2007'den Bugüne 92,232 Tavsiye, 28,206 Uzman ve 19,964 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Sınav Kaygısı ve Öğrencilere Öneriler
MAKALE #2359 © Yazan Psk.Halil TÜRKMEN | Yayın Şubat 2009 | 10,319 Okuyucu
SINAV KAYGISI VE ÖĞRENCİLERE ÖNERİLER

İnsanlar dünya üzerinde var oldukları süreden buyana , sürekli iki temel duyguyla yüz yüze gelmişlerdir. Bunlardan birincisi korku ikincisi ise kaygıdır. Kaygı, insan oğlunun en temel duygularından birisi olarak, zaman zaman karşılaştığımız ve yaşadığımız; yaşantımızı çeşitli şekillerde etkileyen bir duygudur. Bu duygu genelde olumsuz bir duygu olarak tanınmasına rağmen,hayatımızı sürdürmemiz için gerekli olan bir duygudur. Her birey, kaygı duyar ve kaygı duyduğu için bu duygudan kurtulmak için harekete geçer ve çaba gösterir. Bu duygu olmasaydı, bireylerde ders çalışma, sınava girme, işe girme, işte çalışma vb. durumlarda bizi harekete geçirecek bir güç de olmazdı. Kısacası her olayda ve durumda çok küçük de olsa kaygı, bireyi harekete geçirmek için yaşamsal bir öneme sahiptir.

Herhangi bir rahatsızlık durumunda, doktorumuzun yazdığı ilaçları dozunda almak rahatsızlığımızı ortadan kaldıracağı ve kendimizi iyi hissetmemizi sağlayacaktır. Bu düşünüldüğünde kullandığımız ilaç zararlı değil, hayati öneme sahiptir.Ancak,çabuk iyileşirim düşüncesi ile verilen ilacın tamamını birden içmek, ölümcül etkilere sahip olabilir.
Çağımızda teknolojinin baş döndürücü hızla gelişmesi ve yapılan bilimsel gelişmeler sonucu; bir çok meslekler ortaya çıkmıştır. Her geçen gün yeni yeni meslekler ortaya çıkacaktır. Bu çoğalan iş ve meslekler arasından, kendi koşullarımıza uygun iş yada mesleği seç meye karar verebilmek kolay olmadığı gibi belirli bir araştırmayı ve hazırlığı gerektirmektedir. Hele hele belirli bir işe yada mesleğe girmenin , belirli ölçüt ve koşulları varsa, sınav dediğimiz eleyicilik var ise bu durumda alınacak eğitimin ve kalitesinin her geçen gün daha çok önem kazanması ile kalmayacak yapılacak sınavlarda, belirlenen ölçütlerde başarılı olmayı da ön plana çıkaracaktır. Geleceğimizi ve yaşamımızı garantiye almak için derslerde ve sınavlarda, gireceğimiz iş ve mesleklerde başarılı olabilmek için kaygı, hele hele başarılı olma ve sınav kaygısı artık yaşamımızın ayrılmaz bir parçası haline gelmesi kaçınılmaz olacaktır.

Bu nedenle, başarılı olma yada sınav kaygısı, geçmişten beri yaşanan ve gelecekte de yaşanacak bir duygudur. Bu duygunun yoğunluk kazandığı oranda, kaygıyla başa çıkma becerisinin kazandırılması o kadar büyük bir önem taşımaktadır. Sınav kaygısı, yeterince derse hazırlık ve çalışmama sonucu ortaya çıkan, fizyolojik belirtilere psikolojik belirtilerinde eşlik ettiği bir duygudur tanımlamasını yapmak, doğru bir tanımlamadır. Eğer birey, her hangi bir konuda başarı yada başarısızlığının ölçülmesi durumu ile karşılaşmış ise kısaca sınav edilecek ise sınavda karşılaşacağı durumlar ve sonuçları konusunda olumlu yada olumsuz düşünceler “Psikolojik Boyutu”, sınavla ilgili olmayan düşünceler, kuruntular ve olasılıklar “Fizyolojik Boyutu” olmak üzere iki farklı duygusal boyutu ortaya çıkacaktır. Fizyolojik Boyutu, sınavla ilgili olarak kendi kendimize söylediğimiz şeylerdir. Psikolojik Boyutu ise sınavın, bireye baskısı altında, ortaya çıkan duygusal tepkilerimizdir. Sınav kaygısının kuruntu boyutunun başarıyı daha fazla etkilediği gözlenmektedir. Sınavın Fizyolojik Boyutu arttıkça başarı düşer. Çünkü, bu boyut, daha çok başarısızlık beklentisiyle oluşmaktadır.

