Psikiyatri Çınarı Gölgesinde Psikolog Fidanı Yetişmez (Psikolojide Uzmanlaşma Sorunları)
PSİKİYATRİ ÇINARI GÖLGESİNDE PSİKOLOG FİDANI YETİŞMEZ (PSİKOLOJİDE UZMANLAŞMA SORUNLARI)
PSİKOLOJİDE UZMANLAŞMA SORUNLARI
Psikoloji uygulamalı bir bilim dalıdır. Klinik psikoloji ise zaten diğer adı uygulamalı psikoloji olan bir branştır!
Uygulamalı her branşın uzmanlığı akademik bir üst eğitim olan yüksek lisansla değil; uygulamada, alanda, işin içinde yapılır.
Hakimler - savcılar, emniyet amirleri, subaylar yani askerler akademik eğitimle değil; zamanla ve işin içinde uzmanlaşırlar.
Bu uygulamalı psikoloji için de böyle olmalıdır.
Masa başı bazlı, lisans eğitiminin farklı bir tekrarı olan üst eğitimle uygulamalı bir branşta uzman olunamamalıdır!
BU İŞTE BİR SORUN VAR
Hakim ve savcılar,
Öğretmenler
Polisler
Askeri personel
Vb.
Bunlar tıpkı akademisyenlik gibi kendi çalışma alanının doğal rutinlerini - uygulamalarını yapmakla, akademik bir unvan aranmaksızın yükselmenin olduğu mesleklerdir.
Mesela hakimlikte; hakimlikle başlayıp 1.sınıf hakimliğe kadar uzayan geniş kariyer yelpazesinde belli unvanlar almak için yüksek lisansa yahut doktoraya gereksinim duyulmaz. Hayır bu bir eksiklik değildir. O yüzden gerek de yoktur, doğrusu da zaten budur!
Komiser olarak göreve başlayan bir emniyet personeli işinin içindeki rutinleri yaparak uzmanlaşmakta, en yüksek mevki olan 1. Sınıf emniyet müdürlüğüne kadar giden süreçteki hiç bir unvan için akademik bir çalışma aranmamaktadır.
Bu durumda yüksek lisans yapan yaptığı akademik alanın uzmanıdır da komiserlikten baş komiserliğe ya da amirliğe geçen kendi uygulama sahasının uzmanı değil midir?
Hakeza subaylıkta da durum böyledir. Bir subay teğmen olarak başladığı görevinde yüksek lisans veya doktora şartı aranmaksızın yükselmekte, en tepedeki generallik rütbesi için ne doçentlik ne de profesörlük şartı bulunmamaktadır. Ne yapacağız, akademik unvanı yok diye bir generale -kendi işinin en zirvesindeki kişi olduğu halde- bir profesör gibi sahasının üstadı değildir, bunu kabul etmeyiz mi diyeceğiz!
Sonuç: Usta sanayide, doktor hastanede, klinik psikolog da kliniklerde yetişir.
PSİKOLOJİDEKİ UZMANLAŞMA SORUNLARININ HATALI SONUÇLARINA TİPİK BİR ÖRNEK
Söz gelimi büyük bir inşaat firması mühendis ararken sertifikalısını değil; alanda 5 ya da 10 yıllık deneyimli olanları arar.
Uygulamalı bir meslek olan psikolojide ise sertifikalı olan aranıyor. Yani para verip belli tekelci eğitim kartellerinin tezgahından üç - dört gün de olsa geçmiş olanları!
Koca bir fakülteyi yeterli görmeyen ama üç - dört günlük paralı kursları yetkinlik açısında yeterli gören, böylece bir mesleği değersizleştiren, psikologların mesleki öz saygısını düşüren, psikologluğun yetkinlik algısını - imajını bozan bu sinsi para tuzağına dur diyecek olan sadece ve sadece biz psikologlardır!
MESLEĞİNİN HER BİR ASLİ İŞİ İÇİN AYRI BELGE İSTENEN TEK MESLEK
Sıradan bir Tıp ile Hacettepe İngilizce Tıp asla bir olmaz. Lakin her iki fakülteden mezun olan doktorlar asla biz yetersiziz demezler. Hatta basit bir grip ilacını yazabilmek için önlerindeki vademecuma bakanları dahi.
