Sosyal Fobi ve Atılganlık
Bireyin yaşam kalitesinde, gerek mesleki gerekse sosyal ilişkilerinde, kendini ortaya koymasında, yeterli performans göstermede engel teşkil eden sorunlardan biri de utangaçlık ve sosyal fobi durumudur. Sosyal fobi, özellikle ergenlik döneminde görülmektedir.
Fobi beraberinde bazı kavramları da getirmektedir. Bunlar Kaygı ve Stres dir.
FOBİ: Belirli nesneler veya durumlar karşısında duyulan olağan dışı güçlükorku, yılgıdır.
Anxiety (KAYGI): Kişide nedeni belli olmayan, korkuya benzeyen, sanki kötü
bir şey olacakmış gibi bir sıkıntı yaşanmasıdır. Bu yaşananlara bunaltı, kaygı denir.
STRES: Stresi meydana getiren olaylara insanların fizyolojik ve psikolojik
düzeyde verdikleri tepkiler olarak açıklanmaktadır. Hem stres tepkisinin kendisi,hem de bu tepkiye sebep olan yaşantılar, stres terimi olarak ifade edilmektedir. Stres, organizmanın bedensel ve ruhsal sınırlarının tehdit edilmesi ve zorlanması ile ortaya çıkan bir durumdur. Tehdit ve zorlanmalar karşısında canlı kendini korumaya yönelik bir tepki zincirini harekete geçirme özelliğine sahiptir.
Ergenlikte başlayan sosyal fobi, gencin çalışmaları ve sosyal işlevselliğinde
belirgin bozulmalara yol açar. Bir çok araştırmada, sosyal kaygının başlangıç yaşının ortalama olarak 13-14 arasında değiştiği görülmektedir.Sosyal kaygı, özellikle alternatif kişilik modellerinin test edildiği ve yeni arkadaşlıkların kurulduğu; sosyal etkileşim becerilerinin geliştiği; bireyin kendini sınadığı çok önemli bir dönem olan ergenlik çağında engelleyici olabilmektedir.
Kişiler arası ilişkilerde örneğin; başkaları tarafından onaylanma, kabul görme, etki veya destek bekleme ihtiyacı duyan kişi, küçük düşürülme, reddedilme, aşağılanma, saldırı ya da “seni sevmiyorum, başarını yeterli bulmuyorum.” şeklinde herhangi bir mesaj alacağını hissettiğinde bu kişi büyük ölçüde kaygı duygusu yaşayacaktır. Yaşanan kaygının yoğunluğu, bireyin onaylanma, değerli olma isteğinin düzeyi; ilişkili olan kişinin önemi; bu kabul görme veya reddedilmenin nasıl sonuçlanacağı; bu kişinin kabul görmeme durumunda göstereceği tepki yeteneği ve geçmişteki reddedilme yaşantısındaki duyarlılık derecesi ile bağıntılı olarak; kaygının kişinin yeterlilik ya da yetersizlik duygusunu algılamasının bir sonucu olduğu. Bireyin bir amaç belirlemesinin zorlaştığı bir durum karşısında, kendini yeterli gören kişi şöyle düşünür: “Bu amaca ulaşacağım konusunda iyimserim. Bu güçlüğü yenecek beceriye sahip olduğuma inanıyorum.”
Kaygılı kişinin kendisi ile ilgili algısı ise şöyledir. “Benim için önemli olan bu amacı geçekleştirebileceğimden pek ümitli değilim. Bu sorunun üstesinden gelebileceğim konusunda kaygılıyım.” Kendi yetersizliğinden tamamen emin kişi ise “amacımı gerçekleştiremeyeceğimden eminim. Bu öyle olanaksız ki deneme girişiminde dahi bulunmayacağım.” şeklinde bir düşünceye sahip olduklarını söylemektedir.
Sosyal fobi belirtileri gösteren kişilerde; başkalarının kendileri ve
performansları hakkındaki olumsuz düşünceleri önem kazanmaktadır. Duyulanlar,görülenler, televizyon, sinema, tiyatro ve günlük konuşmalar korkuların kaynağı olan düşünceleri ister istemez geliştirir. Kişinin kendisi hakkında başkalarının olumsuz düşüneceği yönünde kötümserliğe varan bir düşüncesi oluşur.
Kaygının bir çok şeklinde olduğu gibi sosyal fobilerde de; “ya olursa,
başaramam, rezil olacağım” gibi düşünceler, olasılıklar şeklinde ifade edildikleri için olumsuz ön görüler bir süre sonra ön görü olmadığına inanılır. Birey kendini rezil etmekten çekinir, uzak durur, kaçınır. Çekindikçe yanlış yapar. Böylece kendini gerçekleştirme durumuna zemin hazırlamış olur.