Fizyolojik Boyuttan kaynaklı kaygıları yüksek bireylerin, sınavlarda sorularla ilgilenmek ve sorulara odaklanmak yerine, o an yaşadıkları kaygıları ile ilgilenmeleri sonucu, sorulara dikkatlerini veremezler. Bu kaygılarına yaşadıkları durumdan kaynaklı Psikolojik Boyut da eklendiğinde; sınav kaygısını yaşamaları kaçınılmaz olacaktır. Aslında bu duygulara sebep olan bireyin, sınava yeterince hazırlanmaması ve yeterli düzeyde derslere çalışmaması davranışıdır. Daha doğrusu sınavı ciddiye almayarak, sınavı kazanmak için gerekli çabayı göstermemesi sınav kaygısını yaşamasına sebep olmuştur. Gerekli hazırlık ve çaba gösterilseydi kendine güveni ve öz güveni yüksek olmakla kalmayacak, yeterli düzeyde çalışan her bireyde olduğu gibi soruların çoğu ona kolay gelecekti. Bu nedenle bireylerde başarıyı olumsuz yönde etkileyen durumların başında, derslere “sınava” hazırlık ve ders çalışma becerilerinin yetersizliği gelmektedir. Sonuç olarak, sınav kaygısı ,yetersiz ders çalışma davranışına eşlik eden fizyolojik ve psikolojik durumların sonucu, başarısızlığa neden olmaktadır. Başarıyı artırmak için etkili ve bilinçli çalışma yöntemlerinin “Planlı, sistemli ve etkili ders çalışma yöntemleri” öğrenilmesi ve uygulanması, sınav kaygısının da azalmasına neden olacaktır. Etkili ve bilinçli çalışma yöntemleri kullanılmadığı oranda, sınav kaygısını yaşamak kaçınılmaz olacaktır.

Öğrencinin, yapılan gözlemler ve elde edilen veri ve bulgular ışığında duru değerlendirildiğinde, Derslerdeki başarısında belirgin bir düşüş var ise mutlaka, çözümlenmemiş bir sorunu bulunmaktadır. Yaşadığı dönem yada durumlarla ilgili bir sorun yok ise o zaman sorunu “Sınav Kaygısı “ olabilir, olasılığı da aklımıza gelmelidir. Öğrencinin e geleceği için düşünceleri yada bir hedefi yok ise hedefi var, ancak hedefe ulaşmak için yeterli çabayı göstermiyorsa, yaşama karşı olumlu beklentileri yok ise dersleri yada öğretmenini sevmiyor ise derslere ilgisi olmayacağı gibi ders çalışmaktan da hoşlanmaz. Bazı öğrenciler, bunların dışında, ders çalışmada isteksizlik,derslere karşı ilgisizlik,çalışmayı sürekli erteme, derse çalışma konusu geçtiğinde konuyu geçiştirmeye çalışma,umursamama, dersleri başarmak için çok az ve yetersiz süre ayırma yada hiç çaba göstermemek vb. durumlar ile karşılaşan öğrenciler öncelikle kendilerine bir hedef belirlememiş olabileceği gibi sınav kaygısı yaşıyor olabilirler. Bu durumlara, sınavdan önce aşırı heyecan ve kaygı, mide bulantısı, kalp çarpıntısı, avuçta terleme, ellerin titremesi,kalbin hızlı atışı ve sıkışıklık hissi, nefes darlığı yada nefes almada güçlük vb. fizyolojik belirtiler eşlik ediyor ise sınavda başarılı olamayacağı konusundaki olumsuz düşünceler ve kaygılar sonucu; sınava konsantre olamayacağı gibi sınav kaygısı çekeceğinden daha önceden çok iyi bildiği sorular çıkmış olsa dahi bunları bile yanlış yada noksan yanıtlayacaktır.