Yine bir doktor antibiyotik yazabilme kursuna, teşhis koyma kursuna, tahlil isteme kursuna gitmez. Bunlar o mesleğin doğal rutinleridir - işlevleridir; doktor olmak zaten bu hakları edinmek demektir, böyle kabul edilir.
Alt tarafı bir insanla oturup mesleki - teknik bilgi ışığında sohbet etmek demek olan psikolojik yardımı bu denli alengirli hale getirmek, mesleki unvanın kendisine verdiği her asli işi yapabilmek için ayrı ayrı sertifika ihtiyacı duymak ilkokul seviyesindeki bir akıl kapasitesiyle bile bakılsa içler acısı bir haldir, ilkeldir.
PSİKİYATRİ GÖLGESİ ALTINDA PSİKOLOG YEŞERMEZ
Bağımsız bir disiplin olan psikoloji psikiyatrinin gölgesinde kaldıkça, bu işin uzmanı olan psikologlar da kendilerini psikiyatristlere yakın durdukça daha değerli hissettikçe bu meslek yerlerde sürünmeye, en basitinden lise mezunu tıbbi sekreterlerle aynı maaşı almaya devam eder.
PSİKOLOGLAR NE ZAMAN GERÇEK PSİKOLOG OLUR
Bir doktor, eczacı, diyetisyen yahut biyolog gibi.
Hatta avukat gibi, hakim veya savcı gibi.
Fakülte düzeyinde eğitimini, haliyle lisansını (hakkını) aldıkları bir unvanı tek başına yeterli gördükleri,
Önüne ve arkasına bir sürü "uyduruk" unvanlar ekleyerek mesleklerinin içini boşaltmadıkları,
Mesleklerinden çaldıklarını başka ek unvanlarla yamama basiretsizliğini terk edecek kapasiteye eriştikleri,
Bu öz güvene yeteri düzeyde sahip oldukları gün!
Psikolog
İzzet Güllü
PSİKOLOJİDE UZMANLAŞMA SORUNLARI
Psikoloji uygulamalı bir bilim dalıdır. Klinik psikoloji ise zaten diğer adı uygulamalı psikoloji olan bir branştır!
Uygulamalı her branşın uzmanlığı akademik bir üst eğitim olan yüksek lisansla değil; uygulamada, alanda, işin içinde yapılır.
Hakimler - savcılar, emniyet amirleri, subaylar yani askerler akademik eğitimle değil; zamanla ve işin içinde uzmanlaşırlar.
Bu uygulamalı psikoloji için de böyle olmalıdır.
Masa başı bazlı, lisans eğitiminin farklı bir tekrarı olan üst eğitimle uygulamalı bir branşta uzman olunamamalıdır!
BU İŞTE BİR SORUN VAR
Hakim ve savcılar,
Öğretmenler
Polisler
Askeri personel
Vb.
Bunlar tıpkı akademisyenlik gibi kendi çalışma alanının doğal rutinlerini - uygulamalarını yapmakla, akademik bir unvan aranmaksızın yükselmenin olduğu mesleklerdir.
Mesela hakimlikte; hakimlikle başlayıp 1.sınıf hakimliğe kadar uzayan geniş kariyer yelpazesinde belli unvanlar almak için yüksek lisansa yahut doktoraya gereksinim duyulmaz. Hayır bu bir eksiklik değildir. O yüzden gerek de yoktur, doğrusu da zaten budur!
Komiser olarak göreve başlayan bir emniyet personeli işinin içindeki rutinleri yaparak uzmanlaşmakta, en yüksek mevki olan 1. Sınıf emniyet müdürlüğüne kadar giden süreçteki hiç bir unvan için akademik bir çalışma aranmamaktadır.
Bu durumda yüksek lisans yapan yaptığı akademik alanın uzmanıdır da komiserlikten baş komiserliğe ya da amirliğe geçen kendi uygulama sahasının uzmanı değil midir?
