2007'den Bugüne 92,259 Tavsiye, 28,210 Uzman ve 19,973 Bilimsel Makale
Site İçi Arama
Yeni Tavsiye Ekleyin!



Borderline Kişilik Örgütlenmesi ve Aktarım Odaklı Terapi
MAKALE #22551 © Yazan Psk.Dnş.Kıvanç TIĞLI | Yayın Ekim 2021 | 1,525 Okuyucu
Kübra 22 yaşında üniversite mezunu bir öğretmendi. Özel bir okulda İngilizce öğretmeni olarak çalışıyordu. Kübra’nın bir kız kardeşi vardı, babası ve annesi yıllar önce boşanmışlardı. Kübra danışmanlık merkezine kendini çok kötü hissetmesi, duygularını çok yoğun yaşadığı, ters giden bir durumla karşılaştığında kendini sakinleştirmekte zorlandığı, çok yakın arkadaşının olmayışı, çok çabuk arkadaşlarından soğuması, hayatın anlamsız gelmesi, boşluk duyguları ve yalnız kalamama gibi şikayetlerle başvurdu.
Kübra’nın yaşadığı durum Borderline kişilik örgütlenmesi dediğimiz bir problemdi. Kübra ile ilk seansta, anamnez aldıktan sonra kuralların ve terapi çerçevesinin çok net olduğu psikoterapi kontratı yaptık. Kübra’nın seanslarında gözlemlediğim ve yüzleştirme yapmak durumunda kaldığım şey şöyleydi; danışanım ne zaman sıkıntılı ve onu üzen bir durumdan bahsetse bunu gülerek anlatıyordu. Oysa anlattığı şey çok üzüntü ve acı verici bir şeydi. Yani Kübra acı verici duygudan bahsederken gülerek kendini o durumdan uzaklaştırıyordu.
Bir başka gözlemlediğim nokta da konuşurken bazen, bir soru sorduğumda sorumla ilgisi olmayan bir başka konudan bahsediyordu. Böyle yapması da yüzleştirildi ve böyle yaptığının farkında olmadığını söyledi. Ayrıca, babasından bahsederken on dakika önce, onun çok iyi bir baba olduğumdan ve kendisine çok iyi davrandığından bahsediyor, aynı seansta belli bir süre sonra babasıyla ilgili çok olumsuz özelliklerine dair yorum yapıyordu. Kübra seansta yaşadığı deneyimleri, benimle kurduğu ilişki ve iletişimi gerçek hayatında da böyle yaşıyordu. Yani Kübra, “Bölme” denilen savunma mekanizması kullanıyordu, çevresindeki insanları iyi ve kötü özellikleriyle bir arada göremiyordu. Ona göre insanlar ya iyi ya kötüydüler, ortası yoktu. Bu durum da onun duygularını çok inişli çıkışlı yaşamasına, onlara öfkelendiğinde kendini sakinleştirememesine ve yıkıcı bir öfkeyle onlara karşılık vermesine yol açıyordu.
Kübra ile seanslarımızda aktarım odaklı terapide kullandığımız Netleştirme, Yüzleştirme, Yorumlama tekniklerini kullandım. Terapilerimiz halen devam ediyor.
Bir başka danışanım olan Gül hanım, 26 yaşında lise mezunu bir danışanımdı. Danışmanlık merkezine işyerinde uzunca bir süre istikrarlı olarak çalışamama, arkadaşlarıyla gerçek ve derin ilişkiler kuramama, sık erkek arkadaş değiştirme, kendini yalnız ve boşlukta hissetme, çok fazla internete takılma, sigara bağımlılığı gibi şikayetlerle başvurdu. Gül hanım seansta annesini zeki, güçlü, becerikli ama yeteneklerini tam olarak kullanamamış biri olarak tarif etti. Annesiyle babasının arasındaki sorunlarda, hep taraf tutmaya zorlanmıştı, bununla ilgili fazlaca sorumluluk almıştı. Annesi, Gül hanımı korumak ve kaybetmemek adına parayı çocuğunun üzerinde bir güç, kontrol aracı olarak kullanıyordu.
Gül hanımın babası kendine güveni az, inatçı ve soğuk bir adam olarak tarif ediliyordu. Danışan, babasının kendisinden daha çok başarılı olan ablasını sevdiğini ve onunla daha fazla ilgilenmesinden rahatsızlık duyduğunu belirtti. Abla, üniversite mezunuydu ve bir şirkette müdür yardımcısı olarak çalışıyordu. Danışan ablasını, küçükken kendisine ceza veren küçümseyen, üzerinde hakimiyet kurmak isteyen biri olarak tanımlıyordu.