Gerekli eğitim ve öğretim koşullarının oluşturulduğu ortamlarda her öğrenci performansına uygun olarak öğrenir. Bu gün hayvanların bile öğrenebileceğinden yola çıkarsak,öğrenmeyecek birey yoktur. “Zihinsel engelliler bile öğrenebilirler” her insan başarılı olmak ve başarının verdiği hazzı tatmak ister, bunun sonucu çevresinden onay görmek ister. Sınavlarda iki sonuç ortaya çıkmaktadır.Başarılı yada başarısız olmak İşte başarısız olma riskinin yaşanacağı her durumdan kaygı duymak doğaldır.Ancak kaygının oranının yüksekliği bireylerde sınav kaygısına neden olur. Sınav kaygısının, oluşumunun temelinde bu olumsuz düşünceler vardır. Bireyin kendisinden kaynaklanan nedenler birinci sıraları işgal etmiş olsa bile, sınav kaygısında çevresel faktörlerin önemi büyüktür. Daha öncede belirttiğimiz gibi eğitimciden yani öğretmenden ve eğitim ortam ve koşullarından kaynaklanan nedenler en ön sıralarda yer almaktadır. Bazı öğrenciler, öğrendikleri pekiştirici ek çalışmalar yapmamasına rağmen, sınıf atmosferinde öğretmenlerin öğretimi ile de öğrenebilirler. Ezbere ve teorik, karmaşık kuru bilgi aktarımına dayanan öğretim yöntem ve teknikleri mutlaka tekrar gerektirmektedir. Ancak gözlem,deney, araştırma ,yaparak yaşayarak öğrenme vb. mutlaka öğrencilerin belleğinde iz bırakmakta ve kolay kolay öğrenilenler unutulmamaktadır. Yine çok sayıda duygu organına hitap eden öğretim araçları ile yapılan öğrenmeler “bilgisayar, sunu, sinevision, gösteri vb. özellikle bilgilerin kullanımı, tekrara edilmeseler bile unutulmamakta, bazı bölümleri unutulsa bile birey üzerinde iz bırakan öğrenme figürleri zihinde kalmaktadır. Çevresel faktörlerden öğretim biçimi kadar, öğretmen , arkadaş, anne-babaların olumsuz tavır, tutum ve davranışları öğrencinin sınav kaygısı yaşamasına neden olmaktadır. Bu kişilerin bireyden beklentilerinin düzeyi arttıkça ve birey bu beklentileri karşılamaktan uzaklaştığı oranlarda sınav kaygısı kaçınılmaz ve yaşamının bir parçasına dönüşmesine vesile olacaktır. Bütün bunların sonucu birey, sürekli çevresindeki bu kişiler tarafından baskı altına alınarak; bu baskıların, aşağılanmanın, küçük düşürülmenin, başkaları ile kıyaslanmanın, olumsuz örneklerin; verdiği ezginlik,aşağılanma,baskı, endişe ve korkular sınav kaygısını daha da arttıracaktır. Bu olumsuz tutum ve davranışlar , çocukta bir nebze çalışma ve başarma isteği var ise de bunu da körelterek büsbütün yok etmektedir. Bütün bunların sonucu, birey sınav kaygısını defalarca yaşayarak başarısız olacaktır Bireylerin yaşadığı normal bir kaygı düzeyi, bireyi harekete geçiren ve başarılı olmasına sebep olurken; stres, aşırı kaygı, endişe, başarılı olamayacağı korkusu; dikkat dağınıklığı, motivasyon bozukluğu, hataları arttırıcı durumları ortaya çıkaracaktır. Bu sıkıntılı durumlardan bir an önce kurtulmak isteyen birey, aceleci ve kaçınma davranışları ile sınavda başarısız olacaktır.

Kaygı düzeyi çok yüksek öğrencilerin, kaygı düzeyi daha düşük olan öğrencilerden; daha uzun süreli ders çalışmalarına rağmen başarısız oldukları kanıtlanmıştır. Yine normal düzeydeki kaygı, hedef koyma, derslere karşı istekli olma, çalışmaya karar verme, alınan kararlar doğrultusunda çalışma etkinliklerine yönelme yani harekete geçme ve planlı,sistemli ve verimli çalışarak, zamanını en iyi ve verimli şekilde değerlendirerek; öğrencinin başarı performansını artırmaya yardımcı olmaktadır.

