Cinsel Mutluluğa Giden Yol
Cinsel mutluluğa giden yolda en önemli faktör sizin ve partnerinizin zevkleri konusunda açık ve rahat olabileceğiniz bir ortamı teşvik etmek ve yaratmaktır. Böylece partnerinizle aranızda çok daha sıcak bir ilişki ve iletişim kurmuş olursunuz. Kaygı ve endişelerinizden uzaklaşabilir daha fazla kendiniz gibi davranabilirsiniz.
Cinsel mutluluğa giden yolda önemli bazı gereklilikler olduğuna inanıyoruz. Bunları incelemekte faya var.
1-Kendin Ol:
Muhtemelen uyumak için, ya da güzel bir akşam yemeği için ya da çok sevdiğiniz bilgisayar oyunu için kendinize izin veriyorsunuzdur. Ancak konu seks olunca az da olsa bir suçluluk veya utanç hissediyor olabilirsiniz. Herkese farklı gelebilecek bir fantezinizi konuşmak sizi az ya da çok utandıracaktır. Kendin olmak; başkalarının bu konuda ne düşündüğünü ya da ne hissettiğine bakmazsızın bedeninizi olduğu gibi kabul ederek suçluluk ve utanç gibi kişisel yargılamalardan kurtararak zevkli olanı yaşamaya izin vermektir.
2-Anı yaşamak:
Cinsel eylemlerimiz esnasında hep daha önceki anları ya da daha sonraki anları düşünürüz bu ise anı yaşamanın önünde bir engeldir. Anı yaşayamıyor olmak partnerinizin size verdiği o sıcak duyguları tamamen ve derinden yaşayamıyor olmak anlamına gelebilir. Anı yaşadığınızı küçük bir alıştırma ile sizde fark edebilirsiniz. Bir dakikalığınıza gözlerinizi kapatın ve sadece nefes alış-verişinizi düşünün, sadece nefes alış-verişinize konsantre olun. İçinde bulunduğunuz anı yaşadığınızı hissedeceksiniz. Bu duruma anı yaşamak diyebiliriz. Bu durumu cinsel yaşantılara transfer ettiğimizde partnerinizden ne denli güzel duygular alacaksınız siz düşünün.
3-Partnerine Bağlı Ol:
Cinsel haz en hoş haliyle eşinizle partnerinizle aranızda kurulan ve ona karşı duyduğunuz bağlılığın sonucu olarak ortaya çıkar.
Partnerinizle sadece yatak odasında değil günün her anında gerek fiziksel ve duygusal olarak gerekse cinsel ve sosyal olarak ne hissettiğini anlamaya çalışın.
Unutmayın ki mükemmel seksin temelinde yatan şey; özel birtakım cinsel becerileri olmak, cinsel performans kaygısını azaltmak veya düzenli orgazmlar yaşamak değildir. Kişinin kendisini derinlemesine öğrenmesine izin verebilme yeteneğidir.
Seks iki kişiyi birbirine bağlayan çok güçlü bir bağdır. Dolayısıyla paylaştığımız cinsellik hakkında eşimizin duygularını bilmeli, onları önemsemeli ve onlara değer vermeliyiz.
1992 yılında fikir araştırmaları merkezi bilimsel yöntemlerle seçilmiş 3432 kadın ve erkek ile görüşmeler yapmıştı araştırmanın sonunda cinsel yaşamlarını fiziksel ve duygusal anlamda en tatmin edici bulanların evli ya da beraber yaşayan bireyler olduğu ortaya çıktı.
Cinsel Mutluluk İçin
Cinsel mutluluğa ulaşmanızı sağlayacak bu süreçte eşinizin/partnerinizin ve sizin hem bireysel hem de beraberce atabileceğiniz birkaç adımdan bahsedebiliriz.
• Eşinizle bir sonraki cinsel ilişkinizde hoşunuza gidebilecek birkaç yenilik yapın. Kokulu mumlar, değişik pozisyonlar, farklı bir oda, müzik, çikolata gibi
• Sevişmeden önce yapmak istediklerinizi bir kağıda yazarak neleri istediğinizi gözden geçirin. Aynı şekilde eşinizde sevişme sırasında nelerden hoşlandığını yazsın. Sonunda elinizde olanları değiş tokuş yapın.
• Bu listeden bir veya iki tanesini belirleyin ve sevişme esnasında uygulayın.
• Eşinizle cinsellikten uzak zamanlarınızda da birlikte olabilin. Çıplak bir şekilde birbirinize sarılabilirsiniz. Herhangi bir beklenti olmadığı zamanlarda da birbirinize dokunun.
Cinsel ilişki öncesi ve sırasında tüm yaşamımızda olması gerektiği gibi anı yaşamak çok önemlidir. Anın keyfini çıkarın. Daha sonra neler olacağı değil daha önce neler oldu/olması gerekiri değil. Şimdiyi ve bu anı yaşayın.
