını gösterecektir.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Gebelikte Obezitenin Zararları" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Dyt.Hatice KARSLIOĞLU'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Dyt.Hatice KARSLIOĞLU'nun izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
gebelik, gebelikte beslenme, gebelikte diyet, gebelikte zayıflama, gebelikte obezite, gebelikte kilo, gebelikte şişmanlık, hamilelik, hamilelikte beslenme, hamilelikte diyet, hamilelikte zayıflama, hamilelikte obezite, hamilelikte kilo, hamilelikte şişmanlık
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