SOSYAL FOBİDE TİPİK DAVRANIŞLAR
Sosyal fobiklerin tipik davranış biçimleri şöyle özetlenebilir:
a) Kişinin ilgi ve dikkatinin kendisi üzerine odaklanması,
b) Kişinin kendisi ile ilgili olumsuz değerlendirmeler yapması,
c) Kaçma ve kaçınma davranışları,
d) Normal işlevlerin kesintiye uğraması,
e) Sosyal beceri eksikliği.
ÇÖZÜM ÖNERİSİ
Sanatsal- Kültürel-Sosyal- Spor Etkinlikleri
Yaşam kalitesinin artırılması ve bireylerin kendilerini iyi hissetmeleri için stres durumları ile başa çıkmak önemlidir.Egzersizin duygu durumu ve düşünceler üzerinde etkisi olduğu, duygu ve düşünceleri olumlu olarak etkilediği; olumsuz duygu ve düşünce sistemini kapatmada güçlü ve güvenilir bir yol olmanın yanında, olumlu düşüncelere ve duygulara ulaşmayı artırdığı da belirtilir.
Egzersizin psikolojik iyilik hali üzerindeki olumlu etkisi, benlik saygısı ile de
açıklanmaktadır. İnsanlar için fizik görünümleri, benlik bütünlüklerinin bir parçasıdIr ve bir insanın fiziksel görünümü ile barışıklık derecesi, benlik algısını etkiler. Buna bağlı olarak da benlik saygısı etkilenecektir. Kendine saygı duyan birey de kendini iyi hisseder.
REKREAKTİF ÇALIŞMALAR
Rekreatif etkinlik grup programı 12 hafta süresince 24 oturum olarak
yapılandırılmış ve başlıca şu etkinliklerden oluşturulabilir: yaratıcı drama, bowling, voleybol, dans, müzik, resim, heykel, izcilik, buz pateni, binicilik, piknik ve eğlenceli yemektir.
Rekreasyon ile ilgili bir araştırmada rekreasyonun sekiz özelliğinden söz edilmiştir.
1-Günlük yaşamdan bir anlamda ayrılma ya da kopma,
2- Etkinlikleri kişinin özgürce seçiyor olması,
3- Zevk alma ya da olayın zevk alınır oluşu,
4- Kendiliğinden oluşu,
5- Zamanın varlığı
6- Yaratıcı hayal kurma,
7- Macera ve keşfetme,
8- Kendini gerçekleştirmedir.
Kişinin kendini gerçekleştirme ve olumlu bir benlik geliştirmede katıldığı
rekreatif aktivitelerin türü, katılma şekli, ayırdığı zaman önemlidir.
atletizm, masa tenisi, tenis gibi bireysel sporlar ile basketbol, voleybol, futbol ve hentbol gibi takım sporları ile uğraşan gençlerin; sosyal, kişisel genel uyum düzeylerinin; cinsiyet, öğrenim durumu, sosyoekonomik faktörler açısından karşılaştırmaları sonucunda; spor yapan gençlerin uyum düzeylerinin, yapmayan gençlere göre anlamlı ve yüksek olduğunu, bireysel veya grup yapılan sporun; bireyin ruhsal özelliklerine göre, sosyal çevresi ile iletişim kurmasını ve çevresiyle uyumlu bireyler olmasını sağladığını belirtilmiştir.
Burada önemli olan bir başka nokta da seçilen spor dallarının önemidir.
Sporun benlik saygısını yükselttiği, depresyonu ise azalttığı araştırma
bulgularına rağmen; bazı araştırmalarda ;
yüzme sporu ile ilgilenen sporcuların kaygı düzeylerinin yüksek olmasının, onların performans durumlarıyla ilgili olduğunu belirtilmiştir. Bu çalışmanın sonucuna dayanarak; benlik saygısı arttırılması konusunda ergenler yönlendirilirken, yarışma sporundan ziyade, boş zaman etkinliği olarak çalışılmasının daha etkili olduğu, egzersiz seçiminde gerek önlem, gerekse tedavi anlamında aerobik egzersizlerin daha etkili olduğu görüşünde hem fikir olmuşlardır. Çünkü aerobik egzersiz düşük şiddetli, ritmik ve uzun süreli bir aktivite olduğundan, birey çok kısa sürede fazla güç sarf etmediğinden bedeninin aşırı zorlanmasına neden olmaz. Ayrıca yarışmacı bir içeriğe dönme riski az olduğundan bireyin kendi öz yeterliğine olan inancını da desteklediğini belirtmişlerdir.