Aşkın ve Sexin Biyolojisi
Eşiniz ya da partnerinizle birlikte olmaya başladığınız ona aşık olduğunuz ilk zamanları şöyle bir düşünün. Ne kadar yoğun bir tutku ve heyecan vardı. Aşık olduğunuz ilk zamanlarda yaşadığınız cinsel arzu ve isteği hatırlayın. Muhtemelen her şey çok daha güzeldi. Peki onca zaman sonra ne oldu da her şey daha yavaş ve sönükleşmeye başladı.
Cinsel yaşamınız tabi ki birde fizyolojisi var. Seks antropoloğu Dr. Helen Fisher’a göre ilişki süresince beynin kimyasında yavaş yavaş meydana gelen değişimler genellikle ve çok doğal olarak tutkunun azalmasına yol açıyor. Fisher ve çalışma arkadaşlarının yaptığı çalışmaya göre; ilişkinin ilk başı olan “aşık olma” aşamasındaki bireyler üzerinde bir inceleme yapmış ve beyinlerinin nörolojik bir uyarıcı olan dopamin adlı bir kimyasal madde ile dolu olduğunu ortaya çıkarmışlardır. Araştırmacılar, ilişkinin ilk aşamalarında görülen kara sevda türü körkütük aşık olma durumu ve enerji hücumunu üreten şeyin bu kimyasal madde olduğuna inanıyorlar.
Romantizm ve uzun süreli ilişkilerin fizyolojisi hakkında araştırmalar yapan Dr. Helen Fisher; beyinde bulunan üç farklı sistemin aşkı yaşama biçiminizi etkilediğini düşünüyor. Her bir sistem beynin farklı sistemleriyle bağlantılı gibi görünüyor. Bu bağlamda
1- Şehvet (cinsel arzu) testesteron kimyasalı ile ilşkilendiriliyor.
2- Çekim (romantik ya da tutkulu aşk) nörolojik bir uyarıcı olan dopamin olarak ilişkilendiriliyor.
3- Bağlılık (uzun süreli ilişkiye bağlanma ve güven duygusu) oksitosin vazopresin adlı kimyasallarla ilişkilendiriliyor.
İlişki ilerledikçe ve doğal olarak sizler yaşlandıkça beyin kimyanızda doğal olarak değişir.
Uzun süreli ilişkilerde cinsel arzu seviyesinde azalma görülmesi çok yaygın bir şekilde görülür. Buna rağmen yapılan araştırmalara göre uzun süreli ilişkiler çiftlerin kısa süreli cinsel beraberlikler yaşayan ya da yalnız olan kişilere göre cinsel açıdan çok daha tatminkar olduklarını belirtmişlerdir.
Cinsel mutluluğa giden yolda önemli bazı gereklilikler olduğuna inanıyoruz. Bunları incelemekte faya var.
1-Kendin Ol:
Muhtemelen uyumak için, ya da güzel bir akşam yemeği için ya da çok sevdiğiniz bilgisayar oyunu için kendinize izin veriyorsunuzdur. Ancak konu seks olunca az da olsa bir suçluluk veya utanç hissediyor olabilirsiniz. Herkese farklı gelebilecek bir fantezinizi konuşmak sizi az ya da çok utandıracaktır. Kendin olmak; başkalarının bu konuda ne düşündüğünü ya da ne hissettiğine bakmazsızın bedeninizi olduğu gibi kabul ederek suçluluk ve utanç gibi kişisel yargılamalardan kurtararak zevkli olanı yaşamaya izin vermektir.
2-Anı yaşamak:
Cinsel eylemlerimiz esnasında hep daha önceki anları ya da daha sonraki anları düşünürüz bu ise anı yaşamanın önünde bir engeldir. Anı yaşayamıyor olmak partnerinizin size verdiği o sıcak duyguları tamamen ve derinden yaşayamıyor olmak anlamına gelebilir. Anı yaşadığınızı küçük bir alıştırma ile sizde fark edebilirsiniz. Bir dakikalığınıza gözlerinizi kapatın ve sadece nefes alış-verişinizi düşünün, sadece nefes alış-verişinize konsantre olun. İçinde bulunduğunuz anı yaşadığınızı hissedeceksiniz. Bu duruma anı yaşamak diyebiliriz. Bu durumu cinsel yaşantılara transfer ettiğimizde partnerinizden ne denli güzel duygular alacaksınız siz düşünün.
3-Partnerine Bağlı Ol:
Cinsel haz en hoş haliyle eşinizle partnerinizle aranızda kurulan ve ona karşı duyduğunuz bağlılığın sonucu olarak ortaya çıkar.
Partnerinizle sadece yatak odasında değil günün her anında gerek fiziksel ve duygusal olarak gerekse cinsel ve sosyal olarak ne hissettiğini anlamaya çalışın.
Unutmayın ki mükemmel seksin temelinde yatan şey; özel birtakım cinsel becerileri olmak, cinsel performans kaygısını azaltmak veya düzenli orgazmlar yaşamak değildir. Kişinin kendisini derinlemesine öğrenmesine izin verebilme yeteneğidir.
