2007'den Bugüne 92,326 Tavsiye, 28,224 Uzman ve 19,980 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Kendimi Çok Eleştiriyorum. Ne Yapmalıyım?
MAKALE #23064 © Yazan Uzm.Psk.Vedat AKDEMİR | Yayın Kasım 2023 | 674 Okuyucu ÇOK OKUNUYOR
KENDİMİ ÇOK ELEŞTİRİYORUM. NE YAPMALIYIM?

Çoğu insan kendini çok fazla eleştirir ve genellikle bunu dışarı yansıtmaz. Bunu bir sır gibi iç dünyasında saklar. Belki bunu ifade etmeyi gerektirecek bir ortamın veya durumun olmaması, belki de bunu ifade etmenin bir zayıflık göstergesi olarak değerlendirileceği endişesi bunda etkilidir. Pek ifade edilmese de yaptığım görüşmelerde benim için önemli bir veri kaynağı olduğunu düşündüğüm için bu soruyu sık sık sorarım ve ilginç bir şekilde bunun çok yaygın bir şekilde yapıldığını ve bu yapılırken de eleştirilerin acımasızca gerçekleştirildiğini duyarım.

Aslında zararsız, basit bir eylem gibi durur kişinin kendini eleştirmesi. Çoğu insan kendini eleştirmemeyi kendini beğenmişlik olarak değerlendirir. Kendini eleştirmeyi ve kendine yüklenmeyi ise olması gereken bir tutum olarak görür. Ancak bu şekilde doğruların bulunacağı ve yanlışlardan ancak bu şekilde dönüleceği inancı bunda etkilidir. Nitekim kendini eleştirmemeyle ilgili ödevlerde hep bir şaşırma ve bunun nasıl yapılacağı ile ilgili sorularla karşılaşırım.

Kendini eleştirmeyi doğru bulan, bunun olması gerektiğini düşünen toplumsal bir alt yapımız vardır. Kişinin zaman zaman kendini değerlendirmesi, bir muhasebeye çekmesi, hata yaptığı vakit bu hatanın nereden kaynaklandığını görmesi ve gelecekte de benzer hatalar yapmaması için dersler çıkarması önemlidir. Fakat bunu yaparken acımasızca kendini eleştirmesi, aşağılaması, argo kelimeler kullanması yanlıştır. Çoğu vakit içsel muhasebe ile kişinin kendine acımasızca yüklenmesi aynı kalıba konur ve benzer tutumlar olduğu düşünülür. Oysa en büyük yanılgı da işte tam da buradadır. Bu iki yaklaşım çok farklıdır. Biri sizi yukarılara çıkarırken diğeri ise diplere çekmektedir.

Kendini eleştirmenin geçmişteki yaşantılarla ciddi bir bağı vardır. Özellikle çocukluk döneminde çok suçlanan, çok eleştirilen, psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kalan, ihmal edilen kişilerde bu durum daha fazla görülür. Bu kişiler geçmişte çok fazla suçlanmıştır. Eksik bulunmuş, fark edilmemiş ve ihmal edilmiştir. Kendilerini savunmaya çalışmışlar fakat karşı taraftakiler çok güçlü olduğu için hep bastırılmışlardır. Hatta kendilerini ifade ettikleri, karşı geldikleri, savundukları vakit daha fazla üzerlerine gelinmiştir. Kendini savunmasına imkan verilmemesi, imkan verilse de bunu nasıl yapacağını bilmemesi, sürekli yalnız olması, güven ve destek verecek unsurların olmaması veya çok az olması; onun bütün bu suçlamaların ortasında tek başına kalmasına neden olmuştur. Ortada bazı sorunlar vardır ve herkes onu suçluyordur. Ortada bir yanlış vardır bunun yanlış olup olmadığı da şüphelidir ama birileri bunun yanlış olduğunu ve bu durumun ondan kaynaklandığını söylemektedir. Bütün bu tutumlar;hatalı olabileceği inancına, sonrasında ise bütün yanlışın, kusurun kendisiyle ilgili olduğuna inanmasına neden olmuştur. Eğer kendisi eksik, hatalı, yanlışsa o zaman bu hataların ve yanlışların düzeltilmesi gerekir. Bunu düzeltmenin en kolay yolu ise kendine yüklenmek yani kendini eleştirmektir.

