Kendine Saygı
Doğduğunda kendinin ne olduğuna dair bir fikri bulunmayan çocuk gelişme ve büyüme çağında ailesinin tutum ve davranışlarına göre kendi varlığına yönelik algısı oluşmaya başlar.
Çocuk, iyi bir insan olmayı, kendini açmayı, güven ve sevgiyi, saygıyı ismen bilmese de benzer özellik ve değerleri farkında olmadan hayat sürecinin içinde öğrenir. Anne baba onun düşüncelerine değer veriyorsa kendini değerli hisseder, güveniyorlarsa kendine güvenmeyi öğrenir.
Bütün bu öğrenme sürecinde çocuk, ebeveynleri ve ailesi ile ilgili bir bilgi ve algıya sahip olurken, kendisi ile ilgili de bir algıya sahip olmaktadır. Kendinin değerli bir varlık olup olmadığı ile birlikte duygu ve düşüncelerine değer verilip verilmediği, sosyalleşmesine destek olunup olunmadığı ve kendi varlığına duyulan sevgi ve saygının bir yansıması da kendine saygı duymasıdır.
Bebeklikten ergenliğe ve sonrasına uzanan süreçte kendine saygı duyması özgüven ve psikolojik durumuna olumlu katkıları olacaktır. Saygı, kendi anlamından daha fazla sosyal ilişkilerde, okul başarısında ve aile ile olan ilişkilerinde olumlu etkisi olan önemli bir tutumu ifade eder.
Kendine saygı duymayan çocuk sosyal ilişkilerde kendini yetersiz görür, sürekli başkalarının ne diyeceğine ve ne düşüneceğine çok fazlaca odaklandığından kendinin yeterli olacağına inancı yoktur. Sürekli başkalarına danışır, onları takip eder, izler, hata yapmamaya aşırı enerji harcar, doğru hata yapmaz, ama bir şey de yapamaz, akranları ile yaşadığı sorunlarda sürekli kendini suçlayacağı için akran baskısı, istismar ve benzeri sıkıntıları yaşama riski artar.
Arkadaşlık ilişkilerinde hep fedakârlık ve başkalarını memnun etmeye çalışmak da kendine saygısızlığın başka bir ifadesidir. Çocuk aileden eğer şartlı sevgi gördüyse, utandırılmış ve düşüncelerinden dolayı aşağılanmışsa sonuç yetersizlik yaşayan bir çocuk olacaktır. Mutlaka aileler aşağılamıyoruz diyeceklerdir ama bunun farkında olmadan söylediklerine ve yaptıklarına gülünen çocuklar zamanla herkesin kendine güleceklerini ya da kızacaklarını zanneder.
Buradaki kritik nokta, çocukların düşünceleri saçma da olsa uygun açıklama yapılmalı ve anlatılmalıdır. Çocuklar eleştirilebilir, düşündüklerinin yanlış yönleri anlatılabilir, uygun olan seçenekler değerlendirilebilir. Burada önemli olan üsluptur, üslup bazen içeriğin önüne geçebilir ve önemli bir düşünce ve bilgiyi değersizleştirebilir. “Çok komik bir fikir”, “olur mu öyle saçma şey” gibi ifadeleri çok kullanmak çocukta doğrudan bir direnç oluşturacaktır. Eğer gerçekten söylediği komik bir şey olabilir, o zaman söyleyelim, burada vurgulanmak istenen genellikle üslubumuzun nasıl olduğudur. Yoksa kimse mükemmel değil ve her zaman çok doğru tepkilerde bulunmak gerçekten çok zor olabilmektedir.
Ayrıca mükemmel olmaya çalışmak çok yorucu ve doğru olmayan bir çabadır. Çocukları mükemmel yetiştirmeye çalışmak da hem ebeveyni hem de çocukları sınırlayacak bir tutum olacaktır. Mükemmel olamayabiliriz, hata yapabiliriz, bunlar telafi edilebilir, ama saygı çok önemlidir. Her zaman düşüncelerine saygı duyalım ve dinleyelim.
Çünkü, ebeveynlerin tutum ve davranışları çocuktaki kişilik ve kimlik gelişimine önemli katkıları olan bir durumdur. Bu nedenle özenle üzerinde durulması gereken önemli bir husustur. Seçilen sözcük ve üsluptan içeriğe kadar, beden dilinden uygun zamana kadar bir çok hususa dikkat ederek iletişim kurmak, konunun önemine binaen dikkat edilmesi gereken önemli noktalardır.
Bunu yaparken doğallıktan uzak kalmak ya da tamamen mükemmel iletişim kurmaya odaklanmak yerine sadece itinalı olmak yeterli olacaktır. yoksa kimse mükemmel değildir, çocuklar gibi, veya ebeveynler gibi, insan hata yapabilir, bu çok doğaldır. Önemli olan sürekli ve istikrarlı bir şekilde yanlış tutum ve davranıştan kaçınmak gerekmektedir. Selam ve dua ile.
