Kişilik Bozuklukları
Kişilik; bireyin bir diğerinden ayrıldığı noktadır. Herkesin olayları yaşama, anlama, algılama düzeyi farklıdır. Yaşamda yaşananlar aynı olsa da anlamamız farklıdır. Bir olay A kişisini etkilerken, B kişisinde hiçbir etki bırakmayabilir. Burada devreye kişiliklerimiz girer. Peki kişiliklerimizi etkileyen nedir? Burada ise şüphesiz devreye aile tutumları ve kişiliğin oluştuğu dönem olan 0-6 yaş arasındaki sürecimiz giriyor.
Kişilik bozukluklarında genellikle kişi kendi egosu ile çevre arasında çatışır. Daha çok sosyal ilişkilerinde ortaya çıkar. Bireyde yaşam koşullarına göre beklenenden önemli ölçüde sapmalar gösterir. Uzun sürelidir, yaygındır ve esnekliği yoktur, ergenlik veya genç erişkinlik yıllarında başlar, zamanla kalıcı olur, sıkıntı ve işlevsellikte bozulmaya yol açar.
Kişilik bozukluklarını 3 gruba ayırırız.
1) Paranoid, Şizoid, Şizotipal kişilik bozuklukları
2) Antisosyal, Borderline (Sınırda), Histironik ve Narsisistik kişilik bozuklukları
3) Kaçıngan, Bağımlı ve Obsesif Kompulsif kişilik bozuklukları
Paranoid, Şizoid ve Şizotipal kişilik bozukluğu tanısı alan kişiler genellikle insanlar kötüdür, onlara yaklaşmamalıyım diye düşünürler. İnsanlara çok güvenmezler, dost edinmeyi sevmezler.
Kendilerini kendine yeter ve yalnızız görürler. Bir gruba katılmaktansa yalnız başlarına karar verirler. Bağımsızlık, hareketlilik ve yalnız hedeflere değer verirler.
Başkalarını müdahaleci görürler. Yakınlığı diğer insanların kendilerini adeta hapsetmesi için fırsat tanıyan bir olan olarak görürler.
Temel inançları “Yalnızım”, “İnsanlarla yakın ilişkiler karışık, kirli ve cazip olmaktan uzaktır”, “Diğer insanların sorumluluğunu üstlenmediğim sürece işlerimi daha iyi yapabilirim”, “Özgür davranmama engel olduğu için yakın ilişkiler benim için istenilen bir şey değildir”.
“İnsanlara çok yaklaşırsam bana kanca atabilirler”, “Hareket kabiliyetimi tamamen koruyamazsam mutlu olamam. Tüm bunlar onların kognisyonlarıdır.
Antisosyal, Borderline (Sınırda), Histironik ve Narsisistik kişilik bozukluklarında Narsistik Kişilik Bozukluğu tanısı alan kişiler herkesten özelim, önemli olan benim ne hissettiğimdir gibi düşünceleri vardır. İnsanlar onlara hayran olmalı diye düşünürler. Kimse onların sahip olduğundan fazlasına sahip olmamalıdır. Özel hissettirmezse birileri onları onlara karşı öfke duygusuna kapılırlar. Histironik kişilik bozukluğu tanısı alanlar fark edilme ihtiyacı içindedirler. Dış görünüşe çok fazla önem verirler. “Ben aslında çekici biri değilim”, “Mutlu olabilmek için diğer insanların beğenisine ihtiyacım var” şeklindedir. Telafi edici inançları “Sevilebilen, eğlendirici, ilginç bir insanım”, “Hayran olunmaya hakkım var”, “İnsanlar bana hayran olmak için varlar”, “Zevklerimi engellemeye kimsenin hakkı yok”.
Kaçıngan, Bağımlı ve Obsesif Kompulsif kişilik bozuklukları tanısı alan kişiler ise kuralları başkaları içindir. Takıntılıdırlar. Hayatta hep bir şeyler yapmalı gibi görürler kendilerini.