Kişinin kendisini kusurlu ve eksik görmesi onda suçluluk psikolojisinin doğmasına neden olur. Sürekli hata yapacak ve bu hatanın sonucunda başına kötü bir şey gelecek endişesiyle yaşamaya başlar. Aslında bu durum bir çaresizliğin zorunlu bir çıkarımıdır. Çünkü çocukken, karşıdakiler ondan daha güçlü, daha bilgili ve kendisi de onlara bağımlıdır. Onlar onun göremediğini görmüşler ve onun yetersiz, eksik ve kusurlu olduğunu söylüyorlardır. Eğer onlar böyle söylüyorsa bir bildikleri var diye düşünür ve kusuru kendinde bulur. Böylece yetersizlik ve değersizlik şemalarının temelleri atılır. Bundan sonraki hayatında bu şemalar ve bu şemaların oluşturduğu savunma mekanizmaları etkili olur.


Kişinin kendisini eleştirmesinin kökeninde daha iyi olma, daha doğru olma, bir daha benzer hatalar yapmama amacı vardır. Bir kişi kendini eleştiriyorsa kendisinde yanlış eksik kusurlu bir şeyler bulunduğunu düşünüyordur. Genellikle de eleştirerek bu eksikliği tamir etmeye çalışır. Kendini acımasızca eleştirerek, suçlayarak, aşağılayarak bir daha aynı hataları yapmayacağını düşünür. Aslında yapmak istediği kendini cezalandırarak benzer hataların bir daha tekrar etmemesini sağlamaktır. Görüntü planında iyi bir niyetle yapılmaktadır fakat iyi niyetli yapılan bu suçlamalar kişinin daha iyi olmasından ziyade tam tersine daha kötüye gitmesine neden olur. Çünkü hiç kimse kötü davranılarak (Dayak yiyerek, Aşağılanarak, Hakarete uğrayarak) daha iyi olmaz. Dayak yeme, aşağılanma endişesinden dolayı bazı şeyleri değiştirebilirsiniz ama sürdüremezsin ve hiçbir zaman size kötü davranan birini tam olarak sevemezsiniz.



Kendini çok fazla eleştiren insanlar genellikle çok empatik insanlardır. Bu empati düzeyi normal sınırların çok üzerindedir. Bu kadar empatik olmanın temellerinde hata yapma korkusu yatar. Hata yapma endişesi, zihinlerini o kadar çok meşgul eder ki; bir müddet sonra kendilerini hep ikinci plana atarlar ve hep karşıdaki kişilerin penceresinden bakmaya başlarlar. Kendini önceliklendirmeyen bu bakış açısında, kusurlar ve yanlışlar hep kendisindedir. O yüzden kendisine göre olayları çoğunlukla yorumlamaz. O hata yapan yanlış yapan kimsedir. O yüzden kendini hep mahcup, hep yanlış yapan biri gibi hisseder. Zihnin derinliklerindeki bu mahcubiyet (buna suçluluk ve utanç duyguları da diyebilirsiniz) duygusu onun kendini çok kötü hissetmesine neden olur. Bu sıkıntılı durumdan çıkması için ise bir çıkış yolu bulması gerekir bunu dışarıdaki bireylere yansıtmak çoğu zaman riskler içerdiği için en kolay yol olan kendini eleştirme yolunu tercih eder.

Bir kişinin sık sık kendini eleştirmesi ve bu eleştirileri acımasızca yapması o kişinin özgüvenine zarar verir. Sürekli hataya odaklanan birinin adım atması da çok zordur. Her adımda hata yapacak endişesi veya en ufak bir hatada kendine aşırı yüklenmesi onu adım atamaz hale getirir. Oysa bu hayatta hatalar ve yanlışlar her zaman olacaktır. Fakat hataların aşırı büyütülmesi, kendini aşırı suçlama kişinin tüm cesaretini kıracak ve onun daha pasif bir role girmesine neden olacaktır.