Gül hanım şu an çalıştığı iş yerinden önce beş iş değiştirmişti. İş yerinde kendinden başarılı birisi olduğunda bunu kafaya takıyor ve sürekli kendini o elemanla kıyaslıyordu. İş yerindeki arkadaşlarından hep değer görmek ve onaylanmak istiyordu. İşinde samimi olduğu kız arkadaşını çok aşırı seviyor ve onu mükemmel buluyordu. Ancak arkadaşı bazen onun istediği değeri ilgiyi vermediğinde onu aşağılıyor, görmek istemiyor ve ona karşı aşırı nefret besliyordu. Ayrıca çalıştığı şirkette hep patronunun gözde elamanı olmak istiyordu. İş yerinde kendine bir görev verildiğinde bunu eksiksiz kusursuz yapmak istiyor, yapamadığı zaman kendini cezalandırıyordu. Örneğin, o gün eve daha çok iş getiriyor veya öğle saatinde yemeğe çıkmıyordu ya da kötü duygulardan kaçmak için fazlaca sigara içiyordu.
Gül hanım aynı yerde çalıştığı Murat isimli erkek arkadaşını çok fazla kıskanıyordu, onun hareketlerini hep kontrol etmek istiyordu. Murat azıcık ondan uzaklaşsa veya mesajına geç cevap verse Gül, hemen terk edileceğini, yalnız kalacağını düşünüyordu. Murat’tan istediği karşılığı göremeyince de ona hakaret dolu sayısız mesaj atıyor, çok öfkeleniyordu. Bütün bunlardan sonra, görüşmeye başlamalarının ikinci ayında Murat, Gül hanımı terk etti. Bu durum danışanımı çok olumsuz etkiledi, Murat’a sık sık mesajlar yazıyor, ona nefret besliyordu. Terk edilmeyi hazmedemiyordu, kendini yalnız, çaresiz bırakılmış küçük bir çocuk gibi hissediyordu.. Yaptığımız seansların birinde, danışanım bağlanma sorunu olan, kendisine kötü davranacak erkekler seçtiğini ve koruyucu bir anne gibi davranıp aşırı ilgi göstererek onları bıktırdığını, onları elinde tutmaya çalıştığını fark etti. Gül hanımla psikoterapilerimiz halen sürmekte ve her geçen gün olumsuz ve kötü hissettiğinde bu duyguları yakın ilişkide olduğu kişilere atmak için özel bir çaba sarf etmiyor. İletişim kurarken daha çok empati yapıyor ve kendi duygularının farkına varıyor.
Sınır kişiliğe sahip olan danışanlar genellikle 20 ve 30’lu yaşların başında ayrılma kaygısı, yalnızlık boşluk hisleri, kayıp, depresyon, öfke kontrol sorunları yüzünden terapiye başlarlar. İlişki kurdukları kişileri aşırı derecede yüceltirler ya da yerin dibine sokarlar. Yani hayatlarında “Bölme savunma mekanizmasını” kullanırlar. Bunu şöyle açıklayabilirim; bebek doğduğunda iç dünyasında bir sürü ego parçaları vardır. Bebek 6 aylık olduğunda iyi duygular bir kutba, kötü duygular da bir kutba toplanır. Yani bebek, annesi ona kötü davrandığında kötü tarafa geçer, kendini kötü hisseder. Anne iyi davrandığında da iyi tarafa geçer. Annesinin iyi ve kötü özelliklerini bir arada algılayamaz. Çünkü bebek dünyayı annesinin gözünden görür. 3 yaşa kadar her çocukta bu bölme mekanizması kapanmaz ve bu sağlıklı bir durumdur. Ancak 3 yaşından sonra bu iyi ve kötü kutbun birleşmesi gerekir. (Yani annemin hem iyi olumlu özellikleri vardır, hem de olumsuz özelikleri vardır, çocuk bunu algılar.) Ancak sınır kişilik örgütlenmesine sahip kişilerde bu bölme savunma mekanizması birleşmemiştir. Bu yüzden hayatındaki kişileri ya idealize eder yüceltir, ya da değersizleştirir.
Borderline kişilik örüntüsüne sahip kişiler, kendilerine acı veren olumsuz duyguları tam olarak deneyimlemekten kaçınırlar. Bu acı verici duygulara temas etmemek için eyleme vurma davranışları sergilerler. Olumsuz duygudan kaçmak için aşırı yemek yiyebilirler, çok hızlı araba kullanırlar, rastgele cinsel beraberlik yaşayabilirler, aşırı sigara alkol kullanabilirler, gereksiz yere alışveriş yapabilirler. Amaç, boşluk duygusundan kaçmak ve acı verici olumsuz duyguları yaşamamaktır. Terapide de danışan olumsuz bir şey anlatırken güler, acıdan kaçar, bazen de konuyu değiştirir konudan konuya atlayabilir.
Bu kişilerin bazen gerçeklik bağlantısı kopabilir, örneğin, sevdiği bir kişiyle sokakta kavga ederken aşırı tepkiler gösterir, bağırıp çağırabilir. Sanki orada sadece ikisi vardır, çevrenin farkına varamaz.
Borderline kişilik örüntüsüne sahip kişiler, ilişkide olduğu kişiye yapışma eğilimi gösterirler, onun istediği gibi davranır, adeta kendinden vazgeçerler. Sevdiği kişi tarafından hep terk edileceğinden korkar, karşı taraf onu bırakmasın diye kendisini terk ettirecek davranışlar sergilerler. Sevdiği kişiyi bunaltır, kendinden soğutur.