Eylem sözden önce gelir. Mükemmeliyetçidirler. Kendisi, ailesi ve çevresi için özel bir anlam ve değeri olmasa bile eskiyip, yıpranmış ya da değeri olmayan şeyleri atamaz, elden çıkaramaz
Tedavi süreci oldukça uzun olan terapidir. Çeşitli psikoterapi yöntemleri uygulanabilir. Terapide iç görü ve farkındalık çok önemlidir.
Kişilik bozukluklarında genellikle kişi kendi egosu ile çevre arasında çatışır. Daha çok sosyal ilişkilerinde ortaya çıkar. Bireyde yaşam koşullarına göre beklenenden önemli ölçüde sapmalar gösterir. Uzun sürelidir, yaygındır ve esnekliği yoktur, ergenlik veya genç erişkinlik yıllarında başlar, zamanla kalıcı olur, sıkıntı ve işlevsellikte bozulmaya yol açar.
Kişilik bozukluklarını 3 gruba ayırırız.
1) Paranoid, Şizoid, Şizotipal kişilik bozuklukları
2) Antisosyal, Borderline (Sınırda), Histironik ve Narsisistik kişilik bozuklukları
3) Kaçıngan, Bağımlı ve Obsesif Kompulsif kişilik bozuklukları
Paranoid, Şizoid ve Şizotipal kişilik bozukluğu tanısı alan kişiler genellikle insanlar kötüdür, onlara yaklaşmamalıyım diye düşünürler. İnsanlara çok güvenmezler, dost edinmeyi sevmezler.
Kendilerini kendine yeter ve yalnızız görürler. Bir gruba katılmaktansa yalnız başlarına karar verirler. Bağımsızlık, hareketlilik ve yalnız hedeflere değer verirler.
Başkalarını müdahaleci görürler. Yakınlığı diğer insanların kendilerini adeta hapsetmesi için fırsat tanıyan bir olan olarak görürler.
Temel inançları “Yalnızım”, “İnsanlarla yakın ilişkiler karışık, kirli ve cazip olmaktan uzaktır”, “Diğer insanların sorumluluğunu üstlenmediğim sürece işlerimi daha iyi yapabilirim”, “Özgür davranmama engel olduğu için yakın ilişkiler benim için istenilen bir şey değildir”.
“İnsanlara çok yaklaşırsam bana kanca atabilirler”, “Hareket kabiliyetimi tamamen koruyamazsam mutlu olamam. Tüm bunlar onların kognisyonlarıdır.
Antisosyal, Borderline (Sınırda), Histironik ve Narsisistik kişilik bozukluklarında Narsistik Kişilik Bozukluğu tanısı alan kişiler herkesten özelim, önemli olan benim ne hissettiğimdir gibi düşünceleri vardır. İnsanlar onlara hayran olmalı diye düşünürler. Kimse onların sahip olduğundan fazlasına sahip olmamalıdır. Özel hissettirmezse birileri onları onlara karşı öfke duygusuna kapılırlar. Histironik kişilik bozukluğu tanısı alanlar fark edilme ihtiyacı içindedirler. Dış görünüşe çok fazla önem verirler. “Ben aslında çekici biri değilim”, “Mutlu olabilmek için diğer insanların beğenisine ihtiyacım var” şeklindedir. Telafi edici inançları “Sevilebilen, eğlendirici, ilginç bir insanım”, “Hayran olunmaya hakkım var”, “İnsanlar bana hayran olmak için varlar”, “Zevklerimi engellemeye kimsenin hakkı yok”.
Kaçıngan, Bağımlı ve Obsesif Kompulsif kişilik bozuklukları tanısı alan kişiler ise kuralları başkaları içindir. Takıntılıdırlar. Hayatta hep bir şeyler yapmalı gibi görürler kendilerini.
Eylem sözden önce gelir. Mükemmeliyetçidirler. Kendisi, ailesi ve çevresi için özel bir anlam ve değeri olmasa bile eskiyip, yıpranmış ya da değeri olmayan şeyleri atamaz, elden çıkaramaz
Tedavi süreci oldukça uzun olan terapidir. Çeşitli psikoterapi yöntemleri uygulanabilir. Terapide iç görü ve farkındalık çok önemlidir.
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.