Her ne kadar çoğu kimse kendini eleştirerek bazı şeyleri düzelteceğini varsaysa da gerçekte durum böyle değildir. Elbette ki hepimiz hatalarımızı göreceğiz ve onlardan dersler çıkaracağız ama bunu aşağılayarak, acımasızca eleştirerek yapmamamız gerekir. Bu hayatta herkes hatalar yapabilir, hiç kimse kendi zararına olabilecek bir hatayı bilerek yapmaz. Bazen olgunlaşmama, bazen yeterli rehberlik yapacak kimselerin olmaması, bazen yanlış ortamlar, bazen geçmişin travmaları bizim doğru kararlar vermemize engel olur ve yanlışlar yaparız. Bütün bu hata ve yanlışlara karşı kendimize, katı ve agresif değil şefkatli ve anlayışlı olmamız gerekir. Çünkü siz yaralı olmayınca, iyi olunca, güçlü olunca ancak her şey daha iyi gider. Siz yaralıysanız bu yara, sizin gerçek potansiyelinizi ortaya çıkarmanıza hep engel olur. O yüzden ruh dünyamızda yaralar açmamak için kendimize karşı objektif, kabul edici ve şefkatli olmalıyız. Örneğin siz duvara doğru olduğunu düşündüğünüz için bir çizgi çizdiniz fakat daha sonra bunun yanlış olduğu ortaya çıktı veya duvara yanlışlıkla, fark etmeden bir çizgi çizdiniz. Şimdi bu çizgiyi nasıl silelim? Bir bıçakla kazıyarak veya zımparalayarak mı çıkarmaya çalışalım yoksa yumuşak bir silgi ile silerek mi çıkarmaya çalışalım? Bıçakla kazıyarak veya zımparalayarak çıkarmaya çalışırsanız duvarınızın hali ne olur? O duvar artık yaralı ve kötü gözükür. Oysa yumuşak bir silgi ile silerseniz. Sonuç bambaşka olur. Duvarınız hiç zarar görmez. O yüzden kendinize karşı çok objektif, çok yumuşak ve çok şevkatli olmanız gerekir. Bu hatalarınızı görmeyin demek değildir. Elbette ki hatalarınızı göreceksiniz ama bunu kendinize ve psikolojinize zarar vermeden yapmanız gerektiğini unutmayın.


Uzman Psikolog Vedat AKDEMİR
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Kendimi Çok Eleştiriyorum. Ne Yapmalıyım?" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Vedat AKDEMİR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Vedat AKDEMİR'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     2 Beğeni    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Vedat AKDEMİR Fotoğraf
Uzm.Psk.Vedat AKDEMİR
İzmir (Online hizmet de veriyor)
Uzman Psikolog
Uzman Psikolog / Çift ve Aile Terapisti / EMDR Terapisti
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi23 kez tavsiye edildiİş Adresi KayıtlıTavsiyeEdiyorum.com'u sıkça ziyaret ediyor.
Özgeçmiş - Çalışma Alanları - Makaleler (31) - Videolar - İletişim Bilgileri
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Uzm.Psk.Vedat AKDEMİR'in Yazıları
► Kendimi Değiştiriyorum Psk.Dnş.İlksen GÜZELCİK
► Kendimi Başarısız Hissediyorum Psk.Berivan ŞENTÜRK
► Kendimi Değersiz Hissediyorum Psk.Berivan ŞENTÜRK
► Kendimi Nasıl Yetiştirebilirim? Psk.Dnş.İsmail KOÇ
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,980 uzman makalesi arasında 'Kendimi Çok Eleştiriyorum. Ne Yapmalıyım?' başlığıyla benzeşen toplam 23 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Değersiz Değilsin Kasım 2021
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


18:55
Top