Hakeza subaylıkta da durum böyledir. Bir subay teğmen olarak başladığı görevinde yüksek lisans veya doktora şartı aranmaksızın yükselmekte, en tepedeki generallik rütbesi için ne doçentlik ne de profesörlük şartı bulunmamaktadır. Ne yapacağız, akademik unvanı yok diye bir generale -kendi işinin en zirvesindeki kişi olduğu halde- bir profesör gibi sahasının üstadı değildir, bunu kabul etmeyiz mi diyeceğiz!
Sonuç: Usta sanayide, doktor hastanede, klinik psikolog da kliniklerde yetişir.
PSİKOLOJİDEKİ UZMANLAŞMA SORUNLARININ HATALI SONUÇLARINA TİPİK BİR ÖRNEK
Söz gelimi büyük bir inşaat firması mühendis ararken sertifikalısını değil; alanda 5 ya da 10 yıllık deneyimli olanları arar.
Uygulamalı bir meslek olan psikolojide ise sertifikalı olan aranıyor. Yani para verip belli tekelci eğitim kartellerinin tezgahından üç - dört gün de olsa geçmiş olanları!
Koca bir fakülteyi yeterli görmeyen ama üç - dört günlük paralı kursları yetkinlik açısında yeterli gören, böylece bir mesleği değersizleştiren, psikologların mesleki öz saygısını düşüren, psikologluğun yetkinlik algısını - imajını bozan bu sinsi para tuzağına dur diyecek olan sadece ve sadece biz psikologlardır!
MESLEĞİNİN HER BİR ASLİ İŞİ İÇİN AYRI BELGE İSTENEN TEK MESLEK
Sıradan bir Tıp ile Hacettepe İngilizce Tıp asla bir olmaz. Lakin her iki fakülteden mezun olan doktorlar asla biz yetersiziz demezler. Hatta basit bir grip ilacını yazabilmek için önlerindeki vademecuma bakanları dahi.
Yine bir doktor antibiyotik yazabilme kursuna, teşhis koyma kursuna, tahlil isteme kursuna gitmez. Bunlar o mesleğin doğal rutinleridir - işlevleridir; doktor olmak zaten bu hakları edinmek demektir, böyle kabul edilir.
Alt tarafı bir insanla oturup mesleki - teknik bilgi ışığında sohbet etmek demek olan psikolojik yardımı bu denli alengirli hale getirmek, mesleki unvanın kendisine verdiği her asli işi yapabilmek için ayrı ayrı sertifika ihtiyacı duymak ilkokul seviyesindeki bir akıl kapasitesiyle bile bakılsa içler acısı bir haldir, ilkeldir.
PSİKİYATRİ GÖLGESİ ALTINDA PSİKOLOG YEŞERMEZ
Bağımsız bir disiplin olan psikoloji psikiyatrinin gölgesinde kaldıkça, bu işin uzmanı olan psikologlar da kendilerini psikiyatristlere yakın durdukça daha değerli hissettikçe bu meslek yerlerde sürünmeye, en basitinden lise mezunu tıbbi sekreterlerle aynı maaşı almaya devam eder.
PSİKOLOGLAR NE ZAMAN GERÇEK PSİKOLOG OLUR
Bir doktor, eczacı, diyetisyen yahut biyolog gibi.
Hatta avukat gibi, hakim veya savcı gibi.
Fakülte düzeyinde eğitimini, haliyle lisansını (hakkını) aldıkları bir unvanı tek başına yeterli gördükleri,
Önüne ve arkasına bir sürü "uyduruk" unvanlar ekleyerek mesleklerinin içini boşaltmadıkları,
Mesleklerinden çaldıklarını başka ek unvanlarla yamama basiretsizliğini terk edecek kapasiteye eriştikleri,
Bu öz güvene yeteri düzeyde sahip oldukları gün!
Psikolog
İzzet Güllü
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Psikiyatri Çınarı Gölgesinde Psikolog Fidanı Yetişmez (Psikolojide Uzmanlaşma Sorunları)" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.İzzet GÜLLÜ'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.İzzet GÜLLÜ'nün izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
1 Beğeni
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.