Bu nedenle insan yaşamından kaygıyı tümüyle ortadan kaldırmak, bireylere yarar yerine zarar verecektir. Kaygı yaşamayan birey, kaygının verdiği olumsuz durumlardan kurtulmak için harekete geçmeyeceği gibi hiçbir çabada göstermez. Ancak çok fazla kaygı duyulan durumların vereceği olumsuz etkilerden de kurtulmak için yani kaygıya yenik düşmemek ve yaşanılan kaygıyı belli bir düzeyde tutmak için kaygıyı kontrol altına alıcı ve kendi yararına kullanabileceği duruma dönüştürmesi gerekmektedir. Bu kendi elimizde olan bir durumdur. Aynı öfkemizi kontrol ederek, disiplin altına nasıl alabiliyor isek aşırı kaygılarımızı ve özellikle sınav kaygısını ortaya çıkaran faktörleri en düşük düzeye indirerek, kaygılarımızı disipline edip,kontrol altına alabiliriz.

Ayrıca sınav öncesi gün ve saatlerde öğrencilerin yeterince dinlenmemesi, yorgun, uykusuz, gerginlik, endişe, sinirlilik, karamsarlık, sınav korkusu, iştahsızlık, karnının aç olması, durgunluk vb. durumlar ve yukarıda belirtilen yakın çevresindekilerin “ öğretmen, anne, baba, arkadaş vb” olumsuz tutum ve davranışları başarısızlık ve sınav kaygısının en büyük nedenlerindendir.

Kaygısı yüksek olan öğrenciler, düşük olanlara oranla ders çalışmaya daha çok zaman ayırmasına rağmen, diğer öğrencilerden daha başarısız olmaktadır. Elde edilen bulgular, düşük performansın nedenini bu öğrencilerin ders çalışma sürelerindeki yetersizlikle değil, olumsuz duygu ve düşüncelerin kendilerinde yarattığı ve üstesinden gelemedikleri derecede kaygı yaşamalarıdır.

Bazen bireylerin tüm çabalarına rağmen, dersi yada öğretmenini sevmemesi sonucu sınav kaygısını yaşayarak derslerde başarısızlık ortaya çıkabilir. Bu durumlarda en büyük görev öğretmenlere özellikle Psikolog / Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmenlere”
Öğretmen önce kendini sonra dersini sevdirmek için aldığı eğitim formasyonunun gereği olarak, tüm çaba ve yöntemleri kullanmasını bilmelidir. Buna rağmen çocuk sınav kaygısı yaşıyor ise bu kaygıya sebep olan tüm faktörleri ve koşulları belirleyerek, bunları kontrol altına almakla kalmamalı, ortadan kaldırmalıdır. Daha sonra kaygısını kontrol etme alışkanlığı kazandırılmalıdır. Tüm bu çabalara rağmen öğrenci başarılı olmuyor ise başarıyı yakalaması için gerekli koşullar düzenlenmelidir.” Planlı, Sistemli ve Verimli Çalışma Yöntemleri”

Sınav kaygısı konusundaki makalemi, başarıyı yakalama konusundaki bir örnekle sonuçlandırmak istiyorum.

Psikolojik Danışma Merkezine sürekli Matematik dersinden başarısız olan bir öğrencim getirildi. Bir planlama yaparak, sorununu çözmek için haftada iki gün “birer seans” psikolojik danışmaya aldım. Sonuçta , bir çok derse istekle çalışarak, başarılı olan bu öğrencinin, Matematik dersine karşı geçmişten beri olumsuz tutumlar geliştirdiği ve çalışsa bile bu dersten asla başarılı olamayacağı konusunda yargılara sahip olduğu izlenimi edindim. Bunun üzerine ders öğretmeni ile bir görüşme ayarladım. Öğretmeninin tüm çabalarına rağmen bu öğrencinin başarılı olamadığını ve derslere yeterince çalışmadığını öğrendim. Öğretmen arkadaşıma,öğrencimizi kazanmak isteyip istemediğini sordum. Öğretmen tabii ki kazanmak isterim ancak onda herhangi bir gayret göremedim. Sizce tüm yolları dendim diyebilir misiniz? Evet demesi üzerine; hayır bir yol daha var dedim. Anlaşma, Peki bu nasıl olacak dedi.
- Değerli öğretmenim, önümüzdeki aylarda programınıza göre hangi konuyu işleyeceksiniz?
- Rasyonel Sayılarda Dört İşlem