Seks iki kişiyi birbirine bağlayan çok güçlü bir bağdır. Dolayısıyla paylaştığımız cinsellik hakkında eşimizin duygularını bilmeli, onları önemsemeli ve onlara değer vermeliyiz.
1992 yılında fikir araştırmaları merkezi bilimsel yöntemlerle seçilmiş 3432 kadın ve erkek ile görüşmeler yapmıştı araştırmanın sonunda cinsel yaşamlarını fiziksel ve duygusal anlamda en tatmin edici bulanların evli ya da beraber yaşayan bireyler olduğu ortaya çıktı.
Cinsel Mutluluk İçin
Cinsel mutluluğa ulaşmanızı sağlayacak bu süreçte eşinizin/partnerinizin ve sizin hem bireysel hem de beraberce atabileceğiniz birkaç adımdan bahsedebiliriz.
• Eşinizle bir sonraki cinsel ilişkinizde hoşunuza gidebilecek birkaç yenilik yapın. Kokulu mumlar, değişik pozisyonlar, farklı bir oda, müzik, çikolata gibi
• Sevişmeden önce yapmak istediklerinizi bir kağıda yazarak neleri istediğinizi gözden geçirin. Aynı şekilde eşinizde sevişme sırasında nelerden hoşlandığını yazsın. Sonunda elinizde olanları değiş tokuş yapın.
• Bu listeden bir veya iki tanesini belirleyin ve sevişme esnasında uygulayın.
• Eşinizle cinsellikten uzak zamanlarınızda da birlikte olabilin. Çıplak bir şekilde birbirinize sarılabilirsiniz. Herhangi bir beklenti olmadığı zamanlarda da birbirinize dokunun.
Cinsel ilişki öncesi ve sırasında tüm yaşamımızda olması gerektiği gibi anı yaşamak çok önemlidir. Anın keyfini çıkarın. Daha sonra neler olacağı değil daha önce neler oldu/olması gerekiri değil. Şimdiyi ve bu anı yaşayın.
Aşkın ve Sexin Biyolojisi
Eşiniz ya da partnerinizle birlikte olmaya başladığınız ona aşık olduğunuz ilk zamanları şöyle bir düşünün. Ne kadar yoğun bir tutku ve heyecan vardı. Aşık olduğunuz ilk zamanlarda yaşadığınız cinsel arzu ve isteği hatırlayın. Muhtemelen her şey çok daha güzeldi. Peki onca zaman sonra ne oldu da her şey daha yavaş ve sönükleşmeye başladı.
Cinsel yaşamınız tabi ki birde fizyolojisi var. Seks antropoloğu Dr. Helen Fisher’a göre ilişki süresince beynin kimyasında yavaş yavaş meydana gelen değişimler genellikle ve çok doğal olarak tutkunun azalmasına yol açıyor. Fisher ve çalışma arkadaşlarının yaptığı çalışmaya göre; ilişkinin ilk başı olan “aşık olma” aşamasındaki bireyler üzerinde bir inceleme yapmış ve beyinlerinin nörolojik bir uyarıcı olan dopamin adlı bir kimyasal madde ile dolu olduğunu ortaya çıkarmışlardır. Araştırmacılar, ilişkinin ilk aşamalarında görülen kara sevda türü körkütük aşık olma durumu ve enerji hücumunu üreten şeyin bu kimyasal madde olduğuna inanıyorlar.
Romantizm ve uzun süreli ilişkilerin fizyolojisi hakkında araştırmalar yapan Dr. Helen Fisher; beyinde bulunan üç farklı sistemin aşkı yaşama biçiminizi etkilediğini düşünüyor. Her bir sistem beynin farklı sistemleriyle bağlantılı gibi görünüyor. Bu bağlamda
1- Şehvet (cinsel arzu) testesteron kimyasalı ile ilşkilendiriliyor.
2- Çekim (romantik ya da tutkulu aşk) nörolojik bir uyarıcı olan dopamin olarak ilişkilendiriliyor.
3- Bağlılık (uzun süreli ilişkiye bağlanma ve güven duygusu) oksitosin vazopresin adlı kimyasallarla ilişkilendiriliyor.
İlişki ilerledikçe ve doğal olarak sizler yaşlandıkça beyin kimyanızda doğal olarak değişir.
Uzun süreli ilişkilerde cinsel arzu seviyesinde azalma görülmesi çok yaygın bir şekilde görülür. Buna rağmen yapılan araştırmalara göre uzun süreli ilişkiler çiftlerin kısa süreli cinsel beraberlikler yaşayan ya da yalnız olan kişilere göre cinsel açıdan çok daha tatminkar olduklarını belirtmişlerdir.
|
Yazan
|
Bu makaleden alıntı yapmak
için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir: "Cinsel Mutluluğa Giden Yol" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Uzm.Psk.Şahin UÇAR'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır. Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Uzm.Psk.Şahin UÇAR'ın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz. |
Beğenin 
Yazan Uzman
|
cinsellik, cinsel sorun, biyolojik sex, cinsel eğitim, cinsel mutluluk, cinsel hayat, cinsel doyum, cinsel tatmin
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak
hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir
yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.