Tüm bunların uygulanmasında Okul rehber öğretmenlerine ve üniversite mediko sosyal birimine önemli görevler düşmektedir.
Fobi beraberinde bazı kavramları da getirmektedir. Bunlar Kaygı ve Stres dir.
FOBİ: Belirli nesneler veya durumlar karşısında duyulan olağan dışı güçlükorku, yılgıdır.
Anxiety (KAYGI): Kişide nedeni belli olmayan, korkuya benzeyen, sanki kötü
bir şey olacakmış gibi bir sıkıntı yaşanmasıdır. Bu yaşananlara bunaltı, kaygı denir.
STRES: Stresi meydana getiren olaylara insanların fizyolojik ve psikolojik
düzeyde verdikleri tepkiler olarak açıklanmaktadır. Hem stres tepkisinin kendisi,hem de bu tepkiye sebep olan yaşantılar, stres terimi olarak ifade edilmektedir. Stres, organizmanın bedensel ve ruhsal sınırlarının tehdit edilmesi ve zorlanması ile ortaya çıkan bir durumdur. Tehdit ve zorlanmalar karşısında canlı kendini korumaya yönelik bir tepki zincirini harekete geçirme özelliğine sahiptir.
Ergenlikte başlayan sosyal fobi, gencin çalışmaları ve sosyal işlevselliğinde
belirgin bozulmalara yol açar. Bir çok araştırmada, sosyal kaygının başlangıç yaşının ortalama olarak 13-14 arasında değiştiği görülmektedir.Sosyal kaygı, özellikle alternatif kişilik modellerinin test edildiği ve yeni arkadaşlıkların kurulduğu; sosyal etkileşim becerilerinin geliştiği; bireyin kendini sınadığı çok önemli bir dönem olan ergenlik çağında engelleyici olabilmektedir.
Kişiler arası ilişkilerde örneğin; başkaları tarafından onaylanma, kabul görme, etki veya destek bekleme ihtiyacı duyan kişi, küçük düşürülme, reddedilme, aşağılanma, saldırı ya da “seni sevmiyorum, başarını yeterli bulmuyorum.” şeklinde herhangi bir mesaj alacağını hissettiğinde bu kişi büyük ölçüde kaygı duygusu yaşayacaktır. Yaşanan kaygının yoğunluğu, bireyin onaylanma, değerli olma isteğinin düzeyi; ilişkili olan kişinin önemi; bu kabul görme veya reddedilmenin nasıl sonuçlanacağı; bu kişinin kabul görmeme durumunda göstereceği tepki yeteneği ve geçmişteki reddedilme yaşantısındaki duyarlılık derecesi ile bağıntılı olarak; kaygının kişinin yeterlilik ya da yetersizlik duygusunu algılamasının bir sonucu olduğu. Bireyin bir amaç belirlemesinin zorlaştığı bir durum karşısında, kendini yeterli gören kişi şöyle düşünür: “Bu amaca ulaşacağım konusunda iyimserim. Bu güçlüğü yenecek beceriye sahip olduğuma inanıyorum.”
Kaygılı kişinin kendisi ile ilgili algısı ise şöyledir. “Benim için önemli olan bu amacı geçekleştirebileceğimden pek ümitli değilim. Bu sorunun üstesinden gelebileceğim konusunda kaygılıyım.” Kendi yetersizliğinden tamamen emin kişi ise “amacımı gerçekleştiremeyeceğimden eminim. Bu öyle olanaksız ki deneme girişiminde dahi bulunmayacağım.” şeklinde bir düşünceye sahip olduklarını söylemektedir.
Sosyal fobi belirtileri gösteren kişilerde; başkalarının kendileri ve
performansları hakkındaki olumsuz düşünceleri önem kazanmaktadır. Duyulanlar,görülenler, televizyon, sinema, tiyatro ve günlük konuşmalar korkuların kaynağı olan düşünceleri ister istemez geliştirir. Kişinin kendisi hakkında başkalarının olumsuz düşüneceği yönünde kötümserliğe varan bir düşüncesi oluşur.
Kaygının bir çok şeklinde olduğu gibi sosyal fobilerde de; “ya olursa,
başaramam, rezil olacağım” gibi düşünceler, olasılıklar şeklinde ifade edildikleri için olumsuz ön görüler bir süre sonra ön görü olmadığına inanılır. Birey kendini rezil etmekten çekinir, uzak durur, kaçınır. Çekindikçe yanlış yapar. Böylece kendini gerçekleştirme durumuna zemin hazırlamış olur.