Bu konuya başlamadan bir hafta önce öğrencinizi, öğretmen odasına çağırınız. Yalnız odada sizden ve öğrencinizden başka kimse olmasın. Kendisine önümüzdeki aylarda bu konuları işleyeceğiz. Sana ödev veriyorum, ancak ikimiz arasında kalacak. Rasyonel Sayıların Dört İşlemi İle ilgili Alıştırma ve Problemleri sürekli çalışacak, çözemediğin soruları bana getireceksin. Birlikte çözeceğiz. Sen ne zaman ben artık alıştırma ve problemleri çözebiliyorum ve hazırım dersen, bana bunu bildireceksin. Diye söz alacaksın, dedim. Aradan hayli bir süre geçti öğretmen tekrar bana geldi. Öğrencim ile dediklerinizi uyguladım. Bu aralar derslerde parmak bile kaldırıyor. Ancak ben hata yaparsa isteği azalacağından korktuğum ve moralini bozmamak için tahtaya kaldırmıyorum. Ne yapmalıyım dedi. Ben tam sırası geldiğini, öğrenciyi bir sonraki derste parmağını kaldırdığında tahtaya kaldırmasını ve çözümü yaptıktan sonra, aferin arkadaşınıza demenizi; diğer öğrencilerinde parmak kaldırmasına karşın, aynı derste tekrar tahtaya kaldırmanızı, bu defa en yüksek olan beş “5” notunu, not defterinize çıkararak, tüm öğrencilerin yanında vermeniz gerekir, dedim. Aradan birkaç gün süre geçmişti. Aynı öğretmenle koridorda karşılaştık. Hal hatır sorduktan sonra, öğretmen arkadaşım Teşekkür ederek, sayenizde bir öğrencim daha Matematik Dersini sevmeye başladı.Dedi. Ben de öğrencinin Matematik korkusunu yendiğini, Matematik sınavlarında bu günden sonra “Sınav Kaygısı” asla asla yer almayacaktır. Ayrıca ikinci bir avantajınız, sizin verdiğiniz not,onun hayatının notuydu. Artık dersinizde başarılı olabileceğini öğrendi. Size mahcup olmama adına derslerinize çalışmadan gelmeyecektir. Gerçekten uzun bir süre sonra , tekrar öğretmenle karşılaştığımda “Ektiğimiz ürünün meyvelerini topluyoruz” dedi.
Son söz olarak, Değerli öğrenciler;

Unutma ki…
“ Kendin için neyin doğru ve neyin yanlış olduğunu bilecek yetenek sende var.”
“ Karar verdiğin doğrultuda bir yaşam oluşturma gücü sende var.”
“ Diğer insanlar senin desteğin olacaktır.”
“ Düşün, taşın, araştır. Ne yapacağına karar ver.”
“ Kollarını sıva, giriş, nasıl ve nerede sana yardım edeceğimizi söyle, yardım edelim.”
“ Önemli olan senin girişimin ve başarın. ”
“ Ancak sen başlarsan, biz sana yardımcı olabiliriz.”


Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Sınav Kaygısı ve Öğrencilere Öneriler" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Halil TÜRKMEN'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Halil TÜRKMEN'in izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Halil TÜRKMEN'in Yazıları
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,964 uzman makalesi arasında 'Sınav Kaygısı ve Öğrencilere Öneriler' başlığıyla benzeşen toplam 16 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
◊ Stres Testi Aralık 2008
◊ Unutkanlık Testi - Unutkanlık Ölçeği ÇOK OKUNUYOR Ağustos 2008
◊ Beck Anksiyete Ölçeği Ağustos 2008
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


13:25
Top