2007'den Bugüne 92,323 Tavsiye, 28,223 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Anneyiz, Çok Önemliyiz Ama Neden ?
YAZI #1344 © Yazan Uzm.Psk.Nurhayat YÜKSEL | Yayın Ocak 2012
Daha çocuk sahibi olmadan önce kadının sahip olması gereken sorumlulukların var olduğunu biliyor musunuz?

Anne çocuğunu ilk önce istemelidir. Böylece serüvenin ilk adımı atılmış olur.

İstenen çocuk istendiğinin, istenmeyen çocuk da istenmediğinin farkındadır.

Çocuğun ruhsal ve zihinsel olarak sağlıklı gelişim süreci daha burada temellerini atmaya başlar.

Ana rahmine düşen çocuğun anneyle ilişkisi o andan itibaren başlar ve geliştikçe bu ilişkinin boyutu da gelişir.

Bu arada babayı da unutmamak gerekir, ana baba çocuğu birlikte istemeli ve gebelik süresinden başlayarak çocukla ilgilenmelidir.

Bebeğin duyu organlarının ana rahminde gelişmeye başlamasıyla birlikte dış dünya ile iletişim kurmaya başlar. Ana baba arasındaki etkileşimi çocuk daha doğmadan fark eder ve istenmediğini bilen çocuk hayat boyu güven problemi yaşar.

Anne veya çocuğun bakımını üstlenen kişi çocuğu nasıl etkiler?

Bebek dünyaya gelirken çeşitli potansiyeller taşısa da bunları yalnız başına hayata taşıyıp kendiliğini oluşturabilecek donanıma sahip değildir.

Getirdiği, içinde taşıdığı, potansiyelleri hayata aktaracak, onunla senkronize olarak onun duygularını hissederek tepki verecek, bebeğin gelişmelerine kucak açacak ve uygun zamanda uygun dozda eko verebilecek bir anneye/bakıcı anneye sahip çocuk sağlıklı bir gelişim gösterir.

Beynin yapılanması tamamen genetik değildir. Doğumdan sonra dış dünya ile etkileşimle inanılmaz bir adaptasyon gösterir. Bu değişik şekil ve seviyelerde gerçekleşir. Bu gelişim süreci sağ beyinde ilk aylardan itibaren her an gelişmeye ve değişmeye açıktır ve ömür boyu sürer. Sol beyin ise ikinci yılda etkin olmaya başlar. Daha çok bilişsel, mantıksal ve bilimsel alanı belirler, kendini ifade ediş şekli mantık ve kelimelerdir.

Sağ beyin duygularımızın muhafaza edildiği ve düzenlendiği alandır ve yaşamımızın ilk üç yılında baskındır; kendini bilinç dışı ve sezgisel olarak ifade eder. Karşısındaki insanın yüz ifadesi, ses tonu ve vücut duruşundan yola çıkarak sezgisel olarak iletişimi sürdürür. Anneyle etkileşim sonucu doğumdan sonraki 5. ve 6. aylar itibariyle başlayan erken ve geç bebeklik dönemi tüm davranışların temeli oluşur. Bu kişinin kendiliğinin oluştuğu dönemdir ve bebek artık kendi duygularını düzenleyebilir hale gelmektedir. Eğer bu yapılanmamışsa çocuğun kendi duygularını düzenleyebilmesi mümkün olmamaktadır. Burada ilk bakıcı ile bebeğin etkileşiminin ne kadar önemli olduğunu görüyoruz.

Anne ile bebek arasındaki bu etkileşimde, duygularını birbirinden ayrıştıramayacak ve duygularını bir diğeri ile farklılaştıramayacak karmaşık bir dünya içerisindeki bebek, annenin yüzündeki ifadeyi, mimiklerindeki en ufak bir değişikliği algılayarak karşılıklı bir salınım içine girer.

Bunlarla duyguların nasıl tanımlandığını, nasıl oluştuğunu algılamakta, içselleştirmekte, bir yardımcı güç ile; kendisinin düzenleyemeyip, anlayamadığı ve tanımlayamadığı duyguları annesinin yüzündeki ifadelerle, ses tonu ile ve vücut duruşu sayesinde anlamlandırabilir hale gelmektedir.

Henüz sol beyni gelişmemiş bebek bu karışık dünyayı da kelimelere dökememekte ve mantık yürütememektedir.

Bu karmaşada annenin görevi geçici olarak bu görevi bebek yerine üstlenmektir.

Anne ile çocuk yüz yüzeyken çocuğun ihtiyaçları doğrultusunda acı, sıkıntı, mutluluk, hüzün, keder; tüm duygusal çeşitliliği anne fark edip yerinde, yeterince ve zamanında müdahale edip çocuğa cevap verebiliyorsa, çocukla etkileşebiliyorsa, çocuk yavaş yavaş bu kaotik dünyayı düzenlemeye ve anlamlandırmaya başlayacaktır.

Bunun oluşabilmesi için çocuğu ile ilgili, çocuğunu hissedebilen, çocuğunu anlayabilen ve idrak edebilen bir annenin bulunması şarttır.

Çocuğun bu karmaşık dünyadan kurtuluşu ve kendiliğin merkezinin sağ beyinde kurulabilmesi için sıkıntılarından arınmış,kendi iç dünyasındaki duygu durumunu düzenleyebilme kapasitesi yüksek bir anneye ihtiyaç duymaktadır. Böyle bir anneyle çocuk iç dünyasını düzenleyebilecek, geçici olarak anneden ödünç aldığı bu yetileri içe alarak, dışa yansıtarak ve özdeşim kurarak zamanla içselleştirecektir.

İlk iki yıl boyunca çocuğun bu duygusal durumunun düzenlenmesi sağ beyin sayesinde mümkün olmaktadır.

Duygular bu şekilde düzenlendikten ve kendiliğin ilk duygusal merkezi sağ beyine yerleştikten sonra bunların söze, mantığa dökülmesi gerekir, işte orada sol beyin devreye girer. Bu ikisi arasındaki bağlantılar çocuğun dış dünya ile irtibatını sürdürmekte, oradaki sağlıklı iletişimini, kendini ifade etmeyi, yatıştırmayı ve kendilik kapasitelerini de oluşturmaktadır.

Eğer annede yada bakıcıda kendi duygularını kontrol edebilme kapasitesi yoksa, duygularını düzenleyemiyorsa çocuğun ihtiyaçlarını da karşılayamaz, çocuğun ruhsal gelişimini sekteye uğratır, duraklamasına sebebiyet verir.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Nurhayat YÜKSEL Fotoğraf
Uzm.Psk.Nurhayat YÜKSEL
Ankara (Online hizmet de veriyor)
Uzman Klinik Psikolog
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi28 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Nurhayat YÜKSEL'in Makale ve Yazıları
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Anneyiz, Çok Önemliyiz Ama Neden ?' başlığıyla benzeşen toplam 7 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Uyku Evreleri Ocak 2018
► Savunma Mekanizmaları Ocak 2018
► Depresyon Modelleri Ocak 2018
◊ Roller Nasıl Oluşur? Ekim 2013
◊ Boşanma ve Çocuk Ekim 2013
◊ Taciz Şubat 2012
◊ Kadınlar Günü Ocak 2012
◊ Aşk ve Emdr Ocak 2012
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


08:22
Top