SOSYAL FOBİDE TİPİK DAVRANIŞLAR
Sosyal fobiklerin tipik davranış biçimleri şöyle özetlenebilir:
a) Kişinin ilgi ve dikkatinin kendisi üzerine odaklanması,
b) Kişinin kendisi ile ilgili olumsuz değerlendirmeler yapması,
c) Kaçma ve kaçınma davranışları,
d) Normal işlevlerin kesintiye uğraması,
e) Sosyal beceri eksikliği.
ÇÖZÜM ÖNERİSİ
Sanatsal- Kültürel-Sosyal- Spor Etkinlikleri
Yaşam kalitesinin artırılması ve bireylerin kendilerini iyi hissetmeleri için stres durumları ile başa çıkmak önemlidir.Egzersizin duygu durumu ve düşünceler üzerinde etkisi olduğu, duygu ve düşünceleri olumlu olarak etkilediği; olumsuz duygu ve düşünce sistemini kapatmada güçlü ve güvenilir bir yol olmanın yanında, olumlu düşüncelere ve duygulara ulaşmayı artırdığı da belirtilir.
Egzersizin psikolojik iyilik hali üzerindeki olumlu etkisi, benlik saygısı ile de
açıklanmaktadır. İnsanlar için fizik görünümleri, benlik bütünlüklerinin bir parçasıdIr ve bir insanın fiziksel görünümü ile barışıklık derecesi, benlik algısını etkiler. Buna bağlı olarak da benlik saygısı etkilenecektir. Kendine saygı duyan birey de kendini iyi hisseder.
REKREAKTİF ÇALIŞMALAR
Rekreatif etkinlik grup programı 12 hafta süresince 24 oturum olarak
yapılandırılmış ve başlıca şu etkinliklerden oluşturulabilir: yaratıcı drama, bowling, voleybol, dans, müzik, resim, heykel, izcilik, buz pateni, binicilik, piknik ve eğlenceli yemektir.
Rekreasyon ile ilgili bir araştırmada rekreasyonun sekiz özelliğinden söz edilmiştir.
1-Günlük yaşamdan bir anlamda ayrılma ya da kopma,
2- Etkinlikleri kişinin özgürce seçiyor olması,
3- Zevk alma ya da olayın zevk alınır oluşu,
4- Kendiliğinden oluşu,
5- Zamanın varlığı
6- Yaratıcı hayal kurma,
7- Macera ve keşfetme,
8- Kendini gerçekleştirmedir.
Kişinin kendini gerçekleştirme ve olumlu bir benlik geliştirmede katıldığı
rekreatif aktivitelerin türü, katılma şekli, ayırdığı zaman önemlidir.
atletizm, masa tenisi, tenis gibi bireysel sporlar ile basketbol, voleybol, futbol ve hentbol gibi takım sporları ile uğraşan gençlerin; sosyal, kişisel genel uyum düzeylerinin; cinsiyet, öğrenim durumu, sosyoekonomik faktörler açısından karşılaştırmaları sonucunda; spor yapan gençlerin uyum düzeylerinin, yapmayan gençlere göre anlamlı ve yüksek olduğunu, bireysel veya grup yapılan sporun; bireyin ruhsal özelliklerine göre, sosyal çevresi ile iletişim kurmasını ve çevresiyle uyumlu bireyler olmasını sağladığını belirtilmiştir.
Burada önemli olan bir başka nokta da seçilen spor dallarının önemidir.
Sporun benlik saygısını yükselttiği, depresyonu ise azalttığı araştırma
bulgularına rağmen; bazı araştırmalarda ;
yüzme sporu ile ilgilenen sporcuların kaygı düzeylerinin yüksek olmasının, onların performans durumlarıyla ilgili olduğunu belirtilmiştir. Bu çalışmanın sonucuna dayanarak; benlik saygısı arttırılması konusunda ergenler yönlendirilirken, yarışma sporundan ziyade, boş zaman etkinliği olarak çalışılmasının daha etkili olduğu, egzersiz seçiminde gerek önlem, gerekse tedavi anlamında aerobik egzersizlerin daha etkili olduğu görüşünde hem fikir olmuşlardır. Çünkü aerobik egzersiz düşük şiddetli, ritmik ve uzun süreli bir aktivite olduğundan, birey çok kısa sürede fazla güç sarf etmediğinden bedeninin aşırı zorlanmasına neden olmaz. Ayrıca yarışmacı bir içeriğe dönme riski az olduğundan bireyin kendi öz yeterliğine olan inancını da desteklediğini belirtmişlerdir.
Tüm bunların uygulanmasında Okul rehber öğretmenlerine ve üniversite mediko sosyal birimine önemli görevler düşmektedir.
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Sosyal Fobi ve Atılganlık" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Süleyman ÇOKAY'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Süleyman ÇOKAY'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin
Yazan Uzman
|
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.