Çocuk, iyi bir insan olmayı, kendini açmayı, güven ve sevgiyi, saygıyı ismen bilmese de benzer özellik ve değerleri farkında olmadan hayat sürecinin içinde öğrenir. Anne baba onun düşüncelerine değer veriyorsa kendini değerli hisseder, güveniyorlarsa kendine güvenmeyi öğrenir.
Bütün bu öğrenme sürecinde çocuk, ebeveynleri ve ailesi ile ilgili bir bilgi ve algıya sahip olurken, kendisi ile ilgili de bir algıya sahip olmaktadır. Kendinin değerli bir varlık olup olmadığı ile birlikte duygu ve düşüncelerine değer verilip verilmediği, sosyalleşmesine destek olunup olunmadığı ve kendi varlığına duyulan sevgi ve saygının bir yansıması da kendine saygı duymasıdır.
Bebeklikten ergenliğe ve sonrasına uzanan süreçte kendine saygı duyması özgüven ve psikolojik durumuna olumlu katkıları olacaktır. Saygı, kendi anlamından daha fazla sosyal ilişkilerde, okul başarısında ve aile ile olan ilişkilerinde olumlu etkisi olan önemli bir tutumu ifade eder.
Kendine saygı duymayan çocuk sosyal ilişkilerde kendini yetersiz görür, sürekli başkalarının ne diyeceğine ve ne düşüneceğine çok fazlaca odaklandığından kendinin yeterli olacağına inancı yoktur. Sürekli başkalarına danışır, onları takip eder, izler, hata yapmamaya aşırı enerji harcar, doğru hata yapmaz, ama bir şey de yapamaz, akranları ile yaşadığı sorunlarda sürekli kendini suçlayacağı için akran baskısı, istismar ve benzeri sıkıntıları yaşama riski artar.
Arkadaşlık ilişkilerinde hep fedakârlık ve başkalarını memnun etmeye çalışmak da kendine saygısızlığın başka bir ifadesidir. Çocuk aileden eğer şartlı sevgi gördüyse, utandırılmış ve düşüncelerinden dolayı aşağılanmışsa sonuç yetersizlik yaşayan bir çocuk olacaktır. Mutlaka aileler aşağılamıyoruz diyeceklerdir ama bunun farkında olmadan söylediklerine ve yaptıklarına gülünen çocuklar zamanla herkesin kendine güleceklerini ya da kızacaklarını zanneder.
Buradaki kritik nokta, çocukların düşünceleri saçma da olsa uygun açıklama yapılmalı ve anlatılmalıdır. Çocuklar eleştirilebilir, düşündüklerinin yanlış yönleri anlatılabilir, uygun olan seçenekler değerlendirilebilir. Burada önemli olan üsluptur, üslup bazen içeriğin önüne geçebilir ve önemli bir düşünce ve bilgiyi değersizleştirebilir. “Çok komik bir fikir”, “olur mu öyle saçma şey” gibi ifadeleri çok kullanmak çocukta doğrudan bir direnç oluşturacaktır. Eğer gerçekten söylediği komik bir şey olabilir, o zaman söyleyelim, burada vurgulanmak istenen genellikle üslubumuzun nasıl olduğudur. Yoksa kimse mükemmel değil ve her zaman çok doğru tepkilerde bulunmak gerçekten çok zor olabilmektedir.
Ayrıca mükemmel olmaya çalışmak çok yorucu ve doğru olmayan bir çabadır. Çocukları mükemmel yetiştirmeye çalışmak da hem ebeveyni hem de çocukları sınırlayacak bir tutum olacaktır. Mükemmel olamayabiliriz, hata yapabiliriz, bunlar telafi edilebilir, ama saygı çok önemlidir. Her zaman düşüncelerine saygı duyalım ve dinleyelim.
Çünkü, ebeveynlerin tutum ve davranışları çocuktaki kişilik ve kimlik gelişimine önemli katkıları olan bir durumdur. Bu nedenle özenle üzerinde durulması gereken önemli bir husustur. Seçilen sözcük ve üsluptan içeriğe kadar, beden dilinden uygun zamana kadar bir çok hususa dikkat ederek iletişim kurmak, konunun önemine binaen dikkat edilmesi gereken önemli noktalardır.
Bunu yaparken doğallıktan uzak kalmak ya da tamamen mükemmel iletişim kurmaya odaklanmak yerine sadece itinalı olmak yeterli olacaktır. yoksa kimse mükemmel değildir, çocuklar gibi, veya ebeveynler gibi, insan hata yapabilir, bu çok doğaldır. Önemli olan sürekli ve istikrarlı bir şekilde yanlış tutum ve davranıştan kaçınmak gerekmektedir. Selam ve dua ile.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Kendine Saygı" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Dnş.Kerim CANDAN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Dnş.Kerim CANDAN'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
2 Beğeni
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.