Aktarım odaklı terapi, sınır kişilik örgütlenmesine sahip kişilerde çok etkili bir terapidir. Terapi seanslarında danışan ne getirirse terapist onunla çalışır. Terapide danışanın söylediği şeylerle ilgili netleştirme yapılır, Danışanın duygusuyla anlattıkları uyuşmaz ise, danışan olumsuz duygusundan kaçmak için o duyguya giremezse, kullandığı savunma mekanizmaları işlevsiz ise bütün bunlar yüzleştirilir. Terapist, danışanın anlattıkları arasında tutarsızlıklar varsa bütün bunları yorumlar. Terapist, danışan onu övdüğünde idealize ettiğinde veya değersizleştirdiğinde nötr kalır. Bu duruş danışanın bölmesinin kapanmasına neden olur, terapistiyle yeni ve düzenleyici bir deneyim yaşar.
PSİKOLOJİK DANIŞMAN KIVANÇ TIĞLI BULUT
Yazan
Bu makaleden alıntı yapmak için alıntı yapılan yazıya aşağıdaki ibare eklenmelidir:
"Borderline Kişilik Örgütlenmesi ve Aktarım Odaklı Terapi" başlıklı makalenin tüm hakları yazarı Psk.Dnş.Kıvanç TIĞLI'e aittir ve makale, yazarı tarafından TavsiyeEdiyorum.com (http://www.tavsiyeediyorum.com) kütüphanesinde yayınlanmıştır.
Bu ibare eklenmek şartıyla, makaleden Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun kısa alıntılar yapılabilir, ancak Psk.Dnş.Kıvanç TIĞLI'nın izni olmaksızın makalenin tamamı başka bir mecraya kopyalanamaz veya başka yerde yayınlanamaz.
     Beğenin    
Facebook'ta paylaş Twitter'da paylaş Linkin'de paylaş Pinterest'de paylaş Epostayla Paylaş
Yazan Uzman
Kıvanç TIĞLI Fotoğraf
Psk.Dnş.Kıvanç TIĞLI
İstanbul (Online hizmet de veriyor)
Psikolojik Danışman
TavsiyeEdiyorum.com Üyesi15 kez tavsiye edildiİş Adresi Kayıtlı
Makale Kütüphanemizden
İlgili Makaleler Psk.Dnş.Kıvanç TIĞLI'nın Yazıları
► Duygu Odaklı Terapi Psk.Dnş.Hasan DAĞ
► Terapide Aktarım ve Karşı Aktarım Psk.Alpaslan KESKİN
► Çözüm Odaklı Kısa Süreli Terapi Psk.Dnş.İsa Ozan GÜN
► Çözüm Odaklı Kısa Süreli Terapi Psk.Dnş.Şerife AKSOY
► Kısa Süreli Çözüm Odaklı Terapi Psk.Mahir Efe FALAY
TavsiyeEdiyorum.com Bilimsel Makaleler Kütüphanemizdeki 19,973 uzman makalesi arasında 'Borderline Kişilik Örgütlenmesi ve Aktarım Odaklı Terapi' başlığıyla benzeşen toplam 14 makaleden bu yazıyla en ilgili görülenleri yukarıda listelenmiştir.
► Özşefkat Ocak 2021
► Korona Kaygısı Ocak 2021
► Kendin Olma Cesareti Ocak 2021
► Çocuklarda Çalma Ekim 2018
◊ Sosyal Fobi Vaka Örnekleri ÇOK OKUNUYOR Aralık 2013
◊ Depresyon Vaka Örneği ve Emdr ÇOK OKUNUYOR Aralık 2013
◊ Sosyal Fobi ÇOK OKUNUYOR Kasım 2013
◊ Vitiligo Kasım 2013
◊ Yetişkinde Fibromiyalji Kasım 2013
◊ Baş Ağrıları Ekim 2013
Sitemizde yer alan döküman ve yazılar uzman üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve pek çoğu bilimsel düzeyde yapılmış çalışmalar olduğundan güvenilir mahiyette eserlerdir. Bununla birlikte TavsiyeEdiyorum.com sitesi ve çalışma sahipleri, yazıların içerdiği bilgilerin güvenilirliği veya güncelliği konusunda hukuki bir güvence vermezler. Sitemizde yayınlanan yazılar bilgi amaçlı kaleme alınmış ve profesyonellere yönelik olarak hazırlanmıştır. Site ziyaretçilerimizin o meslekle ilgili bir uzmanla görüşmeden, yazı içindeki bilgileri kendi başlarına kullanmamaları gerekmektedir. Yazıların telif hakkı tamamen yazarlarına aittir, eserler sahiplerinin muvaffakatı olmadan hiçbir suretle çoğaltılamaz, başka bir yerde kullanılamaz, kopyala yapıştır yöntemiyle başka mecralara aktarılamaz. Sitemizde yer alan herhangi bir yazı başkasına ait telif haklarını ihlal ediyor, intihal içeriyor veya yazarın mensubu bulunduğu mesleğin meslek için etik kurallarına aykırılıklar taşıyorsa, yazının kaldırılabilmesi için site yönetimimize bilgi verilmelidir.


13:14
Top